Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada Diyarbakır Emniyet Müdürü Recep Güven'in sözlerine atıfta bulunarak, "Biz ölen terörist için ağlamadık, ağlamayız" dedi.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli de partisinin grup toplantısında, "Mademki teröristlere ağlamayan insan değildir, o halde bu salonda insan da bulunmamaktadır. Diyarbakır Emniyet Müdürü görevinden alınmalıdır" şeklinde konuştu.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) lideri Kemal Kılıçdaroğlu, CNNTürk'te dün akşam katıldığı "Tarafsız Bölge" programında konuya ilişkin olarak "Emniyet Müdürü'nün sözleri insani bir söylem gibi görünse de, toplumu bölen bir söylemdir" diyerek Recep Güven'i eleştirmişti.
Barış ve Demokrasi Partisi Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, kendileri için emniyet müdürü veya bürokratın konuşmasından ziyade sistemin ve modelin pratiklerinin önemli olduğunu ifade ederek, "Bizim önerdiğimiz modelde emniyet müdürleri, belediye başkanına bağlıdır. Ne zaman Diyarbakır Emniyet Müdürü Osman Baydemir'e bağlanırsa o zaman bu bizi heyecanlandırır. Onun dışında bir şey bizi heyecanlandırmaz" demişti.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ile CHP Genel Başkan Yardmcısı Sezgin Tanrıkulu ise Emniyet Müdürü Güven'in açıklamalarını değerli bulduklarını belirterek, parti liderleriyle ters düştüler.
Erdoğan: Herkes işine baksın
Elinde silah olan, can alan kimseye müsamahaları olmadığını kaydeden Erdoğan, "Terörü mazur gösteren anlayışa prim vermedik, vermeyiz. Onları savunamayız. Onlarla da el ele olamayız" dedi.
"Biz evlatlarımızı katleden ve bu mücadele esnasında ölen terörist için ağlamadık, ağlamayız. Bunu da çok açık net söylüyoruz. Bu bizim hem insani hem vicdani görevimizdir. Bunu böyle bilmeye mecburuz."
"Yerimizi iyi bileceğiz, bırakın siyaseti siyasetçiler yapsın. Analarımızın gözyaşına kimsenin gözyaşı ilave etme hakkı yoktur."
Kılıçdaroğlu: Toplumun güvenliğini sağlasın
CHP lideri Kılıçdaroğlu, gazeteci Ahmet Hakan'ın hazırlayıp sunduğu Tarafsız Bölge programında, Diyarbakır emniyet Müdürü'nü eleştirerek, söylemin ilk başta insani göründüğünü ama toplumu bölücü bir ifade olduğunu söyledi.
"Müdürün 'Dağda ölenlere ağlamayan insan değildir' demesine şehit aileleri ne diyecek? Bir emniyet müdürünün bu tür açıklamalar yapmasına hiç gerek yok."
"Onun görevi toplumun güvenliğini sağlamak. Sen insanlar ölmesin diyorsan, güvenliği sağla."
"Bu ülkede ağlamayan, ülkenin sorunlarına sahip çıkan ve bu sorunları çözme iradesi gösterecek kişilere ihtiyaç var."
Arınç: Diğer müdürlerin de aynı şekilde düşünmesini umuyorum
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ise dün Bakanlar Kurulu sonrası yaptığı değerlendirmede, Başbakan Erdoğan'ın "Biz teröriste ağlamayız" söylemi ile ters düşmüştü.
"Konuşmanın içeriğine baktığımız zaman bunu takdirle karşılıyorum. 1991-1995 arasında Diyarbakır'da görev yapmış bir insan. Yaşadığı acı olayların analizini yaparak bugüne ışık tutması önemli."
"Teröre yol açan 10 sebep sayabilirsiniz. Bunlardan birisi de o dönem yaşanan faili meçhul cinayetlerin, köy boşaltmaların, oradan oraya göçe zorlamanın çok büyük etkisi olduğudur."
"Emniyet müdürünün bizim de paylaştığımız, gazetecilerle yaptığı toplantıdaki ifadelerini çok değerli buluyorum. Bunun ışığında, bölge halkıyla da kucaklaşarak, teröre karşı yek vücut millet olarak da emniyet güçleri olarak da birlikte çalışacağımızı göstermiş olur. O bölgedeki emniyet mensuplarının da bu düşünceler içinde olmasını diliyorum."
Tanrıkulu: Müdürün kendisiyle de yüzleşmesi önemli
CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, Recep Güven'in Diyarbakır'da görev yaptığı 1991-1995 arasında kendisinin Diyarbakır Barosu'nda genel sekreterlik ve başkan yardımcılığı görevinde bulunduğunu hatırlatarak, o yılların insan hakları açısından zulüm dönemi olduğunu söyledi.
"Emniyet müdürünün genç yaşlarda bulunduğu o dönemlere ilişkin kendisiyle de yüzleştiği, bu açıklamaları son derece önemli."
"Acıların ve sevinçlerin ortaklaşma eğilimine giremeyeceği dönemlerde bir arada yaşama arzusu zayıflar ve giderek yok olur."
"Emniyet müdürünün geçtiğimiz 20 yıla dikkat çekmiş olması ve bunu çarpıcı cümlelerde ifade etmesi önemlidir ve değerlidir. O zamanlar emniyet müdürünün içerisinde bulunduğu mekanizmaların ürettiği insan hakları ihlallerine karşı mücadele ediyorduk." (EKN)