Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Genç Kadın Meclisi, eski kocası Fedai Varan'ın Emine Bulut'u öldürmesini ve erkek şiddetini Kadıköy'de bulunan Beşiktaş İskelesi önünde düzenledikleri basın açıklamasıyla protesto etti.
Açıklamaya, HDP milletvekilleri Hüda Kaya ve Dilşad Canbaz da katıldı. Kadınlar, üzerlerine erkek şiddetiyle öldürülen kadınların isimlerinin yazılı olduğu tişörtler giydi.
Canbaz: "Erkekliğinizle barışmayacağız"
Eylemde, ilk olarak HDP Milletvekili Dilşad Canbaz konuştu ve şöyle seslendi:
“Ölmek istemiyoruz diye haykıran birçok kadın var. Kadınlar için İstanbul Sözleşmesi’nin tekrar uygulanması gerekiyor. Toplumsal cinsiyet rollerinizi kabul etmediğimiz için katlediliyoruz. İlk önce kazanımlarımıza saldırıyorlar. Çünkü kadınlardan korkuyorlar. Bulunduğumuz her yer de yasta değiliz, isyandayız. Biat etmeyeceğiz, erkekliğinizle barışmayacağız."
Kaya: "Erkekçi zihniyet tahakküm kurmak istiyor"
HDP Milletvekili Hüda Kaya da şöyle dedi:
"Ataerkil zihniyeti yıllardır dünyayı yaşanmaz hale getiriyor. Nereye el artılarsa yaşanmaz hale geldi, ekonomiye el atıyorlar getiriyorlar, aile el atıyorlar geçirmez hale getiriyorlar. Din alanında da böyle. Erkekçi zihniyet dünyanın her bir tarafında paralel olarak kadın cinayetleriyle pratikleriyle beraber doğa talebinde devam etmektir. Erkekçi zihniyet doğaya tahakküm kurmayı kendinde hak olarak görmektedir. Erkek kadın cinsiyetine karşı da bu hakkı kendinde bulmaktadır.”
"Geçen yıllarda Özge Can Arslan toplumda travmaya sebep olmuştu, geçen gün ise Emine'nin çığlığı kulaklardan eksilmemeli. Emine'nin çığlığı, hepimizin çığlığıdır."
"Kadınları erkekler koruyamaz"
Basın açıklamasını okuyan HDP İstanbul Genç Kadın Meclisi Üyesi Gülistan Yılmaz da şöyle seslendi:
“Her gün birden fazla, kadına şiddet haberini duymaktayız ve bu kadınlar, kendilerine en yakın kişiler olan eşleri, partnerleri veya diğer aile bireyleri tarafından öldürülüyorlar. Her an tehdit, aşağılanma, saldırı ve şiddete uğrayan milyonlarca kadın var. Kadının yalnızca yaşam hakkı için verdiği mücadele gözlerimizin önünde. Bu ülkede kadın olmak çok zor, çünkü henüz yaşam hakkımızı korumak için mücadele ediyoruz. Kadınlar, kadın oldukları için katlediliyor. Erkek, kadın yaşasın istemiyor, boşansın istemiyor, kendi kimliği ile var olsun istemiyor.”
“Kadının kimliği kabul edilmedikçe, kadına karşı işlenen suçlar örtbas edildikçe, cezasız kaldıkça, katillere, toplumsal yanlış kabuller sonucu indirimler uygulandıkça, kadın cinayetlerinin, taciz ve tecavüzün önüne geçilemeyecektir. Kadına yönelik şiddet ile mücadele için toplumsal cinsiyet eşitliği sağlanmalı. Kadını koruyacak olan, şiddetine maruz kaldığı erkek değil; kadının kendisidir” dedi.
Dersim: Cezasızlık politikası erkekleri cesaretlendiriyor
Dersim’de ise, kentte son dönemde yaşanan taciz ve tecavüz girişimlerine ilişkin açıklama yapıldı. Seyit Rıza Meydanı’nda bir araya gelen Dersim Kadın Platformu üyeleri, Pertek ilçesinde yaşanan tecavüz girişimine ve ismi daha önce istismar suçlaması ile gündeme gelen Munzur Üniversitesi'nin soruşturma başlatılmamasına tepki gösterdi.
Basın açıklamasını okuyan Sırma Tayan, şöyle dedi:
“70 yaşındaki Ahmet Çelik adlı erkeğin kapı komşusu olan 17 yaşındaki çocuğa tecavüz girişiminde bulunduğunu, daha önce de çocuğa sözlü tacizde bulunduğunu öğrenmiş bulunmaktayız. Devletin cezasızlık politikası bu kişileri evlerimizin içine kadar girip çocuklarımıza saldırmaya cüret edecek kadar cesaretlendiriyor.
Tayan, Munzur Üniversitesi’nde görevli memur hakkında ise kamu görevlilerinin öğrenciler ile yakınlaşmasına aracılık ettiğine dair iddialar üzerine platform olarak daha önce açıklamalar yaptıklarını hatırlattı.
Tayan, son olarak şunları belirtti:
“Maalesef geçen süre içinde bu şahıs hakkında adli ya da idari herhangi bir soruşturma yürütüldüğünü duymadık. Üniversitelerin açılmasına az bir zaman kala bu şahsın hala görevde olması aynı olayların yeni dönemde de tekrarlanacağı kaygımızı arttırmaktadır. Bu şahıs hakkında bir an önce şeffaf ve adil bir soruşturma başlatılmalı ve bu süre içinde şahıs açığa alınarak, mağdurların bulunduğu yer olan kurumdan uzaklaştırılmalıdır.” (EMK)
*Haber ve fotoğraf: MA