Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Emine Ayna siyaseti bıraktığını açıkladı.
1Kasım seçimlerini Kürt halkının iradesini ve sivil siyasetin yok sayılması olarak değerlendiren Ayna şunları ifade etti:
“Geçtiğimiz 10 ay süresince devlet çözümsüzlükteki ısrarından vazgeçmediği gibi her geçen gün artan oranda insanlığın ve vicdanın kabul etmeyeceği uygulamalarını hayata geçirmeye devam etti. Parti meclis üyelerimiz, il/lçe yöneticilerimiz, belediye meclis üyelerimiz, belediye eş başkanlarımız tutuklandı, öldürüldü, hala da tutuklanmaya ve öldürülmeye devam ediliyor.”
"Cizre'deki saldırı son damla oldu"
Tepki ve protestoların engellendiğini bu şekilde siyaset yapma olanaklarının ortadan kaldırıldığını belirten Ayna “Cizre'deki saldırı son damla oldu” dedi.
“Geçtiğimiz 35 yıl boyunca öldürülenlerin birlikte gömüldüğü toplu mezarlar açığa çıkarken, tarihin kirli yazılmış sayfalarına biri daha eklendi. 25 yaralı ve sağ insan diri diri toplu gömüldü. Bu olay benim için son damla oldu.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kaymakamlarla yaptığı toplantıda “koyun mevzuatı bir yana” dediğini hatırlatan Ayna “...açık açık hukuksuzluk çağrısı sonucunda; siyaset kurumlarının barışçıl çözüm geliştirebileceğine dair hiçbir umudum kalmamıştır” dedi.
Ayna “Cumhuriyet tarihi boyunca mücadele ederek yarattığı kültürel ve siyasi değerlerine her fırsatta hakaret eden, insani anlamda hiç kimsenin kabul edemeyeceği şekilde ölüsüne de dirisini de işkence yapan, mezarını da evini de yakıp yıkan bir anlayışla siyasi çözüm gelişebileceğine inanmıyorum” sözleriyle siyasetten çekildiğini açıkladı.
Ayna, ayrıca bu kararının kişisel bir karar olduğunu partisiyle ortaklaşarak alınmadığını belirtti. (EA)
Emine Ayna'nın açıklaması-tam metin |
7 Haziran 2015 seçimlerinden sonra başta Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP hükümeti; Kürt halkının, mevcut anti-demokratik seçim sistemine ve tüm saldırı ve şiddete rağmen sandıktan çıkardığı iradesini tanımadığını ilan etti ve tekrar seçim kararı aldı. AKP'nin aldığı bu militarist nitelikli karar; sivil siyasetin yok sayılması idi. Geçtiğimiz 10 ay süresince devlet çözümsüzlükteki ısrarından vazgeçmediği gibi her geçen gün artan oranda insanlığın ve vicdanın kabul etmeyeceği uygulamalarını hayata geçirmeye devam etti. Parti meclis üyelerimiz, il-ilçe yöneticilerimiz, belediye meclis üyelerimiz, belediye eş başkanlarımız tutuklandı, öldürüldü, hala da tutuklanmaya ve öldürülmeye devam ediliyor. Partimizin bu uygulamalara gösterdiği tepkiler ve protestolar terörize ediliyor, saldırılıyor, sıradan basın açıklamaları bile valilik kararları ile yasaklanmaya başladı. Yani siyasi partiler aracılığıyla siyaset yapma olanakları ortadan kaldırılıyor, hükümet gibi düşünmüyor ise işlevsizleştiriliyor. Halkın seçimler sonucunda açığa çıkardığı iradelerin (belediyelerin), sadece ve sadece kendilerini seçen halkın yanında oldukları için yetkileri ellerinden alınıyor, devletin atadığı bürokratlara veriliyor. Yani seçilmişler, atanmışların emrine tabii kılınıyor. Cizre'deki dram son damla oldu 23 Ocak 2016 tarihinde Cizre'de bir eve havan topu ve benzeri ağır silahlarla yapılan saldırılar sonucunda önce 10 kişi yaralandı, saldırıların durmaması ile birlikte bu sayı 25'e çıktı. 8 gün ve gece boyunca hepimiz tam bir dram yaşadık. Tüm gücümüzle, bir binanın bodrumuna sığınarak yaşam mücadelesi veren 25 yaralı insanın hastaneye kaldırılması için seferber olduk. Gerek yurtiçinde, gerekse de yurtdışında danışmadığımız, başvurmadığımız ne kişi ne de kurum kaldı. Bu süre zarfında her gün bir kişi ölüme yenildi. 25 yaralıdan 6'sı hayatını kaybetti. 27 Ocak günü İçişleri Bakanlığı ambulansların ve sağlık ekiplerinin gitmesine izin verince hepimiz umutlandık. Ancak bugün 30 Ocak ve bu 3 günün sonunda ambulanslar 8 kez yaralıları almaya gidip askeri güçler tarafından engellenerek geri döndü. Hiçbirimizin aklına ve hayaline gelmeyecek şekilde kandırıldık ve aldatıldık. Hala bakanlıklarla yapılan görüşmelerden sonuç almayı beklerken, 8 Şubat'a kadar TBMM tatil edildi!!! Sorun çözme arenası tatile girdi. Geçtiğimiz 35 yıl boyunca öldürülenlerin birlikte gömüldüğü toplu mezarlar açığa çıkarken, tarihin kirli yazılmış sayfalarına biri daha eklendi. 25 yaralı ve sağ insan diri diri toplu gömüldü. Bu olay benim için son damla oldu. 'Bu anlayışla siyasi çözüm gelişmez' Bugün yaşadığımız bu vahşetle birlikte Cumhurbaşkanının 'mevzuata uymayın' diyerek, açık açık hukuksuzluk çağrısı sonucunda; siyaset kurumlarının barışçıl çözüm geliştirebileceğine dair hiçbir umudum kalmamıştır. Her gün tek dil-tek millet söylemiyle, Kürt halkının dilini ve kimliğini inkâr eden, Cumhuriyet tarihi boyunca mücadele ederek yarattığı kültürel ve siyasi değerlerine her fırsatta hakaret eden, insani anlamda hiç kimsenin kabul edemeyeceği şekilde ölüsüne de dirisini de işkence yapan, mezarını da evini de yakıp yıkan bir anlayışla siyasi çözüm gelişebileceğine inanmıyorum. Bu temelde siyasetten çekildiğimi ilgili kamuoyuna duyuruyorum. Aldığım bu karar partimle ortaklaştığım, örgütsel bir karar değildir. |
Emine Ayna kimdir |
1968 Diyarbakır'da doğdu. Çukurova Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Ekonomi Bölümü son sınıfından ayrıldı. Gökkuşağı Kadın Derneği'nin kurucularından. 2007'de Bağımsız Mardin Milletvekili olarak Meclis'e girdi, Demokratik Toplum Partisi (DTP) Eş Başkanlığı yaptı. 2011'de Barış ve Demokrasi Partisi'nin desteğiyle Diyarbakır milletvekili oldu. 2014'ten beri Demokratik Bölgeler Partisi Eş Genel Başkanı. Emine Ayna, aynı zamanda Kızıldere'de Mahir Çayan'la birlikte öldürülen THKO üyesi Ömer Ayna'nın yeğeni. |