Tüzel yaptığı yazılı açıklamada parti olarak Susurluk ve Şemdinli gibi olaylardaki suç örgütlerinin dağıtılması ve cezalandırılması mücadelesini önemsediklerini ve Şemdinli'deki çetenin peşini bırakmama çağrısına katılmayı görev saydıklarını belirtiyor.
Hukukun üstünlüğü söylemi anlam ifade etmiyor
EMEP "Emekli bir generalin 'birkaç bomba da ben attırdım' demesinden sonra Şemdinli olayı daha anlaşılır oldu. Şemdinli davasındaysa yargıya müdahale hepimizin gözü önünde 'tanırım iyi çocuktur' açıklamaları, savcı, emniyet müdürünün görevden alınmasıyla olmuştu" ifadelerini kullandığı açıklamada bugüne kadar devlet içinde yasadışı eylemlerin örtbas edildiğini ancak durumun artık daha anlaşılır olduğunu vurguluyor.
İki astsubayın cezalandırılmasına karşın Şemdinli davasında çeteleri koruyan ve kollayan güçlerin müdahalesinin sona ermediğini söyleyen Tüzmen "olayın mağduru sanık durumuna sokuldu" diyor.
"Susurluk, Şemdinli ve benzeri çetelerin üzerine gidilmesi bu tür suç örgütlerinin eleman azmettiricileri yargılanıp cezalandırılmadan 'hukukun üstünlüğü' söylemi bir iyi niyetten öte anlam ifade etmiyor."
Tüzel Şemdinli'de bölge Baro başkanlarını ve demokratik örgüt yöneticilerinin Şemdinli halkı ile buluşma ve Şemdinli'deki çetenin peşine bırakmama çağrısını görev kabul ettiğini söylüyor.(EZÖ)