2002-2004 arasında Jandarma Genel Komutanlığı görevinde bulunan emekli Orgeneral Şener Eruygur, İstanbul'da tedavi gördüğü hastanede öldü.
81 yaşındaki Eruygur, 17 Eylül 2008'de tutuklu bulunduğu Kandıra'daki yüksek güvenlikli Kocaeli Ceza ve İnfaz Kurumu'nda merdivenlerden düşerek beyin kanaması geçirmiş ve hastaneye kaldırılmıştı. 21 Eylül 2008'de sağlık sorunlarından dolayı tahliye edilmiş, avukatları hafızasını kaybettiği gerekçesiyle hakkındaki davaların düşürülmesi talebinde bulunmuşlardı.
Eruygur Salı günü Büyük Selimiye Camisi'nde kılınacak öğle namazının ardından Karacaahmet Mezarlığı'nda toprağa verilecek.
Eruygur kimdi?
1960'da Kara Harp Okulundan topçu subayı olarak mezun olan Eruygur, 1987'de Tuğgeneral olarak Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) yüksek komuta kademesine yükseldi. 2000'de orgeneralliğe yükselerek Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanlığına, 2002'de Jandarma Genel Komutanlığına atandı. 30 Ağustos 2004 itibarıyla emekliye ayrıldı.
Şener Eruygur, askerlikten ayrılmasının ardından TSK'ye ülke yönetiminde öncü bir rol yükleyen Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Genel Başkanlığı'na seçildi. ADD, 2007 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin Adalet ve Kalkınma Partisi'nin çoğunluğu oluşturduğu parlamento tarafından gerçekleştirilmesine karşı çıkan toplum kesimlerinin seferber oldukları "Cumhuriyet Mitingleri"nin organizasyonu ve söylemindeki etkisiyle öne çıktı. Eruygur ADD Başkanlığını 2010'daki kongrede Tansel Çölaşan'a devretti.
"Ergenekon" davası
Şener Eruygur, 2007'de, Alper Görmüş'ün yayın yönetmeni olduğu Nokta dergisinde yayınlanan seri haberlerde 2003 ve 2004'te tasarlandığı ileri sürülen "Ayışığı" ve "Sarıkız" kod adlı darbe girişimlerinin öncüsü olmakla suçlandı. Suçlamaların kaynağını dönemin Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Özden Örnek'e ait olduğu iddia edilen "günlükler" oluşturuyordu. Ancak Örnek bu günlüklerin kendisine ait olduğu iddiasını kabul etmedi. Bu iddialar bir haber olarak kaldı.
Eruygur 1 Temmuz 2008'de, gazeteci Mustafa Balbay'ın kendi bilgisayarından elde edilen günlüklerinde yer alan "askeri darbe planları"ndaki "liderlik konumu" gerekçesiyle göz altına alındı ve ardından tutuklandı. 21 Eylül'de cezaevinde düşerek geçirdiği beyin kanamasına bağlı "hafıza kaybı" ve diğer sağlık sorunlarından dolayı serbest bırakıldı.
Eruygur, 5 Ağustos 2013'te İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince karara bağlanan Ergenekon davasında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Ancak Ergenekon Davası'nın temyiz incelemesini yapan Yargıtay 16. Ceza Dairesi, yerel mahkemenin verdiği kararı 21 Nisan 2016'da bozdu. Yeniden yargılama sürecinde İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesindeki onuncu duruşmada mahkeme, "Ergenekon örgütü'" adı altında bir örgüt olmadığı için, "örgüt kurmak, yönetmek, üyelik, yardım ve yataklık" suçlarından açılan tüm davalar yönünden 235 kişiden oluşan sanıkların tümünün beraatine karar verdi.
Davanın hazırlanmasında rol oynayan Savcı Zekeriya Öz başta olmak üzere, polis yetkilileri, gizli tanıklar ve diğer unsurlar, Fettulah Gülen Cemaatinin, Erdoğan hükümetine yönelik darbe ve komplo girişimlerinde yer alma iddiasıyla suçlandılar.
Dava sürecinde Başbakan Tayip Erdoğan kendisini davanın "savcısı", CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ise sanıkların "avukatı" ilan etmiş, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ise "Türkiye iyi bir noktaya gidiyor. Bu sıkıntılar, sancılar bir taraftan doğum sancısıdır. Bir taraftan da bağırsakların temizlenmesidir" demişti.
Ergenekon davasında suçlanan, aralarında Eruygur'un da olduğu komutanların beraatlerinin ardından, 2010'da Cumhurbaşkanı olan ve Fettullah Gülen Cemati'yle çatışmaya düşen eski Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 20 Mart 2015'te Harp Akademileri Komutanlığı'nı ziyaret etmiş ve Ergenekon ve Balyoz operasyonlarına ilişkin olarak şöyle demişti: "Bu operasyonlarla şahsım başta olmak üzere, tüm ülke yanlış yönlendirildi, aldatıldı. Kurumlarımızın içinde örgütlenmiş, güçlü medya desteğiyle teçhiz edilmiş bir yapının, Türkiye'yi ele geçirmek için yürüttüğü bir kumpasa, bir darbe teşebbüsüne hep birlikte maruz kaldık."
Erdoğan Eruygur'un da aralarında olduğu, suçlanan askerlerle ilgili olarak da şunları söylemişti: "Samimiyetle ifade ediyorum; eski Genelkurmay Başkanımız başta olmak üzere, birlikte mesai sarf ettiğim için yakından tanıdığım pek çok komutanın tutuklanmasına şahsen gönlüm hiçbir zaman razı olmadı."
(AEK)