"Hapishanede bulunan gazeteci sıfatlı kişilerin haklarını korumak için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvursun" diyen Ekşi, hükümetten, hapis cezası öngören yasa hükümlerinin Eylül'de Olağanüstü toplantıya çağrılması beklenen TBMM'nce an süratle ve "özgürlükçü" yönde değiştirilmesini istedi.
24 Temmuz'da yaptığı açıklamada, "Artık eski anlayışın "sansür"ünden uzağız. Ama değişen koşullar kendi "sansür"lerini yaşamımıza soktular" denildi.
Ekşi'nin açıklamasında şu tespitler yer aldı:
* Bu görüşümüz "kuralsız, sınırsız ve sorumsuz" bir özgürlük anlayışını savunduğumuz anlamına gelmez.
* Tam tersine Basın Konseyi hem en geniş anlamda "özgür" olmamız, hem de bu özgürlüğü "sorumlu" bir şekilde kullanmamız gerektiğini savunur.
* "Sorumluluk" topluma hesap verme yükümlülüğünü ifade eder. Bu da demokratik rejimle uyumlu ve onu yaşatma amacına dönük bir yükümlülüktür. Onun gereklerini ve kurallarını bu iki ölçüt belirler. Bundan fazlası, demokrasilerin değil dikta rejimlerinin koyduğu sorumluluktur. O da ifade özgürlüğünü boğmayı amaçlar.
* "İfade özgürlüğü" mücadelesinin yüzüncü yılına çok az kala Türkiye'de insanlar hala, kural koyanların hoş gördüğü kadar özgürdür. O kadar ki, değerli bilim adamı Prof.Dr.Çetin Özek'in, uzun yıllardan beri savunduğu "ifade özgürlüğü çoğunluk gibi düşünmeme, kurulu düzeni sorgulama hatta eleştirme hakkını da kapsar" görüşü Yargıtay içtihatlarına yeni yeni giriyor.
"Anadolu basını korku ile hapsi bekliyor"
* Nitekim halen "çoğunluk gibi" düşünmeyen bir çok gazeteci aldıkları hapis cezası onaylanırsa hapse girme tehdidi altındadır.
* Özellikle Anadolu'da yayınlanan bir çok gazetenin sahibi, sorumlu müdürü ve yazarı da yürürlükte bulunan yasa yüzünden verilen, inanılmaz derecede büyük para cezalarını ödeyemedikleri veya ödeyemeyecekleri için 3 yıla kadar hapiste yatmak korkusuyla bekliyorlar.
* Gazetecilik işlevi nedeniyle cezalandırıldıkları konusunda kesin bir kanaate ulaşılamadığımız ve tekrar yargılanmalarını talep ettiğimiz Burhan Gardaş, Erdal Doğan, Erkan Koncuk, Kemal Evcimen, Memik Horuz, Nurettin Şirin ve Sadık Çelik ile TCK 312'nci maddeye göre mahkum edilen ancak eyleminin gazetecilikle ilgili olup olmadığı saptanamayan Erdal Tan ile birlikte rakam daha da vahim oluyor.
Hapsi bekleyen gazeteciler
Açıklamada, hapse mahkum edildiği açıklananlar arasında şu kişiler bulunuyor:
Ankara "Başkent" Televizyonu programcılarından Kerim Akbaş, "Hıristiyanlara hakaret ettiği" gerekçesiyle 2 yıl hapse mahkum edildi. Akbaş, "Ey papazlar, pastörler, çobanlar kendinize gelin! Türkiye'nin altını oymak için her yolu deniyorsunuz" demişti.
"Muş Haber" Gazetesinin imtiyaz sahibi Berna Aktaş TCK 268/2-4 maddesine göre "adli, idari, siyasi veya askeri bir heyete neşir yoluyla hakaret" suçunu işlediği gerekçesiyle 1 yıl; gazetenin Genel Yayın Koordinatörü Faruk Akbaş, TCK 268/2-4 maddesine göre 1 yıl ve 1 yıl 9 ay hapse mahkum edildiler.
Diğer gazeteciler, "Milli Gazete" yazarı Selahattin Aydar, Türk Ceza Kanununun (TCK) 312'nci maddesi uyarınca, "Yeni Asya" Gazetesi yazarı Cemil Tokpınar, Mustafa Döküler, Ali Ferşadoğlu, Sami Cebeci, Mehmet Cevher İlhan, Şevki Akgünler, Kazım Güleçyüz, Mustafa Özcan TCK 312'nci maddesi uyarınca hapis cezası aldılar. Cezaları onanırsa bu gazeteciler hapse girecek.
5680 Sayılı Basın Kanunu'na da dikkat çeken Basın Konseyi, para cezasına mahkum olan gazeteler içerisinde Bizim Kocaeli gazetesi, Yeşil Göle Gazetesi, Kuzey Doğu Anadolu Gazetesi, Star Gazetesi'ne yer verdi. (EÖ/BB)