Hürriyet'in Pazar ekinde büyük kanalların "co-anchorlar"ı yani ana haber bültenini tatillerde ve hafta sonları sunan sunucularla konuşmuşlar...
Beş büyük kanal arasından (Kanal D, Star tv, Kanal 1, Show tv, ATV) yalnızca ATV'nin "co anchor"u kadın...
Onlara sorulan ortak soru "asıl kadın/adam" olup olmadıkları olacak ki, Şebnem Küçük Sunar hariç hepsinin meslekleri ve konumlarına dair sözlerindeki ortak ifade "Halimden memnunum 'anchor olma' iddiam yok, olursa yaparım, olmasa da olur" gibi "böyle bir iddia ve hırsla yola devam etmedikleri" anlamına gelen yanıtlar vermişler.
Şebnem Sunar Küçük'ün aslında benzer görünen yanıtı "Ben görevi insanıyım. Ne zaman 'anchorwoman' olurum diye düşünmüyorum... (...) Çok zor bir iş yapmanın yanı sıra son derece acımasız bir camiada çalışıyorum. O yüzden mesleğimi yapabildiğim kadar sürdürmek istiyorum" cümlesiyle değişiyor.
"Görev insanıyım" ifadesi Küçük'ün içtenliğini inşa ediyor, "Mesleğimi yapabildiğim kadar yapmak istiyorum" da, kadınların çeşitli "moda ve rüzgarlara" göre ekrandaki varlıklarının her an tehlikeye girebileceğine işaret ettiği gibi, bizi onun bir kadın olarak diğerlerinden farklı, mesleğini kendi dışındaki nedenlerle sürdürüp sürdürememe kaygısıyla karşılaştırıyor.
"Co-anchor"lar...
Şebnem Sunar Küçük 36 yaşında.
ATV'nin kurulduğu 1993'ten bu yana haber spikeri. 2001'den bu yana da ana haber spikeri. Şimdi hafta sonları Mehmet Barlas'ın yerine bakıyor. Aynı zamanda haberlerin hazırlanış aşamasında bulunup okuyacağı haberleri yazıyor.
" 'Co-anchor' seçilmemde diksiyonumun düzgünlüğü ve izleyiciye verdiğim güven etkili oldu diye düşünüyorum. Şimdiye kadar bundan hiç rahatsızlık duymadım. Zaten görev insanıyım. Ne zamam 'anchorwoman' olurum diye düşünmüyorum. Tabii ki Mehmet Ali Birand, Ali Kırca ve Uğur Dündar kadar tecrübeli değilim onları her zaman hayranlıkla izleyeceğim. Ama bu işi sadece erkeklerin en iyi yaptığına kesinlikle inanmıyorum."
Yazıda Ali Kırca, Mehmet Ali Birand, Uğur Dündar, Fatih Altaylı "yardımcıları" hakkında görüşlerini söylüyorlar. Üç aşağı beş yukarı hepsi de yardımcılarını övüyorlar, haklarında iyi şeyler söylüyorlar.
Yalnızca Mehmet Barlas, Şebnem Sunar Küçük için "O benim yardımcı 'anchor'um değil aynı zamdana hocam da. Bana televizyon haberi yazma tekniklerinden hangi kelimelerde takılmam gerektiğine kadar pek çok konuda yol gösteriyor" diyor.
"Co-anchor"lar...
Deniz Arman, 47 yaşında. Kanal D'de hafta sonları ve tatil günlerinde Mehmet Ali Birand'ın yerine ana haber bültenini sunuyor. 1985'te Milliyet'te muhabirliğe başladı. 1992'de Show TV'ye geçti. 1996'da Star'da yayına üç saat kala sunucu istifa edince, yayın yönetmeni Ufuk Güldemir haber bültenini sunması için onu seçti. Böylece ilk kez "anchorman" oldu.
Arman "Hafta sonları haber sunmanın zorluklarından biri haber merkezinde çalışanların sayısının üçte bire inmesi ama ben ekrana bültenimi avucumun içi gibi bilerek çıkıyorum. Bir sürü kanallarda yakışıklı erkekler ve güzel kadınlar var. Çoğu kulakık veya 'prompter' olmadan haber sunamaz ben ise televizyon habercisiyim. Mesleğimi sorarsanız gazeteciyim derim zaten 'co-anchor'luk diye bir meslek değil."
Arman kanallarda yakışıklı erkekler ve güzel kadınlar var derken, "ara haber bültenleri"ni kastediyor olsa gerek... Ki oralarda da kadınlar çok fazla varlık gösteremiyorlar. Ayrıca "televizyon habercisi" diyebileceğimiz, gazetecilikten gelen ve şu aslında bir meslek olmayan 'anchor'luğu kıvırabilecek birçok kadın var...
Murat Çelik, 37 yaşında. Star tv'de Uğur Dündar yerine hafta sonları ana haber bültenini sunuyor, Ankara "anchormanliği" yapıyor.
Nokta Dergisi'nde, TRT'de, Anadolu Ajansı'ndan çalıştı, sonra televizyona geçti şimdi starda Ankara anchormanliği yapıyor. Son olarak hafta sonları Uğur Dündar'ın yerine haber sunmaya başladı. İlk teklifi Uğur Dündar ve Yılmaz Özdil'den almış. "Benim artım belki de Türkçe'yi iyi kullanmak. Ekrana ilk ez 23 yaşında çıktım. Ama şimdi bütün haber merkezinin yüzüyüm. Bu biraz daha zor bir iş. Oturmanıza ve kalkmanıza daha çok dikkat etmeniz gerekiyor. Ne zaman anchorman olurum diye düşünmüyorum bu mesleğin bir akışı var."
Peki Türkçe'yi iyi kullanmak bir tek Çelik'in "artı"sı mı? Bir yandan da bir erkeğin de bir haber kanalının yüzü olunca oturmasına, kalkmasına dikkat etmesi gerektiğini düşündüğünü duymak hoş... Ama o kadar da gerilmeye gerek yok.. Haber merkezi müdürlerinin "mahremiyetlerine" girildiğinde ya da onlar oturmalarına kalkmalarına dikkat etmediklerinde, erkeklerse, başlarına bir mesele açılmadığını biliyoruz...
Korcan Karar, 46 yaşında. Show tv'de hafta sonları Ali Kırca yerine ana haber bülteni sunuyor.
Gazeteciliğe 1981'de İzmir'de Yeni Asır gazetesinde başladı. 2001'de ATV haber yayın koordinatörü oldu. 2005'te gene Yayın Müdürü Yılmaz Özdil'in tavsiyesi ve Ali Kırca'nın onayıyla haber sunmaya başladı, o zamandan beri de hep Ali Kırca'yla çalıştı.
"Ekranda biraz kilolu gözüktüğümü düşünüyorum. O nedenle rejim yapmaya çalışıyorum ayda bir de cilt bakımına gidiyorum."
Korcan Karar kendini o kadar da sıkmasın, birkaç kilo fazladan ne olacak... Hem kilolu olmak "co-anchor" olmak isteyecek kadınlar için sorun... Hatta "şişman erkekler daha çok güven yaratıyor" falan gibi haberler çıkar sık sık gazetelerde... Bazen, ana haber bültenlerinde, erkekte göbek eşittir güvenilirlik...
Metin Kayıhan, 47 yaşında. Kanal 1'de hafta sonları ana haber bülteni sunuyor. 1994'te TRT'ye seslendirmeci olarak girdi. İstanbul'da Kanal D'nin seslendirmelerini yaptı. Sonra Fatih Altaylı ile hafta sonu haberlerini sunmaya başladı. Şimdi Kanal 1'de hafta sonu haberlerini sunuyor. Aynı zamanda Ankara temsilciliğini yürütüyor.
Kayıhan "Hafta sonu haber sunmaktan rahatsız değilim. Keşke 'anchorman olsam' diye bir hedefim de, hırsım da hiç olmadı. Ayrıca Fatih Altaylı'dan öğreneceğim daha çok şey var. Onunla ilişkimiz de çok iyi hatta birbirimizi en sert şekilde eleştiriyoruz.
Acaba bir kadın "anchorwoman"ı olsaydı Kayıhan'ın kendisini sertçe eleştirilmesine izin verir miydi?
Ha bir de son olarak dikkatinizi çektiyse, "co-anchor"ların televizyonda haber sunmada en deneyimlisi Şebnem Sunar Küçük... (NZ/GG)