Fotoğraf: AA
Milli Eğitim Bakanlığı, Dünya Bankası tarafından finanse edilen “Türkiye Güvenli Okullaşma ve Uzaktan Eğitim (SSDE) Projesi”ne ilişkin hazırladığı rapor internet sitesinde yayınladı.
Bakanlık, proje için “Paydaş Katılım Planı” ile “Çevresel ve Sosyal Taahhüt Planı” isimli iki farklı rapor yayımladı. raporlarda, pandemide eğitimin dijital platformları taşınması nedeniyle ortaya çıkan, “devasa sayıdaki eş zamanlı kullanıcı sayısını” kaldırabilmesi için EBA’nın acil geliştirmelere ihtiyaç duyduğu belirtildi. Bunun yapılabilmesi için “Türkiye Güvenli Okullaşma ve Uzaktan Eğitim (SSDE) Projesi’nin bütçesi 1 milyon dolar olarak belirlendi.
"Dezavantajlılar geride kalıyor"
“Çevresel ve Sosyal Yönetim Çerçevesi” başlığı altında yayınlanan raporda, “COVID-19 pandemisi sırasında, düşük sosyoekonomik arka planlara sahip olan, engelli, sığınmacı veya anadili Türkçe olmayan diğer öğrenciler ve evden eğitim çabalarını destekleme konusunda daha az yetkinliği veya becerisi olan ebeveynleri olan öğrenciler kendi eğitim performanslarının gerisinde kalma riski altındalar denildi.
Engelli öğrenciler, ulaşılması güç alanlarda yaşayan öğrenciler, göçmenler ve diğer hassas hanelerdeki öğrenciler için “öğrenme destek programları” sağlayacağını ifade eden MEB uluslararası kurumlar ile ortaklıklar gerçekleştirileceğini belirtti.
"Dijital cihazlara erişim kısıtlı"
Raporda, uzaktan eğitim sürecinde dijital cihazlara (diz üstü bilgisayar ve tablet) erişimin de kısıtlı olduğu vurgulandı ve EBA’nın içeriklerinin televizyon gibi dijital olmayan kanallar üzerinden iletilmesi için uygun hale getirileceği belirtildi. Akıllı telefonlar için de uygulamalar geliştirildiği ifade edildi.
MEB, "hassas grupları" hedefleyen stratejilerini ise şöyle sıraladı: “EBA’nın kapsamının genişletilmesi (1 milyondan 5 milyon eş zamanlı kullanıcıya yükseltilmesi) bakımından izlenecek olan eşitlik haritası, Eğitim içeriklerinin dijital cihazları olmayan yoksul ailelere iletilmesi için bir eşitlik stratejisi olarak EBA TV’ye yönelik sürekli destek, Dijital eğitim içeriklerinin işitme ve görsel engellilik durumu olan özel eğitim öğrencileri için uygun hale getirilmesi, Telafi dersleri için kapsam genişletme hedefi ile telafi derslerine destek (özellikle hassas öğrencilerin faydalanması için).
"Çocuğa aile içi şiddet arttı"
Raporda dikkat çekilen bir diğer önemli nokta ise çocukların bu süreçte aile içi şiddetle karşı karşıya kaldığı: "Cinsel Şiddet/Cinsel İstismar (CŞ/Cİ) aile içi şiddet riski genel sokağa çıkma yasağı sırasında ve çoğu/tüm aile bireylerinin evde olduğu sırada artıyor. Bildirilen çocuk istismarı ve çocuklara yönelik kötü muamele sayısı, Türkiye’de yer alan Uluslararası Çocuk İstismarı ile Mücadele Derneğine (UCIM) göre pandemide artış göstermiştir."
"Çocuklar okulu bırakacak"
MEB, ekonomik eşitsizliklerin uzaktan eğitimde öğrenme kaybını çok daha arttırdığını ve yoksul ailelerin çocuklarının eğitimden kopmaya başladığını belirtti. Raporda önlemler alınmazsa ileriye dönük ciddi sorunlar yaşanacağı belirtildi ve şöyle denildi:
"COVID-19 nedenli öğrenme kayıpları ekonomi üzerinde uzun dönemli bir etkiye sahip olacaktır. Okulların mevcut kapanışı şu anda kayıtlı olan tüm öğrenci grupları için 0.6 puanlık bir öğrenime göre ayarlanmış okullaşma yılı (LAYS) 10 kaybına neden olacaktır. İ
"İyileştirici çözüm politikaları zamanında alınmazsa düşük gelirli ailelerdeki öğrenciler okulu bırakacak ve bir daha okula dönme fırsatına sahip olmayacaktır, öğrenciler erken yaşta okulu bırakacaktır, okulu bırakma oranı artacaktır ve öğrenme kayıpları kaçınılmaz olacaktır.
"Önlemler bu kayıpları ele almazsa ülkenin insan sermayesi de 0.03 oranında düşecektir. Bu da uzun vadede eğitim kazanımları düşük durumda olan öğrenci gruplarının 15 yıl içinde iş piyasasına girdiklerinde daha düşük gelir sahibi olacakları, daha düşük sosyoekonomik durumda olacakları ve doğal olarak GSYİH'in düşeceği anlamına gelmektedir.
"Öğrenme kayıpları yaşanacak"
“PISA 2018’de ortalama bir OECD ülkesinde öğrencilerin yüzde 20’si işlevsel okuryazarlık eşiği olarak kabul edilen minimum okuma yetkinliği seviyesinin altında performans göstermiştir. Türkiye’de ise öğrencilerin yüzde 26’sı bu seviyenin altında performans göstermiştir. Eğitimdeki kesintiler nedeniyle, halihazırda düşük performansı olan öğrencilerin daha fazla öğrenme kayıpları yaşamaları olasıdır.
"Ayrıca PISA’da işlevsel okuryazarlık seviyesinin altında performans gösteren öğrencilerin oranının koruma önlemleri alınmaması durumunda yüzde 37’ye yükselmesi olası olacak. Okulların kapanmasını ele almaya yönelik zamanında ve büyük ölçekli çabalar gösterilmemesi halinde söz konusu etkiler insan sermayesi ve refahı üzerinde uzun vadeli zararlara neden olacak. Bu nedenle ülke sürekli eğitimi sağlamak için hızlı hareket etmek zorundadır.
"Uçurum tüm katmanlara ulaşılmalı"
"Böylece zarar azaltılabilir ve toparlanma dönemi yeni bir fırsat olarak kullanılabilir. Ülke içindeki öğrenciler arasındaki uçurumun daha da fazla büyümemesi için mevcut uzaktan eğitim verimliliğinin geliştirilmesi ve nüfusun tüm katmanlarına ulaştırılması gerekmektedir. Türkiye’de mevcut durumda sosyoekonomik gruplar arasında halihazırda geniş bir öğrenme boşluğu bulunuyor.
"En yoksul sosyoekonomik dilimde yer alan öğrenciler en varlıklı sosyoekonomik dilimde yer alan öğrencilerin gerisinde yer almış ve 87 PISA puanı (yaklaşık 2 yıllık eğitime eşdeğer) elde etmiştir.
"Bu boşluklar küresel pandemi nedeniyle okulların kapanmasına bağlı olarak yüzde 9 oranında artacak. Bu nedenle uzaktan öğrenime katılımın da etkili hale getirilmesi için belirli çabanın gösterilmesi gerekiyor.
"Daha yoksul sosyal arka planı olan ve daha kalabalık evlerde geniş ailelerle birlikte yaşayan öğrenciler özellikle uzaktan eğitime erişme ve uzaktan eğitim programını takip etme konusunda zorlanacaklardır. Bu durum MEB’in Eşitlik Analizi’nde (2020) net bir şekilde görülmektedir.
"EBA'ya erişimde eşitsizlik yaşanıyor"
"Bu analize göre bağlantı, cihazlara erişim ve EBA online sistemine erişim konusunda farklı yoksulluk seviyeleri arasında büyük farklılıklar bulunmaktadır. Kaynağa bağlı olarak hanelerin erişimi %68 ile %88 arasında değişmesine rağmen internet erişimi okul çağındaki çocukların bulunduğu yoksul hanelerde hala düşüktür (%39) ve 3 veya daha fazla çocuğun bulunduğu hanelerde ise daha da düşüktür.
"Sonuçlar bölgesel yoksulluk dilimlerine göre incelendiğinde EBA’ya erişim seviyelerinde eşitsizlik bulunduğu görülmektedir. Ortalama olarak en yoksul bölgelerdeki öğrencilerin 59’u EBA’ya bağlanırken aynı zaman dilimi içinde en varlıklı bölgelerdeki öğrencilerin yüzde 29’u EBA’ya bağlanmıştır. Buna ek olarak özellikle büyük ve/veya düşük gelirli ailelerde bulunan kız öğrencilerinden 10 Dünya Bankası ekibinin PISA 2018 sonuçlarını kullanarak ede ettiği hesaplamalar daha fazla ev işi yapması beklendiğinden kız öğrenciler erkek öğrencilere kıyasla daha fazla dezavantajlı olabilir. " (RT)