Haberin İngilizcesi için tıklayın
HDP Ekonomi Komisyonu “Demokratik Gerilemenin Maliyeti” üzerine bir rapor hazırladı.
Hazırlanan raporu da milletvekilleri Garo Paylan, Erol Katırcıoğlu, Serpil Kemalbay ve Necdet İpekyüz Meclis’te yaptıkları basın toplantısında kamuoyuyla paylaştı.
Toplantıda konuşan Erol Katırcıoğlu demokrasinin bir yönetim biçimi olmasına rağmen ekonomiyle doğrudan ilişkilidir olduğunu söyledi.
Economist Intelligence Unit’in oluşturduğu Demokrasi Endeksinden bahseden Katırcıoğlu, Türkiye’nin Uganda, Zambiya, Senegal, Bangladeş, Kenya ve Fas gibi ülkelerin gerisinde olduğunu anlattı.
2015’te Çözüm Sürecinin, 2016’da darbe girişimi ve ardından ilan edilen OHAL’in ve 2018 sonrası Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemininin Türkiye demokrasisinin gerilemesine neden olduğunu belirtti.
“85 milyon insanın hayatını ilgilendiren kararları, bu sistemle çok az sayıda insan verir hale gelmiştir ve dolayısıyla bu kararların yanlış olma olasılığı da artmıştır” dedi.
TIKLAYIN - HDP'den "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Zam Raporu"
Raporda dört değişkene baktıklarını ifade eden Katırcıoğlu bunları
- Hukuki güvencelerin azalması,
- Politik sorunların demokratik çözüm arayışlarından uzaklaşılması,
- Siyasi ve ekonomik özgürlüklerin kısıtlanması,
- Siyasal katılımın önüne engellerin konması.
olarak sıraladı ve şöyle konuştu:
“Türkiye hukuk endeksinde 80’inci sıradan 117’inci sıraya geriledi”
“Hukuk endeksi. Bu endekse göre, 2015-2021 yılları arasında Türkiye’nin değeri 80. sıradan 117’nci sıraya geriledi. Hukuki güvencelerin azalması, sermayenin ülkeye giriş maliyetlerini yükseltti. 2015- 2021 arasında faiz giderleri 53 milyardan 181 milyar liraya yükseldi.
2015’te 215 olan ülke risk primi, 2022’de 686’ya dayandı. Güvenlik politikalarını arttırarak ülke sorunlarını çözmeye çalışmak demokraside gerilemeye neden oldu. Bütçe geliri üç buçuk kat atmasına rağmen güvenlik harcamaları 4.6 kat attı. Bu da borç yükü ortaya çıkardı.
Demokrasi neden ekonomi sonuç
“Hukukun çökmesi, ekonomik yapının giderek bozulmasının sonuçları ekonomik özgürlük endeksinde de sonuçlarını gösteriyor. Türkiye'nin 2015’te 70 olan değeri, 2021’de 107’ye yükseldi.
“TÜİK’in mutluluk endeksinde de bu görülüyor. Gençlerimizin çoğunun yani yüzde 75’inin yurt dışına gitme talepleri olduğunu görüyoruz. Şöyle bir yere varıyoruz; demokraside gerileme, bir ülkede farklılıkların taleplerini yansıtması gereken demokrasinin giderek daha az sayıda insan tarafından alınır olmasının getirdiği çarpıklıklar ekonomide bugün yaşadığımız sonuçlara neden oluyor.
“Her şey ekonomiye yansıyor”
“Özetlemek gerekirse; 2015’ten itibaren Türkiye demokrasindeki gerileme ekonomiye yansıyor. Bugün bakıldığında Türkiye’nin asıl sorunun demokrasi olduğunu görüyoruz. Bizim gibi ülkelerde yönetimin sorunları ekonominin sorunlarından daha baskındır. Türkiye inanılmaz bir kriz yaşamaktadır, bu da demokrasinin krizidir.”
“Kürt illerinde yaşananlar bütün Türkiye'yi etkiliyor”
Katırcıoğlu’ndan sonra söz alan Necdet İpekyüz’se “HDP olarak; demokrasi, adalet ve özgürlük beraber ele alındığında ve birçok sorunu konuşabildiğimizde refahın artabileceğini, yüksek zamlar ve enflasyon yerine daha mutlu bir yaşamdan söz edebileceğimizi söylüyoruz” dedi.
İpekyüz “Kürt illerinde bir geri bırakılmışlık varsa, yer altı ve yer üstü zenginliği olan bir bölgede halen işsizlik konuşuluyorsa, halen baskıcı bir yönetim konuşuluyorsa, özgürlüklerin kısıtlanması söz konusuysa eğer siyasetin özgür olmadığı bir yerde ekonomiye de yansımakta” diye konuştu.
Kürt illerindeki tablonun tüm Türkiye’yi etkilediğinden bahseden İpekyüz sonrasında şöyle devam etti:
“Türkiye’de yoksulluk, işsizlik en fazla nerede dediğimizde bir harita çıkıyor karşımıza, kayyım haritası çıkardığımızda da aynı harita ortaya çıkıyor.
“2013-2015’te Kürt meselesini konuştuk. 2013-215’te enflasyon ve işsizlik tek hanelerdeydi. Şimdi geldiğimiz nokta ortada. Bunun maliyeti Kürt illerinde artmaktadır. Bölge uzun süreden beri, 12 Eylül’den bu yana OHAL rejimi ile yönetildi. Kısa bir süre kaldırıldı, refah bütün ülkeye yayıldı. Ondan sonraki sürece bakıldığında 2016’dan bu yana Van’da bir basın açıklaması halen yapılamıyor. Türkiye yüksek enflasyona, döviz kuruna mecbur mu? Siz demokrasiden uzaklaştığınız sürece o zaman sizin ekonominiz kırılgan olur. Ufacık bir rüzgarla yere bir olur. Kürt meselesi başta olmak üzere ötekilerin sesini dinlemek gerekiyor. Demokrasiden uzaklaştığımız sürece işsizlik, yoksulluk, baskı ve hukuksuzluk daha da artacak, , sadece küçük bir topluluk zengin olacak.”