Çevre söylemleri ile en çok dalga geçenler bile Şubat ortasında çiçekleri ve meyveleri, Ağustosta yağan karları görüp hala uyanmadılarsa, yeşil banknotları yiyip içemeyeceklerini anlamaları için çok az zamanları kaldı.
Felaket sadece gözü kara bencillerin kaderidir
Şimdi kalın kafalara iyice sokulması gereken şey çevre felaketinin de yoksulluk gibi kader olmadığıdır. Kafasını kuma gömenin her yeri açıkta kalır. Çevre felaketi ancak onu kaçınılmaz sananlar ve boş verenler için kaderdir.
Türkiye'deki güç sahiplerinin sürdürebilirlikten anladığı tek şey yeniliğe direnişi, gerçek yobazlığı sürdürmektir. Yüzyıllık İngiliz petrol devi BP bile soyadındaki "petrol" sözünü "güç-power"e değiştirdi; harıl harıl yenilenebilir enerjicilerle işbirliği yolları arıyor. Türkiye'de benzer dala konmuşlar ise, hala çevreci çözümleri düşman görüp medyalarında ambargo uygulayarak özünde kendi ayaklarına kurşun sıktıklarını, kendilerinden bile gizlemeye çalışıyorlar. Bu gidişle matbaaya yüzlerce sene, trene yarım yüzyıl baktığımız yetmiyor gibi çevrebilimle ilgili çözümlere de trene bakar gibi bakmayı sürdüreceğiz.
Güneş topla benim için
Kentlerin ve yapıların enerji, su ve besin üretmesi küresel ısınmanın, kirlenmenin, çölleşmenin onda dokuzunu çözer. Ekolojik planlama ve mimarlık felakete doludizgin gidişi durdurmakla kalmaz, tam tersine yerküreyi şimdiye kadar olmamış biçimde bir mutluluk adasına çevirebilir.
Binaların güneşle ısınması, soğuması, aydınlanması, suyunu kendi içinde sağlaması katı ve sıvı atık vermeyerek çevreyi kirletmemesi; üstelik böylece inanılmaz paralar kazanmasının önünde hiçbir teknik ve verim sorunu kalmayalı çok oldu. Böylece sadece kirlenme ve ısınmaya son vermek değil milyarlarca dolar kazanç elde emek için İskandinav ülkeleri, Japonya ve Almanya ile ve Bush'u aşabilen nice ABD firması çoktan kolları sıvadı.
Ekolojik yapılardan oluşan suyunu ve hemşehrilerinin neredeyse tüm gereksinimini karşılayacak, besinini bile kendi içinde üreten kentler ise artık bırakalım çevrelerini çöle çöplüğe çevirmeyi çölleri göllere, cennet bahçelerine çevirmekte yarışmaktadır. Usunu doğa ile uyumlu çalışarak geliştirenler çevre ilmini kendi ülkeler yanında Çin'e bile taşıdılar; milyonlarca kişinin yaşayacağı çevrebilimsel kentler kuruyorlar.
Ancak bunların, bizimki gibi, halkı bir yana kendi çıkarını bile düşünemeyecek derecede fosilleşmiş yakıtçılarla işbirliğine yanaşmaması doğaldır. Yıllar boyu kör gözlüklerle, bazen korumacı, bazen goşist söylemlerle çevreciliğin önünü tıkayanlar ise günümüzde para edeceğini anlayınca dönüp "en büyük ekocu" kesilmeye başladı. Umalım ki bizim fosilci sermaye bildik kolaycı alışkanlıkları ile bu kez de bu madrabazların eline düşmez.
Bıkmadan çalışıp bu gidişi durduracağız
Ülkemizde bu yolda neredeyse 25 yıldır çalışan ve her geçen gün emeklerini birleştiren bilim ve uygulama insanları var. Ege Üniversitesinde Güneş Enerjisi Enstitüsünden Fikret Okutucu, İzmir'de Y.Mimar Numan Cebeci, Bursa'dan Çelik Erengezgin, Ankara Gazi Üniversitesinden Prof. Dr. Gönül Utkutuğ ile Prof. Dr. Demet Eryıldız ve bu satırların yazarı dayanışma içinde ürün vermeye çalışıyoruz.
Mimarlar Odası Ankara şubesinde başlattığımız Mesleki Bilimsel Çalışmaları, Kıbrıs Lefke Avrupa Üniversitesi yerleşkesinde mimarlık derslerini, yüksek lisans ve doktora programlarını, uluslararası sempozyumları bu alana çevirmekle kalmıyor, kampusun yeni yapılan binalarını ve adadaki bazı yapıları ekolojik örnekler olarak inşa ediyoruz.
İsteyenlerin bu alandaki en basit önlemleri öğrenip uygulamaları için yaptığımız uluslararası ve ulusal yayınlara ek olarak hazırladığımız kılavuz, "Yeşil Yerel Yönetim" kitabı yeni piyasaya çıktı. Bunun gibi yeni çalışma, proje ve yapı örneklerinin giderek çoğalacağı umuduyla çalışmalarımızı bıkmadan usanmadan sürdürmek herhalde yurdunu sevmenin bir yoludur. Eko ekibin İstanbul'daki enerji Kaynağı Y. Mimar Ratip Kansu ise fuar yapımcısı Uğur Tok ve arkadaşları ile birlikte, "Yapıda yeni Ürünler" fuar dizisinin bu yılki temasını ekoya dönüştürdüler.
Yapı ve malzeme uygulamalarını, en ileri çevreci kentleşme örneklerini ve malzemeleri görmek isteyenler ekolojik çalışmaları bu yılın ana fikri olarak seçen Yeni Yapı Malzemeleri fuarında 15 Mart'taki açılıştan sonra yapılacak çalışmalarda izleyeceğiz.
Bu güzel fuarın bu yılda kalmayacağı; yurtdışındaki örnekleri gibi eko temanın sürekli olduğu sayısız uzman fuara yol açacağını umuyoruz.(SE/EÜ)
* Prof. Dr. Semih Eryıldız, Lefke Avrupa Üniversitesi.