Eğitim sisteminde yıllardır birikerek artan sorunlar bu yılda devam ediyor. Sorunların başında derslik ve öğretmen açığı geliyor. Ayrıca bu yıl Türkiye'nin bir çok yerinde okulların açılmasına kısa bir zaman kala başlatılan ve tamamlanmayan okul tadilatları nedeniyle eğitime gecikmeli başlanacak. Öte yandan tarım işçisi olarak çalıştırılan binlerce çocuğun okula ne zaman döneceği belli değil.
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası'nın (Eğitim-Sen) "2006-2007 Eğitim-Öğretim Yılı Başında Eğitimin Durumu" başlıklı raporu eğitim sisteminde süregelen mevcut olumsuzları gözler önüne seriyor.
Türkiye'de yıllardır uygulanan eğitimde özelleştirme politikaları, AKP iktidarı ile birlikte daha da hızlandığını belirten Eğitim-Sen'e göre eğitimin yükü devletin sorumluluğunda olması gerekirken, siyasi iktidarların bilinçli politikalarıyla büyük oranda öğrenci ve velilerin omuzlarına yıkıldı, kamusal, parasız eğitim hakkı bu anlamda büyük tahribata uğratıldı.
Eğitim-Sen'in raporunda eğitim sisteminin yapısal sorunlarını ana hatlarıyla şöyle sıralanıyor:
* Türkiye'de 8 bin 325 okulda ikili, 17 bin 636 okulda ise birleştirilmiş sınıflarda eğitim veriliyor. Bu okullarda öğrenim gören öğrenci sayısı yaklaşık 7 milyon. Şehirlerde okulların yaklaşık 2/3'ü ikili eğitim yapıyor.
* Öğrencilerin 24 kişilik sınıflarda eğitim görebilmesi için 145 bin yeni derslik yapılması gerekiyor.
* Türkiye'de nüfusun ortalama eğitim süresi 5 yıl.
* Okulöncesi, ilköğretim ve ortaöğretimde 6 milyon çocuk ve gencimiz, çağ nüfusu içinde olmasına rağmen eğitim hakkından yararlanamıyor.
* Okulöncesi eğitim çağ nüfusu yaklaşık 5 milyon olmasına karşın, okulöncesi eğitimden bu öğrencilerin sadece yüzde 13'ü yararlanabiliyor.
*İlköğretimden yararlanamayan çocukların yüzde 70'i kız çocuğu.
* Sınıf mevcutları büyük kentlerde hala ortalama 40-50 civarında, sınıfların kalabalık olması eğitimin niteliğini olumsuz etkiliyor.
*Bütçeden eğitime ayrılan pay, eğitim sisteminin zorunlu ihtiyaçlarını karşılamaya bile yetmemekte, pek çok okulun zorunlu ihtiyaçları, özellikle kayıt dönemlerinde, öğrenci velilerinden çeşitli adlar altında toplanan paralarla karşılanıyor. Milli Eğitim Bakanlığı her öğretim yılında, eğitimin ekonomik yükünün tümünü velilerin omzuna yıkıyor.
*Ders kitapları rant aracı olmaya devam ediyor. Ders kitaplarının içeriği bilimsel olmayan, ırkçı-gerici-cins ayrımcı öğelerle dolu.
* Türkiye'de 2005 yılında ÖSS'ye hazırlık için harcanan para 3.2 milyar dolar, bu harcamanın kişi başına düşen payı ise bin 860 dolara denk geliyor.
* Türkiye, yükseköğretimde okullaşma ve yatırım sıralamasında Ürdün ve Şili den sonra geliyor. Üniversiteler idari ve siyasi bakımdan tam bir kuşatma altına alındı.
* Son on yılda üniversite öğrencisi sayısı yüzde 50 artarken, çoğu özel olmak üzere sadece 12 yeni üniversite açıldı. Her yıl 1 milyonun üzerinde öğrencinin "üniversite yarışı" içine girdiği düşünüldüğünde, mevcut üniversite sisteminin yükseköğretimin sorunlarını taşıyabilmesi mümkün değil.
* Bu hükümet döneminde kadrolaşma eğitimin temel sorunu haline gelmiş, kadrolaşmaya paralel olarak sürgünler, cezalar ve kıyımlar binlerce eğitim emekçisini mağdur etmiştir; Milli Eğitim Bakanlığı merkez teşkilatından başlayıp, en ücra köşedeki okulun müdür yardımcısına kadar AKP yanlısı, ırkçı-gerici kadrolaşma yaşanıyor.
* Eğitim emekçilerinin önemli bir bölümü yoksulluk ve açlık sınırı altında yaşam mücadelesi veriyor.
* Çalışma yaşamında yaşanan antidemokratik uygulamalar devam ediyor. Geçtiğimiz eğitim-öğretim yılında, özellikle Eğitim Sen üyelerine yönelik baskı, istifaya zorlama, sürgün ve cezalandırmalarda artış gözlendi.
Okullar 19 Haziran'da kapanacak
İlköğretim ve lise öğrencilerine, yaklaşık 138 milyon adet ders kitabı ücretsiz dağıtılıyor. Bu eğitim-öğretim yılında 17 bin yeni öğretmen öğrencilere ders vermeye başladı.
2006-2007 eğitim-öğretim yılının ilk dönemi 26 ocak 2007 tarihinde sona erecek, ikinci dönem ise 12 şubat 2007 pazartesi günü başlayacak. 2006-2007 eğitim-öğretim yılı 19 haziran 2007'de sona erecek.
İlköğretim Haftası kapsamda yarın velilere, öğretmenleri tanıtıcı bilgiler ile öğrencilerden neler beklendiği, sınıf kuralları, ev ödevi politikası ve o yıl yapılacak etkinliklerin neler olacağı konusunda hazırlanan ''Hoşgeldiniz'' broşürleri dağıtılacak. Öğrencilerden de sınıf ile ilgili hissettikleri ve beklentilerinin ne olacağına yönelik bir mektup yazmaları istenecek. Bu mektupların hepsi toplanıp, yıl sonunda açılmak üzere bir kutuya konulacak. (KÖ)