Eğitim Sen'den MEB'e yanıt: Eğitim hakkı, cinsiyet eşitliği ile güçlenir

Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen), bugün okullarda verecekleri “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği” dersinin Milli Eğitim Bakanlığınca engellenmesine ve hedef gösterilmelerine ilişkin açıklama yaptı.
Açıklamada, Eğitim Sen’in “kimi sendikalar, dinci, gerici dernekler, tarikat ve cemaatler tarafından hedefe konulduğu” ifade edildi.
“Toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelemizi kriminalize etmeye çalışanlara karşı cevabımızdır” başlıklı açıklamada, MEB’in bugün yaptığı açıklamaya atıf yapıldı. Açıklamanın “çarpıtmalarla dolu ve suçlayıcı” olduğu belirtildi.

MEB, 'Toplumsal Cinsiyet Eşitliği' dersini engelledi: Aile, Türk toplumunun temelidir
Açıklamada özetle şu ifadelere verildi:
"MEB, toplumsal cinsiyet eşitliğini zararlı gösteriyor"
"Eğitim Sen olarak toplumsal cinsiyet eşitliğini, yalnızca akademik bir kavram olarak değil, uluslararası insan hakları sözleşmeleri ve demokratik eğitim anlayışının ayrılmaz bir parçası olarak gördüğümüzü belirtmek isteriz. UNESCO, Avrupa Konseyi ve birçok uluslararası eğitim kurumu, eğitimde toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasını temel bir gereklilik olarak kabul etmektedir. Ancak MEB, bugünkü açıklaması ile toplumsal cinsiyet eşitliğini 'zararlı' veya 'tehdit' olarak göstermeye çalışarak, bilimsel bilgiye dayanmayan bir yaklaşım sergilemektedir.
MEB’in, Eğitim Sen’in önerdiği toplumsal cinsiyet eşitliği derslerine karşı geliştirdiği tehdit ve çarpıtma dolu ifadeler, kadın-erkek eşitliğini hedef alan ve geleneksel cinsiyet rollerini mutlaklaştıran bir bakış açısına dayanmaktadır. Öyle ki yandaş sendikalarıyla, ittifak içerisinde oldukları dini tarikat ve cemaatlerle önce çocuklarımız, sonrasında da toplumsal yaşamın her alanı gericileştirme politikalarının hedefindedir.
"MEB, ETÇEP projesini yürüttü"
MEB’e 2014-2016 yılları arasında yürüttükleri Eğitimde Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinin Geliştirilmesi Projesi’ni (ETCEP) hatırlatmak isteriz. 'Toplumsal cinsiyet eşitliği, kadın ve erkekler ile kız ve erkek çocukların haklar ve fırsatlardan tam ve eşit bir biçimde yararlanmaları ve sorumlulukları eşit olarak bölüşmeleri olarak tanımlanabilir. Toplumsal cinsiyet eşitliği kadın ve erkeğin aynılaştırılması anlamına gelmez; haklar, fırsatlar ve sorumlulukların cinsiyet temelinde farklı bir biçimde tanımlanmamasını öngörür. Toplumsal cinsiyet eşitliği, herhangi bir konuda plan, program ve politika hazırlama ve uygulama süreçlerinde kadın ve erkeklerin ihtiyaçlarının, beklentilerinin ve önceliklerinin farklı olabileceğini kabul eder. Bu ihtiyaç, beklenti ve önceliklerin dikkate alınması gerektiğine işaret eder. Bu nedenle de, toplumsal cinsiyet eşitliği hem bir insan hakları meselesidir, hem de insan merkezli kalkınmanın ön koşulu ve göstergesidir.' Bu tanımlama bize değil, 2014-2016 yılları arasında ETCEP projesini yürüten MEB’e aittir.
"İdeolojik değil, bilimsel ve pedagojik gerekliliktir"
Eğitim Sen’in toplumsal cinsiyet eşitliği dersine sahip çıkması, MEB’in iddia ettiği gibi 'ideolojik' değil, tam tersine bilimsel ve pedagojik bir gerekliliktir. Çünkü demokratik ve çağdaş bir toplum, bireylerin cinsiyetlerinden bağımsız olarak eşit haklara sahip olduğu bir eğitim sistemini zorunlu kılmaktadır.
Eğitim Sen, her koşulda bilimsel, laik ve demokratik eğitimi savunmaya devam edecektir. MEB’in suçlayıcı dili ve toplumsal cinsiyet eşitliğini hedef alan politikaları, toplum tarafından asla kabul edilmeyecektir.
"Eğitim hakkı, cinsiyet eşitliği ile güçlenir"
MEB’in bu gerici ve baskıcı tutumuna karşı durmak, tüm eğitim emekçilerinin ve demokratik kitle örgütlerinin sorumluluğudur. Eğitim hakkı, cinsiyet eşitliği ile güçlenir; özgür ve adil bir toplumun temelini ancak eşitlikçi bir eğitim anlayışı oluşturur. Eğitim Sen, bütün çarpıtma, suçlama ve tehditlere karşı toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesini sürdürmeye devam edecektir.
Laik, bilimsel eğitimi, demokrasiyi, toplumsal cinsiyet eşitliğini hedef alan, haklarımızı yok sayan, eşitsizliği derinleştirmek isteyenlerin karşısında bulunduğumuz her alanda direnmeye ve mücadele etmeye devam edeceğiz."
(RT)