YGHK, kararının Anayasa'yla ilgili değerlendirme bölümünü, Anayasa'nın "Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür" diyen 3. maddesine dayandırdı. Anayasa'nın 42. maddesine de atıfta bulundu.
"42.maddenin son fıkrasında, Türk vatandaşlarına eğitim ve öğretim kurumlarında Türkçe'den başka hiçbir dilin anadil olarak okutulamayacağı ve öğretilmeyeceği bir Anayasa kuralı olarak öngörülmüştür."
Eğitim-Sen: Değişiklikten sonra dava hukuken konusuz kaldı
Eğitim-Sen Genel Başkanı Alaaddin Dinçer, gerekçeli kararın ardından bir açıklama yaptı; kapatılmaya gerekçe gösterilen "bireylerin kendi anadillerinden öğrenim görmesini ve kültürlerini geliştirmesini savunur" ibaresinin sendikanın tüzüğünden çıkarıldığını anımsattı.
"İlgili ibarenin tüzükten çıkarılmasıyla birlikte kapatma davası hukuken konusuz kalmıştır. Dolayısıyla Eğitim-Sen olarak, daha önce Eğitim-Sen lehine iki kez direnme kararı veren Ankara 2. İş Mahkemesi'nin 'davanın konusuz kalması' durumunu değerlendireceğine ve en doğru kararı vereceğine inanıyoruz.
Yerel mahkemenin vereceği karara karşı da temyiz hakkı yolu açıktır. Kararın temyiz edilmesi durumunda dosya yeniden Yargıtay'a gidecektir. Yargıtay'ın yerel mahkemenin kararını onamasıyla hukuksal süreç tamamlanacaktır. Tüm bu aşamalara kadar yargısal süreç henüz sonuçlanmamıştır. Hukuksal ve örgütsel anlamda tüm imkanlarımızı sonuna kadar kullanmaya devam etmeye kararlıyız."
Dinçer: Gerekçeli karar hukuki değil, siyasi
Dinçer, gerekçeli kararın, Eğitim-Sen'e açılan kapatma davasının hukuksal değil, siyasal bir karar olduğunu bir kez daha gösterdiğini söyledi.
"Karar, Türkiye demokrasisi ve hukuk kuralları açısından utanç vericidir. Türkiye, önümüzdeki günlerde verilen kararı ve gerekçesini dünya kamuoyuna anlatmakta büyük sıkıntı çekecektir.
Türkiye bu hukuk ayıbından kurtulana kadar mücadelemizi sürdüreceğiz."
Dinçer, 15 Ağustos'ta başlayacak olan toplu görüşmelere eğitim işkolunda yetkili sendika olarak katılacaklarını ve eğitim emekçilerinin haklarını, taleplerini savunmayı sürdüreceklerini de söyledi.
"Eğitim işkolunda yetkili sendika olmanın verdiği sorumlulukla örgütlü yaşamımız, hukuksal süreç ve mücadelemiz kesintisiz sürecektir." (TK)