Ankara 2. İş Mahkemesi'nde görülen davanın bugünkü duruşmasına, Eğitim-Sen Genel Başkanı Alaaddin Dinçer ve sendika yönetim kurulu üyeleri ile beş Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) milletvekili katıldı. Bin kadar Eğitim-Sen üyesi de duruşmanın sonuçlanmasını, Ankara Adliyesi önünde bekledi.
Kapatılma davası, aralarında İstanbul, İzmir ve Diyarbakır'ın da bulunduğu pek çok ilde protesto edildi.
21 Şubat'a ertelendi
Duruşmada, Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin, tüzükteki "anadilde eğitim" ifadesinin Anayasa'ya aykırı olduğu gerekçesiyle sendikanın kapatılması gerektiği yönündeki bozma kararı okundu. Eğitim-Sen avukatları, davanın reddine ilişkin ilk kararda direnilmesini istedi.
Mahkeme heyeti, savunma dilekçelerinin Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na tebliğine, tebligat yapıldığına ilişkin yazı geldikten sonra Yargıtay'ın bozma kararına uyulup uyulmaması konusunda karar verilmek üzere duruşmanın 21 Şubat 2005'e ertelenmesine karar verdi.
Dinçer: AKP demokrasiyi sadece kendi tabanı için istiyor
Duruşmanın ardından Adliye önünde bir basın açıklaması yapan Eğitim-Sen Genel Başkanı Alaaddin Dinçer, "Davamız, bu ülkede gerçek demokrasi hakim olana kadar sürecek" dedi.
Eğitim-Sen'in kapatılması davasının Dünya İnsan Hakları Günü'ne denk gelmesinin anlamlı olduğunu söyleyen Dinçer, polisin ve hükümetin tutumunu da eleştirdi:
"Eğitim-Sen'i böylesi bir günde yargılayanlar, tarihteki yerlerini şimdiden almıştır. Polisin önceki gün Eğitim-Sen üyelerine yönelik sergilediği tutum, siyasi iktidarın da doğrudan taraf olduğunu gösteriyor. Görülüyor ki, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP), demokrasiyi sadece kendi tabanı için istiyor ve savunuyor."
Dinçer, Eğitim-Sen davasının dünyadaki bütün insan hakları savunucularının ortak davası olduğunu söyledi, davayı izleyen CHP milletvekillerine de destekleri için teşekkür etti.
Avcı: ILO'nun gereği yapılsın
Dinçer'in ardından söz alan Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) yöneticisi İhsan Avcı da, her türlü demokratik, meşru direnme hakkını kullanacaklarını söyledi.
Avcı, "Siyasal iktidar dava sürecinde sessiz kaldı. Demokratikleştiğini söyleyen AKP mücadelemizi bitirmek istiyor. Umuyoruz ki, bizim tepkilerimizi görüp, Uluslar arası Çalışma Örgütü (ILO) Sözleşmesi doğrultusunda, gerekli yasal düzenlemeleri yaparlar" diye konuştu.
Eğitim-Sen üyeleri: Kapattırmayacağız
Adli önünde sloganlar atarak tepkilerini dile getiren Eğitim-Sen'liler ise, bianet'e şu değerlendirmeyi yaptı:
Suat Özcan: Kararın ertelenmesi pek birşey değiştirmiyor bizim açımızdan. Mücadelemiz devam edecek. Örgütümüz ve biz kararlıyız. Davanın reddedileceğini düşünüyorum.
Eğitim-Sen Samsun Şube Sekreteri Melahat Kuş: Davanın erteleneceğini biliyorduk. Zaten Eğitim-Sen kapatılamayacak, sendikamızı kapattırmayacağız.
Hüseyin Köklü: Bu dava, Türkiye demokrasinin önünün kapatılmasına yönelik bir girişimdir. Eğitim-Sen, yüzbinlerce eğitim emekçisinin sesidir. Bu ses kısılırsa, demokrasi sakat kalır. Davanın ertelenmesi sorunu çözmez, umarım bu dava topyekûn takipsizlikle sonuçlanır.
Eğitim-Sen mensupları, davanın görüşüleceği 21 Şubat 2005 tarihinde tekrar bir araya gelmek üzere, slogan atarak dağıldı.
Ne olmuştu?
Ankara Valiliği'nin isteği üzerine, "anadilde eğitim hakkı" istediği için Eğitim-Sen hakkında kapatma davası açılmış, mahkeme 15 Eylül tarihindeki duruşmada kapatma kararını reddetmişti.
Bu karara itiraz eden Ankara Başsavcılığı mahkemenin bozma kararını Yargıtay'da temyiz etmişti. Yargıtay'ın kararı bozması üzerine de Eğitim-Sen'in kapatılması davası Ankara 2. İş Mahkemesi'nde bugün görüşülmeye başlandı. Dava 21. Şubat'ta, sabah saat 9.00'da yeniden görüşülecek. (İA/BB)