Eğitim Sen Dünya Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Günü’nde yaptığı açıklamada, çocukların çalıştırılmasının temel insan haklarına aykırı olduğunu hatırlattı.
Eşitsizlikler üzerine kurulu yapının çocukların doğuştan gelen haklarını kullandırtmadığını belirtti.
“Her çocuğun doğuştan gelen hakları aynı olsa bile ekonomik ve sosyal eşitsizlikler sonucunda binlerce çocuk işçileşmektedir. Türkiye gibi neoliberal politikaların etkin şekilde yürütüldüğü ülkelerde ise eğitim modelleri ve yasal denetimlerin yapılmaması insanlık ayıbını büyütmektedir.
“Ekonomik adaletsizliğin ve güvencesizliğin bedelini minik bedenler ödemektedir. Fiziksel ve ruhsal gelişimlerine aykırı işlerde çalıştırılan çocukların sağlıklı şekilde gelişmeleri engellenmekte; doğuştan sahip oldukları temel hakları ihlâl edilmektedir.”
Hükümetler sorumlu
Eğitim Sen çocuk işçiliği sorunu karşısında “sembolik açıklamalar dışında somut adım atmayan hükümetlerin” bu durumun yaygınlaşmasından birinci derece sorumlusu olduğunu da vurguladı. Türkiye’nin çocuk işçiliğinin en yaygın olduğu ülkeler arasında olduğunu belirtti.
“Türkiye devleti çocuklara çalışmak için okulları değil sokakları göstermektedir.”
Yoksulluk
Çocuk işçiliğinin en yaygın nedeni olarak yoksulluğun gösterildiği açıklamada, konuyla ilgili olarak gelir adaletsizliğine dikkat çekildi.
Gelir adaletsizliği yoksul ailelerin çalışsalar bile temel ihtiyaçlarını karşılayamadığı borç döngüsü içerisinde kalmalarına neden olmaktadır.”
Kürt ve Suriyeli çocuklar
Çocuk işçiliğinin diğer nedenleri arasında sayılan sosyal ayrımcılığın da Türkiye’de mevcut olduğu ifade edildi.
“Bu ayrımcılık ‘tek ırk` dayatması ile simgeleşmektedir.
“Dil, din, coğrafya gibi nedenlerle yükseltilen ayrımcılık aynı topraklarda yaşasalar bile herkesin aynı işlerde çalışamadığı bir kast sistemi yaratmaktadır. Mevsimlik işlerde çalışanların çoğunluğunun Kürt olması bu yüzdendir.”
Eğitim Sen’in üzerinde durduğu bir diğer nokta da Suriyeli çocukların çalıştırılmasıydı.
“Suriyeli çocuklar eğitim hakkından yararlanamadığı gibi sokaklarda, atölyelerde ve tarlalarda aynı Kürt çocukları gibi çalıştırılmaktadır.”
Mücadele perspektifi
Çocuk işçiliğiyle etkin şekilde mücadele edilmesi gerektiğinin dile getirildiği açıklamada şu noktalara vurgu yapıldı.
* Eğitim modeli değiştirilmeli: 4+4+4 eğitim modeli ile ortaokuldan sonra ‘açık liselere` gitme imkânı tanınarak erken evliliklerin ve çocuk işçiliğinin yasal zemini yaratılmıştır. Çocukların çalışması yasak olmasına rağmen var olan yasaların denetimi yapılmamaktadır. Eğitim sisteminin sakatlığı dolayısıyla çocuk işçiliği sadece eğitim kurumlarının dışında değil içinde de sürdürülmeye başlanmıştır.
* Eğitim sisteminin ırkçı yapılanması anadilinde eğitim alamayan tüm çocukların temel haklarını ihlâl etmeye devam etmektedir. Okul hayatına farklı bir dille başlayan çocuklar anadilinde eğitim alan çocuklar gibi başarılı olamamaktadır. Dolayısıyla nesilden nesile geçen yoksulluk çocuk işçiliğinin önünü açmaktadır. (YY)