Bugün, Yükseköğretim Kurulu'nun (YÖK) kuruluşunun 38. yıldönümü. "38 yılda YÖK güçlendi, üniversite tükendi" diyen Eğitim Sen bir açıklama yayınladı.
Açıklamada özetle şöyle denildi:
"Bundan 38 yıl önce cuntacıların kurduğu YÖK, var olduğu günden bugüne, her siyasi iktidarın üniversiteleri dize getirmek için kullandığı en temel araç oldu. Ancak hiçbir dönemde üniversiteler, bugünkü durumuna düşürülmedi. Bugün Türkiye üniversitelerinde özgürce bilimsel bilgi üretmek, hakikati aramak, sanat ve felsefe üretmek yasaktır. Bugün Türkiye üniversitelerinde serbest olan tek şey, siyasi iktidarca makbul görüleni üretmektir. Bugün Türkiye'de üniversiteden, akademiden, eleştirel ve özgür düşünceden bahsetmek neredeyse imkânsız hale gelmiştir.
"AKP iktidarının üniversitelere dair söyleyebildiği tek şey artan üniversite sayıları, öğrenci sayıları ve yayın sayılarıdır. Ancak nicel büyüme nitelik artışını beraberinde getirmemiştir. Aksine, üniversiteler ağır bir yıkıma maruz kalmış, ciddi bir nitelik kaybı yaşamıştır. Çünkü demokratik bir siyasal iklim olmadan akademik özgürlüklerin, düşünce ve ifade özgürlüğünün var olabilmesi mümkün değildir. Dolayısıyla da üniversitelerin gücü demokrasinin ve evrensel hukuk ilkelerinin yaşamdaki gücüyle doğru orantılıdır.
"Üniversitelerin köklü dönüşüme ihtiyacı var"
Eğitim Sen olarak belirtmek isteriz ki, Türkiye üniversiteleri köklü bir dönüşüme ihtiyaç duymaktadır. Bunun ilk adımı ise YÖK'ün kaldırılmasından geçmektedir. Barış talep eden ya da sendikal faaliyetleri nedeniyle rektörlerin şimşeklerini üzerine çeken akademisyenleri, idari ve teknik personeli ihraç eden, haklarında her türlü nefret kampanyasını yürüten, cezaevlerine gönderen bir yönetim aklı ortadan kalkmalıdır. Talebimiz açık ve nettir. YÖK kaldırılmalı, ihraç edilen akademisyenlerin, idari ve teknik personelin kurumlarına geri dönme hakkı sağlanmalı ve itibarları iade edilmeli, üniversiteler demokrasinin, eşitliğin, özgürlüğün ve adaletin yaşam bulduğu kurumlar haline getirilmelidir. Siyasi iktidarın ve sermaye çevrelerinin çıkarlarına hizmet eden üniversite fikrinden vazgeçilmeli ve insan, toplum, doğa yararına üniversite fikri sahiplenilmelidir. Aksi halde bu yıkımın sürmesi ve daha ağır sonuçlar yaratması kaçınılmazdır."
YÖK hakkında
Yükseköğretim Kurulu, 1982 Anayasası'nın 131. maddesi esasında; kuruldu. Anayasa'ya göre; Kurulun teşkilatı, görev, yetki, sorumluluğu ve çalışma esasları kanunla düzenlenir. Söz konusu kanun 1981'de çıkarılan 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'dur.
Bu kanuna göre Yükseköğretim, akademik, kurumsal ve idari yönden yeniden yapılanmamıştır. Kanunla Türkiye'deki tüm yükseköğretim kurumları Yükseköğretim Kurulu (YÖK) çatısı altında toplanmış, akademiler üniversitelere, eğitim enstitüleri eğitim fakültelerine dönüştürülmüş ve konservatuvarlar ile meslek yüksekokulları üniversitelere bağlanmıştır. Böylece, söz konusu kanun hükümleri ve Anayasa'nın 130. ve 131. maddeleriyle kendisine verilen görev ve yetkiler çerçevesinde özerkliğe ve kamu tüzel kişiliğine sahip bir kuruluş olan Yükseköğretim Kurulu, tüm yükseköğretimden sorumlu tek kuruluş haline gelmiştir. (Kaynak: wikipedia)
(AÖ)