1 Eylül Dünya Barış Gününde Datça ve Simi'den kulaç atmaya başlayan yüzücüler, karşı kıyılara ulaşmak için 10 millik yani yaklaşık 18 kilometrelik bir mesafeyi yüzerek, suyun iki yanına halkların ve coğrafyanın ne kadar yakın olduğunu göstermek istediler.
Bu sıra dışı 1 Eylül eylemi, iki küçük yerleşim birimi arasındaki mesafeyi daha da azalttı. Türkiye'den yüzmeye başlayan iki yüzücü, Necati Sağır ve Anlı Ataöv, barışa duydukları inançla 10 millik mesafeyi yüzmeye başlamadan önce kıyıda kendilerine sarılan Datçalılara Ege'de daha güzel günlerin çok yakın olduğunu müjdeler gibiydiler.
Yaşamlarının en oyuncu döneminde Irakta ölen arkadaşlarının çığlıklarıyla acı çeken çocuklar da Sağır ve Ataöv'ü, bu kıyılarda özlem duydukları aydınlık geleceğe dair dövizleri taşıyarak uğurladılar.
Mimar Necati Sağır, 56 yaşında bu mesafeyi yüzmeye başlamadan önce kendisinden emindi. Kıyıdan suya ilk atlayan da oydu, peşi sıra Anlı Ataöv daldı denize, kulaçlar birbirini takip etti.
Önceden planlandığı gibi Ataöv ilk 3 milin ardından bir süre dinlenmek için kendilerini takip eden tekneye çıktı. Sağır ise su içmek için durduğu birkaç dakika dışında aralıksız attı kulaçlarını.
Taciz yerine dost bir "kalimera"
Az ilerde, yüzücüler uluslararası sulara çıktıklarında, bir Yunan Sahil Güvenlik teknesi de onlara eşlik etmeye başladı. Ege, kıyılarında uçaklar ve gemiler arasında sıkça yaşanan tacizler bu kez yerini dostça bir merhabaya bırakmıştı.
Askeri tekneden, Türkiye'den gelen gazetecileri taşıyan gulete doğru sallanan eller, havanın yarın da güneşli olacağına dair bir işaret gibiydi. 6 mil geride kaldığında Anlı Ataöv yeniden "Barış takımı"nın kaptanı Necati Sağır'ın yanında yüzmeye başladı. Uzaktan Simi dik tepeleriyle yüzücülere "kalimera" diyordu hala.
Ve az ilerdeki burnu dönen tekneler Yunan yüzücüleri takip ediyordu. Hasılı, Ege'nin derin sularında barışa yüzen sporcuların sarf ettiği efor, az sonra yaşanacak kucaklaşmayla tazelenecekti.
Nitekim, kısa bir süre sonra karşılaşan yüzücüler sımsıkı sarıldılar birbirlerine. Selanik Yüzme Maraton Takımı'nın dört kadın ve dört erkekten oluşan sporcuları, akşama Datça'da buluşmak üzere Türk yüzücülere veda edip yollarına devam ettiler. Sağır ve Ataöv de Simi'ye yaklaşmanın heyecanıyla biraz daha hızlandılar.
Çiçeklerle, bayraklarla
Uzaktan Simi limanı göründüğünde kıyıdaki kalabalık da ellerinde iki ülkenin bayrakları ve çiçeklerle karşılama için hazırlık yapıyordu. Gazetecileri taşıyan tekne kıyıya kıçtan kara olduğunda önce Simi Adası'nın henüz 25 yaşındaki belediye başkanı Lefteris Papakaladoukas "hoş geldin" dedi konuklarına.
Sıra asıl karşılamaya gelmişti. Necati Sağır ve Anlı Ataöv kıyıya iyice yaklaşmıştı artık. Türkçe ve Yunanca tezahüratlar arasında son kulaçlarını kıyıya doğru savuran Türkiyeli yüzücüler rıhtıma ayaklarını basar basmaz şenlik başladı.
Çiçekler, gülücükler ve içten öpüşmeler arasında yorgunluklar unutulmuş gitmişti bile. Uzanan mikrofonlara "çok mutluyum" diyordu Necati Sağır. Geçmişten bugüne sürdürdüğü demokrasi ve barış mücadelesinin kendisine kazandırdığı tevazu ve mutlulukla gülümsüyordu.
Kıyılar bu kadar yakınken
Anlı Ataöv de mütebbessim yüzüyle Ege'deki barışa katkıda bulunmanın keyfini çıkarıyordu. "Neden diğer adalar ile Türkiye kıyıları arasında da yaşanmasın aynı dostluk" diye sordu nefes nefese, gülümsemesi yok olacak gibi görünmüyordu.
Belediye başkanı Papakaladoukas, bu birlikteliğin sürekli olması için çalışmak gerektiğini söyledi. "Kıyılar birbirine bu denli yakın, insanlar bu kadar dostken, Ege'ye bir tek barış hakim olmalıdır" diyen genç siyasetçi, akşam da Simililerle birlikte Datça'daki barış şenliklerine katıldı.
Bu kez ev sahibi, Datça Belediye Başkanı Erol Karakullukçu'ydu. Konuşmasında, "coğrafi yakınlık yetmiyor artık bize" dedi Karakullukçu, "birbirine bu denli benzeyen halklar artık birlikte yaşamalıdır".
Sonra söz müziğindi. Önce hep beraber sirtaki yapıldı. Sonra sahneye bir Anadolu panoraması çizmek üzere Fuat Saka çıktı. Ve Trabzonlu sanatçının seslendirdiği Karadeniz havaları, tarihi yakınlığın bir diğer simgesi olarak Ege'nin kapı karşı komşularına barış gününde dolu dolu horon teptirdi. (TEB/NM)