Yasaya göre, GSS'ye sahip vatandaşların yararlanabileceği; hastalıkların tanı ve tedavisine yönelik hizmetler de şu şekilde sıralanıyor.
"Kişilerin hastalanmaları halinde ayakta veya yatarak; hekim tarafından yapılacak muayene, hekimin göreceği lüzum üzerine teşhis için gereken klinik muayeneler, laboratuar tetkik ve tahlilleri ile diğer tanı yöntemleri, konulan teşhise dayalı olarak yapılacak tıbbî müdahale ve tedaviler, hasta takibi ve rehabilitasyon hizmetleri, organ, doku ve kök hücre nakline ve hücre tedavilerine yönelik sağlık hizmetleri, acil sağlık hizmetleri, ilgili kanunları gereğince sağlık meslek mensubu sayılanların hekimlerin kararı üzerine yapacakları tıbbî bakım ve tedaviler."
Bu hizmetlerden GSS'ye dahil olan kişilerle, onların bakmakla yükümlü olduğu çocuklarının da aynı şekilde yararlanabileceği kabul edilebilir.
Yasanın kapsamı
Burada sayılanların dışında ayrıca "Analık sebebiyle ayakta veya yatarak; hekim tarafından yapılacak muayene,hekimin göreceği lüzum üzerine teşhis için gereken klinik muayeneler, doğum, laboratuar tetkik ve tahlilleri ile diğer tanı yöntemleri, konulan teşhise dayalı olarak yapılacak tıbbi müdahale ve tedaviler, hasta takibi, rahim tahliyesi, tıbbi sterilizasyon ve acil sağlık hizmetleri, ilgili kanunları gereğince sağlık meslek mensubu sayılanların hekimlerin kararı üzerine yapacakları tıbbî bakım ve tedaviler" yasanın kapsamı içinde bulunuyor.
Dolayısıyla bu hizmetlerin de dolaylı olarak çocukların lehine bazı olanaklar sağlayacağı şeklinde yorumlamak mümkündür.
Ağız ve diş sağlığı
Kişilerin ağız ve diş sağlığı hizmetleri de yasayla kurulan finansman kurumunun bedelini özeyeceği bir diğer temel sağlık hizmeti grubunu oluşturuyor. Bununla ilgili düzenlemede yasada şu hüküm var.
"Kişilerin hastalanmaları halinde ayakta veya yatarak; ağız ve diş muayenesi, diş hekiminin göreceği lüzum üzerine ağız ve diş hastalıklarının teşhisi için gereken klinik muayeneler, laboratuvar tetkik ve tahlilleri ile diğer tanı yöntemleri, konulan teşhise dayalı olarak yapılacak tıbbî müdahale ve tedaviler, diş çekimi, konservatif diş tedavisi ve kanal tedavisi, hasta takibi, travmaya ve onkolojik tedaviye bağlı protez uygulamaları, ağız ve diş hastalıkları ile ilgili acil sağlık hizmetleri, 18 yaşını doldurmamış kişilerin ortodontik diş tedavileri ile 18 yaşını doldurmamış veya 45 yaşından gün almış kişilerin diş protezlerinin 72 nci maddeye göre belirlenen tutarının yüzde 50'si karşılanır."
Bu hizmeti en çok gereksinen gruplar arasında yer alan çocukların, sigortalı anne babaları aracılığıyla bu hizmetlerden yararlanması olumlu bir gelişme gibi değerlendirilebilir.
Kapsama alınanlar
Diğer yandan SSK kurumunun son dönemde üyelerine sağladığı "yardımcı üreme yöntemleriyle" ilgili hizmetler ise "sağlık kurulları tarafından tıbben mümkün görülmesi", tedavi görecek kişilerin "23 yaşından büyük, 39 yaşından küçük olması", "son üç yıl içinde diğer tedavi yöntemlerinden sonuç alınamamış olması" ve "en az beş yıldır genel sağlık sigortalısı veya bakmakla yükümlü olunan kişi olup, 900 gün genel sağlık sigortası prim gün sayısının olması", "başka tıbbî bir yöntemle mümkün olmaması" şartlarının birlikte gerçekleşmesi halinde "en fazla iki deneme ile sınırlı" olmak üzere kapsam içinde sayılıyor.
Yasa bu hizmetlerle ilgili olarak "gerekli olabilecek kan ve kan ürünleri, kemik iliği, aşı, ilaç, ortez, protez, tıbbî araç ve gereç, kişi kullanımına mahsus tıbbî cihaz, tıbbî sarf, iyileştirici nitelikteki tıbbî sarf malzemelerinin sağlanması, takılması, garanti süresi sonrası bakımı, onarılması ve yenilenmesi hizmetleri"ni karşılamayı taahhüt ediyor.
Olumlu gelişme
Ancak yine aynı maddenin sonunda "belirtilen sağlık hizmetlerinin türlerini, miktarlarını ve kullanım sürelerini Sağlık Bakanlığının görüşünü alarak belirlemeye yetkilidir. Kurum, bu amaçla bilimsel komisyonlar kurar, ulusal ve uluslararası tüzel kişilerle işbirliği yapabilir" diyerek hizmetlerin neler olacağı ve ne kadarının karşılanacağıyla ilgili kararı alma hakkını kurumda bırakıyor.
Bu hizmetleri de "çocuklarla ilgisi" nedeniyle olumlu bir gelişme olarak değerlendirmek mümkün görülebilir.
Çocuğun sigortayla ilişkisi ebeveynin durumuyla sınırlı
Buraya kadar olumlu gibi görünen "tanı ve tedaviye ilişkin sağlık hizmetlerinden çocukların da yararlanması" olasılığı yasanın 60. maddesinde sayılan genel sağlık sigortalısı sayılma şartlarının yitirilmesi halinde "birden bire" ortadan kalkabiliyor.
Buna göre söz konusu hizmetlerin, sigortalılık şartı kalktıktan sonra "devam etmekte olan tedavi nedeniyle sağlanacak sağlık hizmetleri kişinin iyileşmesine kadar" sürmesi öngörülüyor.
Bunu düzenleyen maddenin devamında da "Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar, Sağlık Bakanlığının görüşü üzerine Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir." deniliyor.
Tüm bu hükümleri "çocukların sağlık hizmetlerine ulaşmaları ve yararlanmaları" açısından değerlendirecek olursak; çocuğun bu sigortayla ilişkisi, sigortalı olan ebeveyni üzerinden ve onun sigortalılık haliyle sınırlı olacağını gösteriyor.
Çocuğun özel bir konumu yok
Başka bir deyişle; çocukların çıkarılan bu Genel Sağlık Sigortası nezdinde "ayrı ve özel" bir konumları yoktur. Anne babanın sigortalılık hali sona erdiğinde çocuklar; başta Çocuk hakları Sözleşmesi olmak üzere, Anayasa ve iç mevzuat hükümlerince sahip olduğu temel haklardan yaralanamayacaklardır.
Henüz yasa uygulamaya geçmemekle birlikte, geçmiş sigorta uygulamaları ve başka ülkelerdeki uygulamalar göz önüne alındığında çocukların bu kapsam içinde olsalar bile hizmetten yararlanmalarının yine de kolay olmayacağı söylenebilir.
İlkin çocuğun sigortalı anne babasının herhangi bir biçimde işsiz kalması nedeniyle veya çalışsa bile işverenin sigorta primlerini ödememesi halinde sigortanın sağlayacağı tanı ve tedavi hizmetlerinden yararlanamayacağı söylenebilir.
Kız çocuklar ve oğlan çocuklar
Diğer yandan sigortanın sağladığı tanı ve tedavi hizmetleriyle ilgili muayene ve tedavi giderlerine belirli bir katkı payı ile katılım zorunludur.
Anne babanın ülkemizdeki gelir dağılımındaki adaletsizliğin bir sonucu olarak ortaya çıkan ekonomik yetersizlik nedeniyle bu payı ödeyemediği koşulda da söz konusu hizmetlere ulaşma ve yararlanma söz konusu olmayacaktır.
Bu çok düşük bir olasılık değildir. Özellikle genel değer yargıları, gelenekler vb. etkenlerin altında, bir de kısıtlı ekonomik olanaklar söz konusu olduğunda yalnız "yaşamsal ve acil hizmetlerin" talep edilebileceği, bu konuda da ilk ve sonraki çocuklar, veya kız ve oğlan çocuklar arasında ayrımcılık yapılacağı kolaylıkla öngörülebilir.
Tabii tüm bunlara bir de ülkenin sağlık sistemi, sağlık alt yapısı ve olanaklarıyla, sağlık personelinin dağılımındaki eşitsizlikle göz önüne alındığında sigortanın yalnız belirli bir kesimin çocukları için bir sağlık hizmet olanağı yaratıldığı, toplumun çok büyük bir kesiminin çocuklarının, çıkan bu GSS yasasıyla, eskiden yararlandıkları kimi haklardan da yararlanamaz hale geleceği kolaylıkla söylenebilir. (MS/EZÖ)