Avukatların anlatımına göre; Adana E tipi Cezaevi'nde, 13 Ocak günü, B-1 koğuşunda kalanlara infaz koruma memurları bir metrelik su borularıyla saldırıyor. Dört metrekarelik hücrelere dört kişi konuyor. Mahmut Eminoğlu, saldırıda başından yaralanıyor ve başına 12 dikiş atılıyor. Eminoğlu dışında, saldırıya uğrayanların hiçbiri doktor kontrolünden geçirilmiyor. "Malta"da kalanlara hiçbir günlük gerekli eşyaları verilmiyor. 18 Ocak günü, bir battaniye verildiği bildiriliyor.
Ensaroğlu, mektubunu, "cezaevlerindeki her bir insanın "suçlu" da olsa, hiçbir şekilde ortadan kaldırılamayacak; çeşitli saldırı ve sindirme operasyonları ile yok edilemeyecek hak ve özgürlüklere sahip olduğunu bir defa daha vurguluyor; bu olayda kusuru ve kasti bulunanların cezasız kalmaması için gerekli duyarlılığı göstereceğinizi umuyorum" dileğiyle bitiriyor.
Mektup şöyle:
13 Ocak 2001 Pazar günü Adana E Tipi Kapalı Cezaevi'nin B-1 ve C-1 koğuşundaki tutuklu ve hükümlülere saldıran İnfaz Koruma Memurları, birçok tutuklu ve hükümlünün yaralanmasına yol açmışlardır.
Bu gelişmeyi cezaevindeki müvekkillerinin yakınlarından öğrenen Avukat M. Halis Yetkiler, 18 Ocak 2002 tarihinde B-1 koğuşunda bulunan müvekkilleri Şükrü Balkaya, M. Hanifi Avcı ve Abdurrahman Yıldız'ı cezaevinde ziyaret ederek, yaşananları bizzat dinlemiştir.
Koruma memurunun bir metrelik su borusu
Buna göre, 13 Ocak günü saat 17:00 sularında B-1 Koğuşundaki tutuklular sayım amacıyla alt kata inerek sıraya dizilirler.
Ancak bu sırada, her gün sayıları 8-10'u geçmeyen infaz koruma memuru sayısının 50-60 civarında olması tutuklu ve hükümlülerin dikkatinden kaçmaz. Üstelik tümünün elinde cop ya da sert plastikten imal edilmiş ve birer metre uzunluğunda su boruları bulunmaktadır.
İlk olarak Abdurrahman Yıldız "maltaya" çağrılır ve tahminen 10 kişilik bir grup tarafından dövülmeye başlanır ve onu sırayla koğuştaki diğer tutuklu ve hükümlüler izler.
İddiaya göre, benzer saldırı C-1 koğuşundakilere de uygulanmış ve buradaki tutuklu ve hükümlüler 16 Ocak 2001 günü Adana 2 Nolu Devlet Güvenlik Mahkemesi huzurunda bu saldırıyı dile getirerek, tutanağa geçirmişlerdir.
Olay sonrası, Mahmut Eminoğlu isimli tutuklunun dışında hiçbir kimsenin muayenesi yapılmamıştır. B-1 koğuşunda kalan Eminoğlu'nun da sadece kafasına 12 dikiş atılmış ve başkaca herhangi bir tedavi uygulanmamıştır.
Üçüncü günde nihayet battaniye
Tüm bunlar yetmezmiş gibi tutuklu ve hükümlülerin tamamı dörder metrekarelik hücrelere, 4'er kişi olarak konulmuşlardır. Buraya konulurken ayakkabıları alınmış, havlu, çarşaf, battaniye, yatak vb hiçbir şeyin içeri geçirilmesine izin verilmemiştir. Üçüncü gün dörder kişinin bulunduğu her bir hücreye bir battaniye ile bir yatak verilmiştir.
Bu bilgilerin verildiği gün olan 18 Ocak 2001 tarihi de dahil olmak üzere, hiçbir tutuklu ve hükümlünün tıraş olma, elbise değiştirme gibi en doğal insani ihtiyaçlarını gidermelerine izin verilmemiştir.
Olayı vekillerine anlatan mağdurların iddiasına göre, bu saldırının ve hak gasplarının sebebi, tutuklu ve hükümlülerin olumsuz cezaevi koşullarını, bu yılın Ocak ayı basında Adalet Bakanlığı ile Cezaevi İzleme Kurulu'nun gündemine bir dilekçe ile taşımış olmalarıdır.
Ayrıca, bu cezaevine yeni atanan 1. müdürün cezaevindeki otoritesini pekiştirme isteğinin de bu uygulamalara neden olduğu ifade edilmektedir. Saldırı sırasında, Cezaevi 1. Müdürü ile Savcının da olay mahallinde yer aldığı iddiası da üzerinde önemle durulması gereken bir başka noktadır.
Avukat M. Halis Yetkiner'in saldırıdan altı gün sonra, müvekkillerinden Abdurrahman Yıldız'ın yüzünde ve vücudunun çeşitli yerlerinde darp sonucu oluşan morartıları; M. Hanifi Avcı'nın da sırt ve dudağındaki darp izlerini bizzat görmüş olması, tüm yaşananları bütün çıplaklığıyla ortaya koymaktadır. (NM)