OCAK - ŞUBAT - MART 2024
31 Mart Yerel Seçimlere giden bu süreçte, ifade özgürlüğü ve online habercilik açısından gündeme gelen en önemli konulardan biri, CHP Milletvekili Utku Çakırözer’in de Meclis Araştırması talep ettiği online sansür oldu. Eski gazeteci ve deneyimli vekil, girişimi sırasında, “Kamu ilgisi süren, basın arşivlerinde yer almasında kamu yararı bulunan haberlerin silinmesi Türkiye'nin yakın tarihinin yok edilmesi demektir” dedi. Sulh Ceza Hakimliği’nin “kişilik hakları” adına neden olduğu bu keyfiyet AYM’nin, İnternet Kanunu’nun ilgili düzenlemesinin yürürlüğünü 10 Ekim’den itibaren durdurmasına neden olmuştu.
Son üç ayda gazetecilere yönelik tehdit edenlere devletin tepesi de ortaklık etti: Cumhurbaşkanı Erdoğan, yerel seçim öncesi Yeniden Refah Partisi ile ilgili ittifak ihtimaliyle ilgili sorularıyla karşılaştığı A Haber kanalı muhabiri Rüya Akkuş'a “Rüya kendine gel!” diye uyardı. Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Oktay Saral da, yerel seçimler öncesi dini yapılanmalarının etkisini YouTube yayınında eleştiren gazeteci Fatih Altaylı için, “...bu mürted zındık için saniye dahi geçmeden gereken yapılmalı. Ajan olarak bu ülkede müslüman kılıklı dolaşan bu alçak yakalanıp en ağır cezaya tabii tutulmalıdır” dedi.
Uluslararası, ulusal ve yerel gazetecilik örgütleri, Türkiye’deki keyfi tutuklama, şiddet ve gözaltı ve online sansür gibi birçok ihlale karşı tekil veya grup halinde güçlü şekilde ses çıkarmayı sürdürüyor. BirGün gazetesinden Uğur Koç ve gazeteci Levent Gültekin’in “Cumhurbaşkanı’na hakaret”ten mahkum edilmesi, Dicle Müftüoğlu’nun tutukluluğu, Newroz kutlamalarında gazetecilere saldırılarak gözaltına alınması, 31 Mart Yerel Seçimler öncesi TRT Haber’in “iktidar yankısı” yayınları ve Seçim günü Diyarbakır’da AA ve DHA ekiplerinin silahlı saldırıya uğraması gibi pek çok ihlal tepkilerin odağındaydı.
Yılın ilk ayında gazeteciler ve hak savunucuları, Metin Göktepe, Hrant Dink, Abdi İpekçi, Çetin Emeç ve Sinan Ercan ve Cengiz Altun’u mezarları başında andılar. 1994 yılında zorla kaybedilen gazeteci Nazım Babaoğlu’nun akıbeti de, İHD Diyarbakır Şubesi’nin etkinliğinde de soruldu.
TGC Başkanı Turgay Olcayto’nun 10 yıldır sürdürdüğü başkanlık görevini, kalabalık bir törenle başkanvekili olan Vahap Munyar'a devrettiği bu dönemde, birçok gazetecinin yargılandığı dava da meslektaşlarınca dayanışma olarak izlendi.
Soru ve araştırma önergeleri
31 Mart Yerel Seçimlere giden bu süreçte, ifade özgürlüğü ve online habercilik açısından gündeme gelen en önemli konulardan biri, CHP Milletvekili Utku Çakırözer’in de Meclis Araştırması talep ettiği Anayasa Mahkemesi’nin “kişilik hakları” adına sistematik sansür getirilmesine olanak veren online sansür oldu. Eski gazeteci ve deneyimli vekil, girişimi sırasında, “Kamu ilgisi süren, basın arşivlerinde yer almasında kamu yararı bulunan haberlerin silinmesi Türkiye'nin yakın tarihinin yok edilmesi demektir” dedi. Sulh Ceza Hakimliği’nin “kişilik hakları” adına neden olduğu bu keyfiyet AYM’nin, İnternet Kanunu’nun ilgili düzenlemesinin yürürlüğünü 10 Ekim’den itibaren durdurmasına neden olmuştu.
Online habere sansüre dair CHP’nin Araştırma talebine ret: CHP Milletvekili Utku Çakırözer, basın özgürlüğü ve halkın haber alma hakkının önündeki en büyük engellerden biri olan “haberlere erişim engellerinin ortadan kaldırılması” için TBMM Araştırması istedi. Son 10 yılda 35 bin haberin engellendiğini, 30 bin habere artık ulaşılamadığını belirten Çakırözer, erişim engelleri ve “unutulma hakkı” kararları ile Türkiye’nin toplumsal hafızasının yok edildiğine dikkat çekti. Çakırözer, “Deniz Feneri ve Susurluk soruşturmaları, Nesim Malki cinayeti, yargıya neşter operasyonu, şarampol operasyonu gibi bir dönem kamuoyunda deprem yaratan soruşturma ve yargılamalarla ilgili haberlere artık ulaşılamıyor! Benzer biçimde FETÖ ve Adnan Oktar suç örgütüne ilişkin soruşturmalarla ilgili haberlere de erişime engelleri ve unutulma hakkı talepleri dikkat çekmekte! Kamu ilgisi süren, basın arşivlerinde yer almasında kamu yararı bulunan haberlerin silinmesi Türkiye'nin yakın tarihinin yok edilmesi demektir” dedi. CHP’nin teklifi AKP ve MHP oylarıyla reddedildi. Anayasa Mahkemesi yakın zamanda, “kişilik haklarını ihlal” gerekçesiyle online yayın içeriğinin çıkarılması veya erişimin engellenmesini düzenleyen 5651 sayılı Kanun’un 9. maddesinin iptaline karar vermişti (26 Ocak).
Cumhurbaşkanlığı ve bakanlıklardan mesajlar
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yerel seçim öncesi Yeniden Refah Partisi ile ilgili ittifak ihtimaliyle ilgili sorularıyla karşılaştığı A Haber kanalı muhabiri Rüya Akkuş'a “Rüya kendine gel!” diye uyardı. Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Oktay Saral da, yerel seçimler öncesi dini yapılanmalarının etkisini YouTube yayınında eleştiren gazeteci Fatih Altaylı için, “...bu mürted zındık için saniye dahi geçmeden gereken yapılmalı. Ajan olarak bu ülkede müslüman kılıklı dolaşan bu alçak yakalanıp en ağır cezaya tabii tutulmalıdır” dedi.
Erdoğan AYM’den de Danıştay’dan da rahatsız! “Fakat Danıştay'ın aldığı bu karara da sessiz kalmamız mümkün değil. Nasıl ki Anayasa Mahkemesi’nin aldığı bazı garip kararlarda Cumhur İttifakı olarak tepkisiz kalmıyorsak, bunda da sessiz kalamayız. Ayrıca Anayasa Mahkemesi’nin almış olduğu bu kararları hazmedemiyorum. Danıştay zaman zaman yapıyor, bu tür kararlarla bizi rahatsız ediyor ama Anayasa Mahkemesi’nin sık sık bu tür kararları alması bizi ciddi manada rahatsız ediyor. Mesela Anayasa Mahkemesi bir de BTK'yla ilgili bir karar almış. Hani bunun neresinden gireceksin? Nasıl böyle bir karar alınır? Biz de bu işin üzerine üzerine giriyoruz, gideceğiz. Danıştay'da da bu işin yine aynı şekilde takipçisi olacağız (Cumhurbaşkanı Erdoğan, BAE ve Mısır ziyareti dönüşü uçakta gazetecilerin sorularını yanıtlarken, 450 hakim ve savcıyı göreve iade eden Danıştay kararına tepki gösterirken online sansürü ihlal sayan AYM’yi de hedef alıyor; 15 Şubat).
Bahçeli AYM’ye savaş açtı: “Anayasa Mahkemesi artık bir güvenlik sorunudur. Tekrar ifade ediyorum ki Anayasa Mahkemesi ya kapatılmalı ya da yeni baştan yapılandırılmalıdır. Teröriste hak veren bir mahkeme Türk mahkemesi olamaz. AYM hukuka savaş açıyor, Türkiye'nin geleceğine darbe vuruyor” (MHP lideri hükümet ortağı Devlet Bahçeli, ATO Congresium Kongre ve Sergi Merkezi'nde MHP'nin Kuruluşunun 55. Yıldönümü Kutlama Etkinliklerine katıldı; Bahçeli, 8 Şubat’ta Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da bulunduğu yeni üye Yılmaz Akçil'in yemin töreninde AYM Başkanı Zühtü Arslan’ın “AYM kararını beğenme yükümlülüğü yok. Kararlara uyulması zorunlu” şeklindeki uyarısından sonra AYM’yi hedef aldı – 9 Şubat).
Tepkiler
Uluslararası, ulusal ve yerel gazetecilik örgütleri, Türkiye’deki keyfi tutuklama, şiddet ve gözaltı ve online sansür gibi birçok ihlale karşı tekil veya grup halinde güçlü şekilde ses çıkarmayı sürdürüyor.
BirGün gazetesinden Uğur Koç ve gazeteci Levent Gültekin’in “Cumhurbaşkanı’na hakaret”ten mahkum edilmesi, Dicle Müftüoğlu’nun tutukluluğu, Newroz kutlamalarında gazetecilere saldırılarak gözaltına alınması, 31 Mart Yerel Seçimler öncesi TRT Haber’in “iktidar yankısı” yayınları ve Seçim günü Diyarbakır’da AA ve DHA ekiplerinin silahlı saldırıya uğraması gibi pek çok ihlal tepkilerin odağındaydı.
Gazetecilere saldırıya GGC tepkisi: Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti (GGC), Diyarbakır Sur’da yerel seçim günü yaşanan silahlı çatışma sırasında bir kişinin, gelişmeyi izleyen Anadolu Ajansı ve Demirören Haber Ajansı çalışanlarını silahla hedef almasını kınadı. GGC, gazetecilerin can güvenliğinin sağlanmasını isteyerek, “Meslektaşlarımızın şahsında basın özgürlüğüne ve halkın haber alma hürriyetine yapılan bu saldırıyı şiddetle kınıyor, yetkilileri göreve davet ediyoruz. Olay yerinden uzaklaşmaya çalışan gazetecilere arkadan kurşun sıkacak kadar vahşileşen saldırganların bir an önce yakalanarak, adalete teslim edilmesini bekliyoruz. Bölgedeki mülki idare amirlerine, güvenlik güçlerine ve askeri personele, sahada çalışan gazetecilerin can güvenliğinin sağlanması için acil çağrıda bulunuyoruz” dedi (31 Mart).
RSF’den TRT Haber’e “yanlılık” tepkisi: RSF temsilcisi Erol Önderoğlu, 31 Mart Yerel Seçimleri öncesi, TRT Haber kamu kanalında hükümet lehinde gözlenen bariz ayrımcılığını ve muhalif adayların bu ekranlarda görünmez kılınmasını kınadı (29 mart).
TGC’den Seçimlerde habercilik uyarısı: TGC, 31 Mayıs Yerel Seçimler öncesi gazetecilik hakları konusunda yetkilileri uyardı; “Yurttaşların demokrasi için iradelerini ortaya koyacakları seçimde gazetecilerin görevlerini rahatça yapabilmeleri kamuoyu yararı açısından büyük önem taşıyor. Öncelikle internet kesintisi olmaması için alt yapıdaki sorunların önceden çözülmesini bekliyoruz. Yaygın ve yerel medyada görev yapan meslektaşlarımız seçim sonuçlarını aktarırken can ve çalışma güvenlikleri sağlanmalı, sözlü ve fiziksel müdahale olması engellenmelidir. Farklı siyasi görüşten medya kuruluşlarında görev yapan gazeteciler, seçim sonuçlarına şeffaf bir biçimde ulaşabilmelidir. Meslektaşlarımızdan basın kartı istenmesi ya da akreditasyon uygulanmasıyla seçimin izlenmesinin engellenmesinin suç olduğu unutulmamalıdır…“ dedi (28 Mart).
“Cumhurbaşkanı” cezasına RSF eleştirisi: RSF temsilcisi Erol Önderoğlu, bir haber fotoğrafının fonunda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın fotoğrafı olduğu gerekçesiyle BirGün gazetesi sorumlu müdürü Uğur Koç’u “Cumhurbaşkanına hakaret” iddiasıyla mahkum etmesini eleştirdi. Önderoğlu, “Gazeteciler “yayın kazası” da söz konusu olsa, bunu açıklıkla üstlenip mahkemede izah da etseler, “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlaması varken hapse mahkum oluyorlar” dedi (28 Mart).
Gültekin’in mahkumiyetine RSF tepkisi: RSF Türkiye Temsilcisi ve bianet Medya özgürlüğü Raportörü Erol Önderoğlu, gazetecilerin Cumhurbaşkanına hakaret suçlamasıyla yargılanmasını eleştirdi. “baskıcı yasalar” dedi. Levent Gültekin’in 2014’ten bu yana Cumhurbaşkanına hakaretten mahkum edilen 75. gazeteci olduğunun bilgisini verdi. Önderoğlu “Baskıcı yasalar Cumhurbaşkanını eleştirilerden korumanın bir aracı olarak önemini korudukça, örneğin ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ düzenlemesinin demokratik bir hamle sonucu yürürlükten kaldırılmasını ne yazık ki bekleyemiyoruz” dedi (19 Mart).
Newroz gözaltı ve şiddetine RSF kınaması: RSF Türkiye temsilcisi Erol Önderoğlu, Newroz etkinliklerini izleyen gazetecilerden AFP muhabiri Eylül Yaşar’a yönelik keyfi ve şiddetli gözaltı ile bianet haber sitesi muhabirleri Tuğçe Yılmaz, Aren Yıldırım ve Ali Dinç’e yönelik polis şiddetini kınadı (18 Mart).
Konsey YSK’yı göreve çağırdı: Basın Konseyi, 31 Mart yerel seçimleri yaklaşırken medyanın tarafsızlığı konusunda Yüksek Seçim Kurulu’nu göreve çağırdı. Çağrı, RTÜK üyeleri İlhan Taşçı ve Tuncay Keser’in TRT Haber’in 40 günlük yayınında AKP ve Recep Tayyip Erdoğan’a 32 saat, CHP ve Özgür Özel’e 25 dakika, CHP’li belediye başkan adaylarına ise hiç yer vermemesi üzerine hazırladığı raporun ardından geldi. Yasaları hatırlatan Basın Konseyi, tek yönlü, taraf tutan, bir siyasi partinin, menfaatine uygun yayın yapmanın suç olduğunu kaydetti (15 Mart).
TGS, Basın İş Kanunu için uyardı: TGS Genel Başkanı Gökhan Durmuş, iktidarın Basın İş Kanunu’nda değişikliğe gitme hazırlıklarıyla ilgili, “Yapılacak değişiklik iktidara yakın gazeteler tarafından tek bir ağızdan çıkmışçasına servis ediliyor. 20 farklı iş kanununun tek metinde toplanacağı iddia ediliyor. Dolayısıyla Basın İş Kanunu da bu düzenlemeden payını alacak gibi görünüyor… evet Basın İş Kanunu’nun değişmesi gerekiyor. Ama bu değişikliği yapacak olanlar bakanlıktaki bürokratlar değil bu mesleğin asıl sahibi olan gazeteciler ve onların örgütleridir. Siyasetçiler tarafından hazırlanacak bir kanun ihtiyacı karşılamayacak ve yine eksikliklerle dolu olacaktır. İktidarın basın meslek örgütlerine kanununuzu hazırlayın, güncelleyin demesi ile bütün sorunlar çözülecektir. En iyi kanunu basın meslek örgütleri yapacaktır. Bırakın onlar ortaya gelecek vizyonlarıyla düşünerek 100 yıl bu ülkenin gazetecilerinin sorunlarını ortadan kaldıracak kanunu hazırlasınlar” dedi (8 Mart).
Duruşmada kimlik kontrolüne RSF tepkisi: RSF temsilcisi Erol Önderoğlu, gazeteciler Barış Pehlivan ve Ozan Alper Yurtoğlu’nun “Cumhurbaşkanı’na hakaret” ve “kamu görevlisine hakaret” iddiasıyla yargılandığı davada polisin duruşmayı izleyen MLSA ve TGS gözlemcilerine ait kimlik bilgilerinin polisçe sorulmasına tepki gösterdi. Önderoğlu, RSF’nin X hesabından, kabul edilemez bulduğu muameleyi “sivil topluma karşı taciz” olarak nitelendirdi (27 Şubat).
RSF gözaltılarda “hukuku” sordu: RSF temsilcisi Erol Önderoğlu: İzmir'de altı gazeteci ve basın çalışanının “örgüt üyeliği” iddiasıyla gözaltında tutulmasına ilişkin sürecin hukuksuzluklar içerdiğini bildirdi; RSF’nin X hesabından, “İzmir'de altı gazeteci ve basın çalışanının dört gün gizli soruşturma altında, saatlerce de ters kelepçeli halde tutulması, bir de savcılıkça ifadeleri dahi alınmadan tutuklanma talebiyle mahkemeye sevk edilmesinin hukukla bağdaştığını sanmıyoruz” şeklinde açıklama yaptı (16 Şubat).
İzmir operasyonlarına DİSK eleştirisi: Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’na (DİSK) bağlı Türkiye Basın, Yayın, Gazetecilik, Grafik-Tasarım, Baskı ve Ambalaj Sanayi İşçileri Sendikası (DİSK Basın-İş Sendikası), İzmir’de 13 Şubat’ta yapılan ev baskınlarında gözaltına alınan Mezopotamya Ajansı (MA) muhabirleri Semra Turan, Delal Akyüz ve Tolga Güney ile JINNEWS sitesi muhabiri Melike Aydın ve Gazete Duvar sitesi muhabiri Cihan Başakçıoğlu’nun derhal serbest bırakılmasını istedi (15 Şubat).
Altaylı’ya tehdide RSF tepkisi: RSF temsilcisi Erol Önderoğlu, yerel seçimler öncesi seçmen tutumunu değerlendirdiği YouTube yayını nedeniyle gazeteci Fatih Altaylı'yı hedef gösteren Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Oktay Saral’ını eleştirdi. Önderoğlu, “Gazeteci Fatih Altaylı'ya yönelik tehlikeli üslubu kabul edilemez. Hiç bir gazeteci eleştirilmez değil eğer niyet sadece eleştirmekse. Bu mevkide olan, kışkırtamaz, hedef gösteremez, yargıya talimat veremez!” dedi (1 Şubat).
IPI’dan Dink için adalet çağrısı: IPI Direktör Yardımcısı Scott Griffen, “Türk makamlarını bir kez daha Hrant Dink'in menfur cinayeti için tam adaleti sağlamaya çağırıyoruz: Bu, en büyük beyinler de dahil olmak üzere tüm sorumluların tespit edilmesi, kovuşturulması ve hapsedilmesi anlamına geliyor. Gazetecilerin öldürülmesinin cezasız kalması, basın özgürlüğüne ve halkın haber ve bilgi edinme hakkına doğrudan bir saldırıdır” ifadelerini kullandı (19 Ocak).
Müftüoğlu için tahliye talepleri: TGS, ÇGD, DİSK Basın İş ve RSF gibi gazetecilik meslek örgütleri, Kürt medya çevresine yönelik operasyonlar kapsamında tutuklanan ve 264 gündür tutuklu olan Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Eşbaşkanı ve Mezopotamya Ajansı (MA) editörü Dicle Müftüoğlu için, Diyarbakır Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki dava öncesi tahliye çağrısı yaptı. TGS Genel Başkanı Gökhan Durmuş, Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği (MKG) yöneticilerinden Aysel Işık ve DFG yöneticilerinden Gazeteci Selman Çiçek, Müftüoğlu’nün tahliye edilmesini talep etti. RSF’den Erol Önderoğlu da, “Keyfi gazeteci tutuklamaları siyasetin bel bağlamadığı bir sorun olsaydı çoktan çözülürdü. Oysa ki Türkiye, kendisini gazeteci tutuklama furyasına kaptırmış ülkelerin başında geliyor. 264 gündür tutuklu Dicle Müftüoğlu’nun tahliye edilmesini istiyoruz” dedi (17 Ocak).
RSF’den TMK bildirisi: RSF, Gerçek Gündem sitesi editörü Furkan Karabay’ın da tutuklanmasına da zemin hazırlayan, en az 20 gazeteciyi hedef alan “terörle mücadele edeni hedef yapmak” suçlamasına ilişkin (TMK, madde 6/1) maddesini eleştiren bir bildiri yayımladı. RSF’den Erol Önderoğlu, bildiride, “TMK’nin 7/2’den sonra şimdi de 6. maddesi, Türk siyasi ve adli makamlarınca gazetecileri susturmak ve özellikle son aylarda yargıyı sarsan yolsuzluk davalarına dikkat çekmelerini engellemek için düzenli olarak kullanılıyor. Bu mevzuatın açıkça keyfi niteliği göz önünde bulundurulduğunda, bazı mahkemelerin bazı gazetecileri beraat ettirmekten başka çarelerinin olmadığını görmek güven verici. Bu yasanın gazetecilere karşı kullanılmasına artık bir son verilmeli” dedi. Bildiride, Sözcü yazarı İsmail Saymaz, ANKA’dan Mansur Çelik, bianet.org editörü Ayça Söylemez, WDR Cosmo Türkçe Yöneticisi Tuncay Özdamar, eski Cumhuriyet gazetesi çalışanı Hazal Ocak ve Mezopotamya Ajansı (MA) muhabiri Fırat Can Arslan'ın dosyalarına da atıf yapıldı (16 Ocak).
RSF’den “tehditler arttı” uyarısı: RSF’den Erol Önderoğlu, son günlerde gazeteciler İsmail Arı ve Altan Sancar’ın sosyal medyada tehdit edilmesinden ve yargının kayıtsız kalmasından endişe ettiklerini bildirdi. RSF sosyal medya hesabından açıklama yapan Önderoğlu; “Yargının görevi, vazgeçilmez kamuoyunu aydınlatma görevi üstenenleri, onları tehdit etme cüreti gösterenlere karşı korumaktır. Bu yerine getirilmediğinden İsmail Arı ve Altan Sancar gibi tehdit edilen habercilerin sayısı her geçen gün artıyor. Uyarıyoruz” dedi (16 Ocak).
Dekak’a saldırı girişimine kınama: Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti (GGC) ve TGS Diyarbakır Temsilciliği, Diyarbakır'da DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan'ın ziyareti sırasında Rudaw TV Temsilcisi ve Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti üyesi Maşallah Dekak'ın bir kişinin hakaretine ve saldırı girişimine maruz kalmasını kınadı. TGS, “Gazetecilere saldırı kabul edilemez, yetkililer göreve” dedi. GGC de, “Asıl hedefi halkın haber alma hürriyeti olan bu saldırıyı büyük bir endişeyle öğrenmiş bulunmaktayız. Meslektaşımıza yapılan bu saldırı asla kabul edilemez. Dekak'ın sağlık durumunun iyi olduğunu öğrenmiş olmak bir nebze teselli verici olsa da, bu saldırıyı şiddetle kınıyoruz” denildi (12 Ocak).
DİSK Basın İş’ten Kuray’a destek: DİSK Basın İş, Muğla Milas ilçesinde bulunan Akbelen ormanında YK Enerji tarafından kesim yapılmak istenmesi üzerine başlayan protestoları takip eden gazeteci Zeynep Kuray’a soruşturma açılmasını kınadı. Sendika açıklamasında, “Kuray’ın ve gazeteciliğinin yanındayız. Gazetecilik suç değildir” dedi (8 Ocak).
Keyfi “adli kontrole” tepki: RSF’den Erol Önderoğlu: gazeteciler Seyhan Avşar ve Furkan Karabay’ın iki ayrı dosyadan birinin ifadesinin ardından diğerinin hapisten tahliye edilirken adli kontrole tabi tutulmasına tepki gösterdi. Önderoğlu, RSF’nin X hesabından yaptığı açıklamada, “Keyfi adli kontrol furyasıyla gazeteciliğe kriminal bir uğraş muamelesi yapılmasını reddediyoruz! Ne yazık ki, hiçbir suç şüphelisi gazeteci kadar sıkıştırılmıyor gibi. Aynı gün @seyhanavsar ve @FurkannKarabay’a yurtdışı yasağı ve/veya imza zorunluluğu!” dedi (8 Ocak).
Dayanışma
Yılın ilk ayında gazeteciler ve hak savunucuları, Metin Göktepe, Hrant Dink, Abdi İpekçi, Çetin Emeç ve Sinan Ercan ve Cengiz Altun’u mezarları başında andılar. 1994 yılında zorla kaybedilen gazeteci Nazım Babaoğlu’nun akıbeti de, İHD Diyarbakır Şubesi’nin etkinliğinde de soruldu.
TGC Başkanı Turgay Olcayto’nun 10 yıldır sürdürdüğü başkanlık görevini, kalabalık bir törenle başkanvekili olan Vahap Munyar'a devrettiği bu dönemde, birçok gazetecinin yargılandığı dava da meslektaşlarınca dayanışma olarak izlendi.
Nazım Babaoğlu’nun akıbeti soruldu: İHD Amed Şubesi ve kayıp yakınları, Diyarbakır’ın Bağlar ilçesinde bulunan Koşuyolu Parkı’ndaki Yaşam Hakkı Anıtı önünde yaptıkları 788. Buluşmada, 12 Mart 1994’te tarihinde Siverek’te kaybedilen gazeteci Nazım Babaoğlu’nun akıbetini de sordu. Eylemde, DİSK Basın-İş Temsilcisi Hakkı Boltan da yer aldı. Babaoğlu’nun dosyası 30 yıllık zaman aşımı süresi tehlikesiyle karşı karşıya. Ailenin avukatı Gülay Koca, etkili bir soruşturma yürütülmeyerek 27 yıldır faili meçhul bırakılan soruşturma dosyasında, 2021’de kısıtlama (gizlilik) kararı alındığını belirterek, Babaoğlu’nun zorla kaybedilmesiyle ilgili dosyasının zaman aşımı nedeniyle düşebileceğini söyledi. Nazım’ın Abisi Cemal Babaoğlu ise “bu 30 yılın tükenmesi için dosya bilinçli olarak bekletildi” dedi (12 Mart).
Çetin Emeç ve Sinan Ercan unutulmadı: İstanbul Kadıköy'e bağlı Suadiye'deki evinin önünde 7 Mart 1990 günü uğradığı silahlı saldırıda 55 yaşında hayatını kaybeden Hürriyet Gazetesi eski genel yayın müdürü, Hürriyet Gazetesi Yönetim Kurulu Üyesi ve yazarı Çetin Emeç ile şoförü Sinan Ercan mezarları başında anıldı (7 Mart).
RSF Diyarbakır’daydı: RSF temsilcisi Erol Önderoğlu, iki günlük Diyarbakır ziyaretinde gazeteciler Dicle Müftüoğlu ve Sedat Yilmaz’ın Diyarbakır Ağır Ceza Mahkemeleri’nde görülen davalarını izledi; partner örgütü Botan İnternational ile Diyarbakır Barosu, Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti ve TGS temsilcileriyle buluştu. Müftüoğlu’nun tahliye edildiği duruşmayı, Davayı RSF Temsilcisi Erol Önderoğlu, DİSK Basın İş Başkanı Turgut Dedeoğlu, TGS Başkanı Gökhan Durmuş ve Diyarbakır Temsilcisi Mahmut Oral, DFG Derneği, Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği ve MLSA temsilcileri ile Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren de izledi (29 Şubat).
Altun Batman’da anıldı: Batman'da 24 Şubat 1992’de uğradığı silahlı saldırı sonucu yaşamını yitiren gazeteci Cengiz Altun, merkez Çamlıca Mahallesi'ndeki mezarı başında anıldı. Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) öncülüğünde yapılan anmaya, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Batman Milletvekilli Zeynep Oduncu, Batman Belediye Eş Başkan adayları Gülistan Sönük, Mehdi Öztüzün, Barış Anneleri Meclisi, Êlih Emek ve Demokrasi Platformu, Altun’un ailesi ve yakınları ile gazeteciler katıldı (24 Şubat).
Coşkun’u yalnız bırakmadılar: Gazeteci Canan Coşkun’un, Cumhuriyet gazetesinde 2016’da çıkan “Türkü söylediler tutuklandılar” başlıklı haber nedeniyle yeniden yargılandığı davayı, RSF Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu, TGS avukatı Ülkü Şahin ile MLSA ve P24’ten gözlemciler de takip etti (22 Şubat).
Polis şiddet mağduru Kural ve Kılıç için dayanışma: Gazeteci ve bianet sitesi eski muhabiri Beyza Kural’ı ters kelepçeyle gözaltına almaya çalışan üç polis memurunun İstanbul 35. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yargılandığı davayı RSF Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu, Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ) Türkiye Temsilcisi Özgür Öğret ve Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) avukatı Ülkü Şahin de izledi. 2021’de Onur Haftası'nda gözaltına alındığı için aynı gün yargılanan AFP fotomuhabiri Bülent Kılıç da duruşmaya gelerek Kural'a destek verdi. Gazetecilik kuruluşu temsilcileri, Kılıç’ın yargılandığı davayı da izledi (15 Şubat).
İpekçi 45. Yılında anıldı: İstanbul Maçka’da Mehmet Ali Ağca’nın aracının içinde öldürdüğü Milliyet gazetesi genel yayın yönetmeni gazeteci - yazar Abdi İpekçi, katledilişinin 45. yılında, Nişantaşı’daki Abdi İpekçi Anıtı ve Zincirlikuyu Mezarlığı’ndaki kabri başında düzenlenen törenlerle anıldı. 1 Şubat 1979’da işlediği suikast nedeniyle konulduğu İstanbul Maltepe Cezaevi’nden kaçırılan Ağca, Papa suikastı nedeniyle uzun yıllar tutuklu kaldığı İtalya tarafından Türkiye’ye iade edildi. Ağca, 10 yıl tutuklu kaldıktan sonra 2010 yılında salıverilirken cinayetin azmettiricileri ve arkasındaki güçler hiçbir zaman ortaya çıkarılmadı. Mezarı başında düzenlenen anma törenine, İpekçi'nin kızı Nükhet İpekçi İzet, eşi Engin İzet, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Sibel Güneş, Yönetim Kurulu Üyeleri Pınar Aktaş, Garbis Özatay, Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç, Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Özay Şendir, Milliyet Gazetesi Yazarları Atilla Gökçe, Tunca Bengin, Hürriyet Gazetesi Yazarı Sedat Ergin, TGC üyeleri Okşan Atasoy, Metin Özyıldırım, Namık Koçak, Saime Oğuzhan, Toplumsal Bellek Platformu adına Saniye Yurdakul ile çok sayıda gazeteci katıldı. Törende TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş, Abdi İpekçi’nin kızı Nükhet İpekçi İzzet ve Milliyet Gazetesi genel yayın yönetmeni İbrahim Özay Şendir konuşma yaptı. Başkan Gökhan Durmuş’un da katıldığı TGS eyleminde İpekçi Anıtı’na karanfiller bırakıldı. TGS açıklamasında da, “Ülkemizde gazeteciliğin evrensel ilkelere uygun hale getirilmesinde önemli katkı sağladı. Halkın haber alma hakkını savundu. Abdi İpekçi aynı zamanda Türkiye’de gazetecilerin özlük haklarına kavuşmasının, sendikalaşma haklarının gelişmesinin de sembol isimlerinden birisiydi” denildi (1 Şubat).
Mumcu unutulmadı: Ankara’da 24 Ocak 1993’te aracına yerleştirilen bomba sonucu yaşamını yitiren gazeteci yazar Uğur Mumcu, Türkiye’nin pek çok yerinde düzenlenen etkinliklerle anıldı. Bu dönemde İçişleri Bakanı Mehmet Ağar’ın, cinayetin tüm sorumlularının ortaya çıkarılmasını talep eden Güldal Mumcu’ya söylediği “Tuğla çekilirse, duvar yıkılır” sözleri hafızalarda kaldı. Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı (um:ag) ise 24-31 Ocak tarihleri arasını “Adalet ve Demokrasi Haftası” ilan etti. 31.’si düzenlenecek olan haftanın bu yılki teması ise “adalet, demokrasi, laiklik” oldu. TBMM Başkan Vekili CHP Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca da 31. Adalet ve Demokrasi Haftası nedeniyle bir açıklama metni yayımladı. “Tuğlalar yıkılacak, duvarın altında kalacaksınız” diyen Karaca, katledilişinin üzerinden 31 yıl geçmiş olmasına rağmen, geçmişte kaleme aldığı konuların, bugün dahi sıcaklığını ve önemini koruduğunu söyledi. RSF Türkiye temsilcisi Erol Önderoğlu da, X hesabından yaptığı açıklamada, “Araştırmacı gazeteci #UğurMumcu’yu katledilişinin 31. yılında saygıyla anıyoruz. Örnek gazeteciliği gibi, 24 Ocak 1993’te işlenen cinayete dair utanç verici cezasızlığı da unutmuyoruz. Bu karanlık örtü toplumsal adaletsizliğimizin tabanında serili duruyor” dedi (24 Ocak).
Hrant Dink 17. Yılında anıldı: Agos gazetesi genel yayın yönetmeni Hrant Dink 19 Ocak 2007 günü öldürüldüğü İstanbul Şişli’deki gazete bürosu önünde ailesi, sevenleri, hak savunucuları ve meslektaşlarınca anıldı. Birçok yurttaş da, Dink’in öldürüldüğü Şişli’deki Sebat Apartmanı önünde bir araya geldi, vurulduğu yere kırmızı karanfil, Agos gazetesi, mum ve nar bıraktı. “Hrant için adalet”, “Cinayet 17 yaşında”, “Hepimiz Hrant’ız, hepimiz Ermeniyiz” yazılı Kürtçe, Ermenice ve Türkçe dövizleri taşındığı törende “Sarı Gelin” türküsü Türkçe ve Ermenice olarak çalındı. Dink, Ankara, Adana ve İzmir gibi birçok yerde düzenlenen etkinliklerle anıldı (19 Ocak).
Dayanışma için dava izlediler: Evrensel gazetesi imtiyaz sahibi Kürşat Yılmaz ve sorumlu müdürü Görkem Kınacı’nın, Turkuvaz Medya Grubu Yönetim Kurulu Başkan Vekili Serhat Albayrak’ın şikayetiyle yargılandığı İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki davanın 16 Ocak’ta görülen duruşmasını Evrensel gazetesi yazarı Fatih Polat ve RSF Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu da dayanışma olarak izledi (16 Ocak).
10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü mesajları: Gazetecilik meslek örgütlerinin 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’ne dair yaptıkları açıklamalar, gazetecilerin baskı altında ve derin ekonomik kriz içerisinde halkı bilgilendirme uğraşı verdiklerini gösterdi. TGS bildirisinde bu güçlükler, “Daralan medya sektöründe kayıt dışı çalışma hızla arttı. Düşük ücret politikaları, itibarsızlaştırma ve basın özgürlüğüne yönelik saldırılar, gazeteciliğin yapılması zor meslekler arasında hızla yükselmesine neden oldu” ifadeleriyle yer aldı. RSF’den Erol Önderoğlu da, “Birçok çevre gazetecileri ve eleştirilerini satın almaya çalışıyor ama meslektaşlarımızın hatırı sayılır bir bölümü, bir hali güç ekonomik, toplumsal ve sektörel şartlarda onurlu şekilde kamuoyunu aydınlatmak için emek veriyor. 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü, çalışan çalış(a)mayan tüm meslektaşlarımıza kutlu olsun” şeklinde açıklama yaptı. RTÜK ve Basın İlan Kurumu’nun basın özgürlüğünü hiçe sayan uygulamalarını örnek veren TGC de, “Gazetecilerin çalışmasının ve örgütlenmesinin önündeki engellerin kaldırılmasını, cezaevindeki gazetecilerin tutuksuz yargılanmasını istiyoruz” çağrısı yaptı. Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) de, “Adalet Bakanı göz göre göre 'cezaevlerinde gazeteci yok’ diyebiliyor. Oysa ki veriler ortada. Halen hapishanelerde 50’nin üzerinde gazeteci var. Bunlardan biri de Dicle Fırat Gazeteciler Derneği Eşbaşkanı Dicle Müftüoğlu. 2022-23 yılı içerisinde onlarca gazeteci tutuklandı, serbest bırakıldı. Halen içlerinde tutuklu olanlar var” ifadeleriyle hapis tehdidine vurgu yaptı. DİSK Basın İş Genel Başkanı Turgut Dede de, “Ekonomik krizin etkisi ve artan siyasi kutuplaşma, Türkiye’de asgari ücretin olağan ücret haline geldiği medya sektöründeki krizi her geçen gün daha fazla derinleştiriyor. İktidar tarafından basın ve ifade özgürlüğüne nefes aldıracak bir yaklaşım ve mevzuat ortaya koyulmazken, gazetecilerin özlük hakları, iş güvencesi ve refah düzeyi açısından da bir çalışma yapılmıyor” ifadelerini kullandı (10 Ocak).
TGS’den Diyarbakır’da temsilcilik: TGS, Diyarbakır Yenişehir'de temsilcilik ofisinin açılışını gerçekleştirdi. Açılışta kadınların medyadaki temsiliyetinin azlığına değinen TGS Sekreteri Banu Tuna, “Burası başta kadın gazeteciler olmak üzere bütün gazetecilerin evidir. Biz Türkiye’de yayın yapan gazetelerin, televizyon kanallarının nüvelerine baktık ve kelimenin tam anlamıyla kadının adının olmadığı bir kez daha üzülerek fark ettik. 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nde özelikle kadın gazetecilerin duruşuna dikkat çekmek istiyorum. Kadın gazeteciler mesleğin yönetici pozisyonunda maalesef kendilerine yer bulamıyorlar. Umarım bu tablo değişir. Buranın buna vesile olmasını diliyorum” dedi. Açılışa Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği (MKG), Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG), Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti, Türk-İş bölge temsilcisi, yerel gazete temsilcileri ve çok sayıda gazeteci de katıldı. Açılışta kadınların medyadaki temsiliyetinin azlığına değinen TGS Sekreteri Banu Tuna, “Burası başta kadın gazeteciler olmak üzere bütün gazetecilerin evidir. Biz Türkiye’de yayın yapan gazetelerin, televizyon kanallarının nüvelerine baktık ve kelimenin tam anlamıyla kadının adının olmadığı bir kez daha üzülerek fark ettik. Kadın gazeteciler mesleğin yönetici pozisyonunda maalesef kendilerine yer bulamıyorlar. Umarım bu tablo değişir. Buranın buna vesile olmasını diliyorum” dedi (10 Ocak).
Göktepe anıldı: Evrensel gazetesi muhabiri Metin Göktepe, gözaltında polislerce dövülerek katledilişinin 28. yılında, İstanbul Esenler’deki Kemer Mezarlığı’nda bulunan mezarı başında anıldı. Anmaya Evrensel gazetesi genel yayın yönetmeni Hakkı Özdal, Metin Göktepe’nin ailesi, TGS Genel Başkanı Gökhan Durmuş, TGS İstanbul Şube Başkanı Özgür Deniz Kaya, DİSK Basın İş Yönetim Kurulu üyesi İzel Sezer, Cumartesi İnsanları, İHD Şube Başkanı Gülseren Yoleri, Emek Partisi Genel Başkanı Seyit Aslan, CHP İl Başkanı Özgür Çelik, DEM Parti İstanbul İl Eş Başkanı Murat Kalmaz, EHP Parti Sözcüsü Özge Akman, Türkiye İşçi Partisi İl sözcüsü Melis Akyürek, CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, DEM Parti Milletvekili Celal Fırat, Emek Partisi İstanbul Milletvekili İskender Bayhan, DİSK Bölge Temsilcisi Asalettin Arslanoğlu, Gezi Direnişinde hayatını kaybeden Berkin Elvan’ın babası Sami Elvan, DEM Parti Meclis Üyesi Musa Piroğlu, Sivas Kangal Dernekler Federasyonu Başkanı Abbas Yaşar ve Genel Sekreter Mustafa Tuncer, Eski Başkan Hasan Aslan, Çipil Köyü Dernek Başkanı Rahmi Çataltepe, Esenler Cemevi Başkanı Cemal Özdemir, Divriği Kültür Derneği, Türkiye Alevi Dernekleri Federasyonu, TKP İstanbul İl yönetiminden Serkan Düz, Sol Portal adına Gökhan Kazbek, Emek Partisi üyeleri ve çok sayıda gazeteci katıldı. Sık sık, “Özgür basın susmadı susmayacak” “Metin Göktepe ölümsüzdür”, “İnadına hepimiz birer Metin'iz” sloganlarının atıldığı anmada “Tutuklu gazeteciler serbest bırakılsın”, “Metinler ölmez Evrensel susmaz”, “Evrensel yazıyor Metin yaşıyor” dövizleri taşındı (8 Ocak).
TGC Başkanı Olcayto görevi Munyar’a devretti: TGC Başkanı Turgay Olcayto, 10 yıldır sürdürdüğü başkanlık görevini, başkanvekili olan Vahap Munyar'a devretti. Çok sayıda gazeteci ve meslek örgüt temsilcisinin de katıldığı devir töreni İstanbul Cağaloğlu’ndaki Türkiye Gazeteciler Cemiyeti binasında bulunan Burhan Felek Salonu'nda gerçekleşti. Törende Turgay Olcayto ve Vahap Munyar birer konuşma yaparken, Genel Sekreter Sibel Güneş TGC’nin 2023 faaliyetleri konusunda bilgi verdi (8 Ocak).
Raporlar
Bu dönemde Türkiye yetkililerine en ciddi uyarı, yayımladığı Memorandum ile Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Dunja Mijatović’ten geldi. Mijatović, raporunda, “Türkiye’de insan hakları savunucuları ve gazetecilerin yüz yüze kaldığı sayısız ceza soruşturması, yargılamalar, tutuklamalar ve cezalar, insan hakları savunucularını susturmak ve sivil toplum aktivizminin önünü kesmek için yargı süreçlerinin kötüye kullanıldığı yaygın bir pratiğe işaret etmektedir” dedi.
Avrupa Konseyi Komiseri uyardı: Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Dunja Mijatović, Türkiye’de ifade ve medya özgürlüğü ile insan hakları savunucularının ve sivil toplumun vaziyetine ilişkin bir memorandum yayınladı. Yazıda “gazetecilerin, insan hakları savunucularının ve sivil toplumun uygulanan sistematik baskı ve hukuki yaptırımlar ile ciddi, belirgin bir hasmane ortamda faaliyetlerini yürüttükleri, Türkiye’de ifade özgürlüğünün tehlike altında olduğu kaydedildi. Belgede, “Türkiye’de insan hakları savunucuları ve gazetecilerin yüz yüze kaldığı sayısız ceza soruşturması, yargılamalar, tutuklamalar ve cezalar, Mahkeme tarafından ortaya konduğu üzere, insan hakları savunucularını susturmak ve sivil toplum aktivizminin önünü kesmek için yargı süreçlerinin kötüye kullanıldığı yaygın bir pratiğe işaret etmektedir” denildi (14 Mart).
İşten çıkarmalar/ayrılmalar
Ocak-Mart döneminde en az 10 medya çalışanı işten çıkarıldı ya da yayın kuruluşunun yayın çizgisinden doğan anlaşmazlıklar çerçevesinde işi bırakmak zorunda kaldı. Geçen yılın aynı döneminde de bu rakam 10’du.
KRT TV’den üçüncü istifa: Bir süre önce el değiştiren KRT TV'de dört yıldır görev yapan kanalın genel yayın yönetmeni Fikret Bulut görevinden istifa etti. KRT’den istifaya ilişkin açıklama yapılmazken daha önce de krttv.com.tr sitesi genel yayın yönetmeni Cihan Güner ve haber koordinatörü Barış Can istifa etmişti (4 Mart).
ANKA’da yedi zorunlu istifa: ANKA Haber Ajansı genel yayın yönetmeni Göksel Bozkurt, ANKA yazı işleri müdürü Mansur Çelik, sorumlu müdürü Sinan Tartanoğlu ve dört editör işten ayrıldı. Ajansta bir süredir sorun yaşandığı iddia edildi (13 Şubat).
(EÖ)