İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) 2023 Dünya Raporunu bugün düzenlediği çevrimiçi bir panelle uluslararası kamuoyuna duyurdu.
Orta Doğu ve Kuzey Afrika'nın (MENA) odağa alındığı panelde, HRW MENA Direktörü Lama Fakih, MENA Direktör Yardımcısı Adam Coogle, Kıdemli Kadın Hakları Araştırmacısı Rothna Begum ve Mülteci ve Göçmen Hakları Araştırmacısı Nadia Hardman, bölgedeki kadın hakları, sosyo ekonomik haklar, göçmen ve mülteci hakları hakkında değerlendirmelerini paylaştı.
HRW Libya Kıdemli Araştırmacısı Hanan Salah'ın moderatörlüğündeki panel, Genel Direktör Vekili Tirana Hassan'ın video mesajıyla başladı.
Kürtajın anayasal bir hak olmaktan çıkarıldığı ABD'den Rusya'nın işgaliyle başlayan savaşın sürdüğü Ukrayna'ya ve protestoların devam ettiği İran'a kadar pek çok ülkede hak ve özgürlüklerin durumuna ve bu haklara yönelik tehditlere değinen Hassan, tüm bunların "insan hakları için eyleme geçmek için yeni modellere ihtiyaç olduğunu" gösterdiğini kaydetti.
Hassan, "Bunlar güçlü sesler ama söz konusu ihlallerin sorumlularından hesap sormak için kurumlara ihtiyaç var" dedi.
"Hakların durumu tüm bölgede kötüye gidiyor"
Panelin ilk konuşmacısı HRW Orta Doğu ve Kuzey Afrika (MENA) Direktörü Lama Fakih, konuşmasında, "krizler ve fırsatlar" üzerinden MENA bölgesindeki genel durum hakkında bir değerlendirme sundu.
Temel hak ve özgürlüklerin durumunun 2022 yılında "tüm MENA bölgesinde gerileme yaşadığının" altını çizen Lama Fakih, Rusya-Ukrayna savaşının ardından pek çok ülkenin ortaya çıkan enerji açığını kapatmak için özellikle Körfez ülkelerine yöneldiğini hatırlattı.
"Muhalifler, meşru eylemleri ve talepleri için yüksek bir bedel ödüyor" diyen Fakih, Mısır gibi ülkelerde güvenlik güçlerinin uyguladıkları şiddetin çoğu zaman cezasızlıkla sonuçlandığını kaydetti.
Fakih, MENA bölgesi ile ilgili özetle şu bilgileri paylaştı:
Tunus'tan İran'a hak ihlalleri
"Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said, devletin demokratik kurumlarını ortadan kaldırmak için adımlar attı.
"İsrail, Filistinlilerin önde gelen yedi sosyal toplum kuruluşuna baskın düzenledi ve kapatılmalarını emretti.
"Kasım ayında Kuveyt yedi kişiyi idam etti. Suudi Arabistan da Mart ayında 81 erkeği idam etti. Bu, son on yıllarda yaşanan en büyük toplu idamdı.
"İran'da da son dönemde dört protestocu idam edildi. İran, daha fazla protestocuyu da idam etmeye hazır görünüyor.
"Bölge çapında pek çok aktivist ve muhalif isim baskılar karşısında sürgüne gitmek durumunda kalsa da gittikleri ülkelerde de kendi devletlerinin suikastlere varan caydırıcı eylemleri ile karşı karşıya kaldılar.
"Dünyanın en fazla su kıtlığı çeken bölgesi"
"Genel olarak MENA bölgesine baktığımızda, bölgedeki dokuz ülkenin yüksek oranlarda gıda güvensizliği yaşadığını ve MENA'nın dünyanın en fazla su sıkıntısı ve kıtlığı yaşayan bölgesi olduğunu görüyoruz.
"2022 yılında LGBTİ+lar, kadınlar ve göçmenler gibi ötekileştirilmiş gruplar, hak ihlallerinden özellikle daha çok etkilendi.
"Kadınlar sistematik ayrımcılığa maruz kalmaya devam ederken, bölgedeki siviller çatışmayla bağlantılı hak ihlalleri ile karşı karşıya bırakıldı.
"Bölgedeki her ülkede bir insan hakları krizi yaşanıyor; karşı karşıya kalınan zorluklar sistematik ve haklar tehdit altında."
"Sosyo ekonomik haklar lüks olarak görülmemeli"
Lama Fakih'in genel değerlendirmesinin ardından söz alan HRW MENA Direktör Yardımcısı Adam Coogle, Lübnan'daki ekonomik kriz ve Ürdün'deki sosyal koruma ve sosyo ekonomik hak ihlalleri üzerinden MENA bölgesindeki sosyo ekonomik hakların durumunu ele aldı.
"Tüm bölgedeki durumun bu haklara odaklanmaya ihtiyaç olduğunu gösterdiğini" söyleyen Coogle, Lübnan ve Suriye'de ciddi akaryakıt kıtlığı yaşandığını, Ürdün'de ise ekonomik zorluklar ve yüksek akaryakıt fiyatlarına karşı protestoların zaman zaman çatışmalara evrildiğini kaydetti:
"Bölgedeki insanlar açıkça acı çekiyor ve temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor... Burada bilinmesi gereken önemli nokta şu: Bir eksiklik olduğunda bu durum istikrarsızlığa ve huzursuzluğa yol açar.
"Hükümetlerin ne yapması gerekiyor? Hükümetler, sosyo ekonomik hakları lüks olarak görmemeli. Yaşanan bu durumun karşısında güçlü sosyo ekonomik politikaların hayata geçirilmesi gerekiyor.
"Sosyal koruma hakkı, evrensel bir hak"
"Sosyal koruma deyince bundan ne anlıyoruz? Burada okul yemeklerinden barınmaya kadar geniş çaplı politikalardan söz ediyoruz. Bu politikalar, kişilerin doğdukları ve yaşadıkları koşullara bakılmaksızın bu hizmetlere erişmeye hakkı olduğu fikrinin üzerine kurulu.
"Sosyal koruma politikalarının acil durum veya yardım programları olarak değil, evrensel bir hak olarak görülmesi, herkese erişilebilir olması gerek.
"Örneğin, Lübnan'da HRW'nin ekonomik koşullar ve temel ihtiyaçlara erişim ile ilgili yaptığı bir anket, katılımcıların yüzde 70'inin geçinmekte zorlandığını, katılımcıların yüzde 25'ten fazlasının ekonomik zorluklar sebebiyle öğün atlamak durumunda kaldığını ortaya koydu.
"Hükümetlerin, insanların tüm sosyo ekonomik haklara erişimini sağlayabilmek için kapsamlı planlar geliştirmeleri gerekiyor."
"Yetkililer bu sesi duyup dikkate almalı"
Adam Coogle'ın ardından söz alan HRW Kıdemli Kadın Hakları Araştırmacısı Rothna Begum, İranlı kadınların Eylül 2022'den bu yana devam eden protestolarından Körfez ülkelerindeki ev işçilerinin ve göçmen işçilerin hak mücadelesine bölgedeki hakların durumunu ele aldı.
İran'da Jîna Mahsa Amini'nin "ahlak polisi"nin gözaltında hayatını kaybetmesiyle başlayan protestoların "farklı" olduğunu kaydeden Rothna Begum, "kadın ve erkeklerin, farklı köken ve geçmişlerden insanların protesto ettiğini ve güçlü bir değişim talep ettiğini" söyledi.
Begum, cinsel haklar ve üreme haklarına yönelik ihlallerden, artan çocuk yaşta zorla evlilik ve erkek şiddeti vakalarına kadar İran'daki kadınların karşı karşıya bırakıldığı hak ihlalleri hakkında bilgi verdi.
Genel olarak MENA bölgesinde çalışan ev işçilerinin ve göçmen işçilerin durumuna da değinen Rothna Begum, işçilerin 2022 FIFA Dünya Kupası'nın yapıldığı Katar'da olduğu gibi ücret hırsızlığına maruz kaldığını, işveren tarafından pasaportlarına el konulduğunu belirtti.
Begum, sözlerine son verirken, "2022, kadınların hakları için mücadele ettiği bir yıl oldu; yetkililerin bu sesi duyup dikkate alması lazım. Aksi takdirde, bunun gibi bilgi ve verileri duymaya devam edeceğiz" dedi.
"Türkiye, yüzlerce Suriyeliyi sınır dışı etti"
Rothna Begum'un ardından panelde son olarak söz alan HRW Mülteci ve Göçmen Hakları Araştırmacısı Nadia Hardman, Akdeniz'de sınır yönetimi, Avrupa Birliği'nin (AB) sınırları dışsallaştırması ve savaş bölgelerindeki mülteciler için güvenli ve yasal yollara olan ihtiyacı ele aldı.
Mısır'dan Cezayir'e mültecilerin yaşadığı keyfi gözaltı ve geri göndermelere değinen Hardman, raporun Türkiye bölümünden bilgi paylaşarak "yüzlerce Suriyeli erkek ve bazı oğlan çocuklarının, genellikle gözaltına alınarak ve gönüllü geri dönüş formlarını imzalamaya zorlanarak, hukuka aykırı bir şekilde kuzey Suriye'ye sınır dışı edildiğini" söyledi.
HRW 2023 Dünya Raporu Paneli, Nadia Hardman'ın konuşmasının ardından soru-cevap bölümüyle sona erdi. (SD)