*Fotoğraf: Yağmur Karagöz / bianet
Antalya’nın en önemli su kaynaklarından olan, "Doğal sit-nitelikli doğal koruma alanı" ilan edilen Düden Şelalesi ve Çayı, son günlerde bir çevre felaketi ile karşı karşıya.
Yukarı Düden Şelalesi’nin mansabında kalan dere yatağının 16 Ocak tarihinde köpükle kaplandığı, etrafa ciddi bir koku yayıldığı ve akabinde binlerce balığın öldüğü gündeme geldi.
Ekim ayından beri kirliliğin görüldüğünü söyleyen vatandaşlar artan yağışlardan sonra kirliliğin ve kokunun arttığını, sorunun da hâlâ çözülmediğini aktarıyor.
Kepez Belediyesi sınırlarından doğup 10 km boyunca yer altından akarak Lara’daki falezlerden denize dökülen Düden Çayı’ndaki balık ölümlerine neden olan kimyasal maddeler buradan denize ulaşmış.
Ekosisteme geri dönülmez zararlar veren ve toplum sağlığını tehdit eden Düden Çayı’na “zehri” kimin karıştırdığı, karışan maddenin ne olduğu, bu konuda ne tür önlemler alındığı, kirliliğin tarım alanlarını ne kadar etkilediği ve insan sağlığına etkisinin ne yönde olacağı gibi sorular ise hâlâ yanıtlanmış değil.
Valilik, konuyla ilgili olarak 13 işletmeye idari para cezası uygulandığını ve 11 tesisin faaliyetinin durdurulduğunu açıkladı. Ancak yaptırım uygulanan işletmelerin adları ve cezaların nedeni açıklanmadı.
Çevre savunucuları ise yaşanan kirliliğe neden olan kurum ya da olayın ceza kesilen firmalar olmadığı görüşünde.
Düden Şelalesi’nde yaşanan kirliliği TMMOB Antalya Çevre Mühendisleri Odası Şube Başkanı Derya Ünver, “Düden Şelalesi ve Çayı Su Kirliliği Önleme ve Koruma Komitesi’nden Çevre Mühendisi Tokan Engin ve Antalya Tanıtım Vakfı (ATAV) Başkanı Yeliz Gül Ege, bianet’e değerlendirdi.
Kaçık atık su deşarjı yapıldı
Düden Şelalesi’nde denetimlerin hala devam ettiğini söyleyen TMMOB Antalya Çevre Mühendisleri Odası Şube Başkanı Derya Ünver şöyle anlatıyor: “Denetimleri yapan kurum ve kuruluşlardan hala bir açıklama alamadık. TMMOB Antalya İKK olarak basın açıklaması yayınladık. Analizlerin sonuçları bizimle paylaşılmadığı için kirliliğin sebebi şu firmadır, şu faaliyettir diyemiyoruz. Tek talebimiz, yetkili mercilerin şeffaf olması ve kamuoyunu bilgilendirmesi.”
Denetimler sırasında alınan numunelerin analiz sonuçlarını ilgili kurumlardan talep ettiklerini ancak kendilerine geri dönüş yapılmadığını söyleyen Ünver, “Firmalara kaçık atık su deşarjı yaptıkları ve çevre belgesi eksiliğinden ceza kesildi. Ancak son bir ayda yaşanan kirliliğin gerçek kaynağı ceza kesilen firmalar mı bilmiyoruz. Yaşanan kirlilik tarım alanlarını ne ölçüde etkiledi? Kirliliğin temel nedeni nedir? Bu durum toplum sağlığını nasıl etkileyecek? Yetkililerin bu sorulara bir an önce cevap vermesini talep ediyoruz” diye konuştu.
Ceza kesilen işletmeler kirliliğin kaynağı değil
Antalya’daki çevre savunucuları, gönüllüler ve sivil toplum örgütleri, Düden Çayı için gerekli önlemlerin bir an önce alınması için bir araya gelerek Düden Şelalesi ve Çayı Su Kirliliği Önleme ve Koruma Komitesi’ni oluşturdu.
Komitenin başında yer alan Çevre Mühendisi Tokan Engin, “Kirlilik endüstriyel yapılanmadan gelebilir, evsel kirlilik olabilir, tarımdan olabilir. Bugüne kadar yapılan analizlerin sonuçları kirlilik kaynağını tespit etme konusunda bize yardımcı olmadı. Olayın acilen daha ciddi incelenmesi gerekiyor.”
Kirliliği çevre faciası olarak nitelendiren Engin şöyle devam ediyor: “Bir daha böyle bir facianın yaşanmaması için alınması gereken önlemlere dair çalışma yapıyoruz. Kritik yerlere su kalitesini sürekli olarak izleyen istasyonlar kurulmasını önereceğiz. Bu olayı takip etmesi için gerekli kurumları da uyaracağız. Yerel ve genel yönetimlerin birlikte koordineli bir şekilde sorunun üzerine gitmesi ve bu soruna öncelik vermeleri gerekiyor. Bu işi yapamıyorlarsa da yapabilen kurumlara devretsinler.”
Kapatan tesislerin ise Düden Şelalesi’nin mansabında yer aldığını vurgulan Engin, “Bu tesislerin Düden’den akan yer altından gelen suyu kirletmeleri mümkün değil. Cezalar yaşanan kirlilik nedeniyle verilmedi, normal standart denetimlerde kesilebilecek cezalar uygulandı. Ama öyle bir intiba uyandırdılar” şeklinde konuştu.
Kültürel mirasımız zarar görüyor
Bölgede tarım yapan insanların, kullandıkları zirai ilaçları zaten dereye bilinçsiz bir şekilde döktüklerini söyleyen ATAV Başkanı Yeliz Gül Ege ise şöyle anlatıyor: “Şiddetli yağmurların ardından ciddi bir koku ve balık ölümleri başladı. Yukarı Düden’de başlayan bu görüntü, suyun denize karıştığı aşağı Düden’e kadar ulaştı. Durumdan vatandaşların çektiği videolar sayesinde haberdar olduk ve Antalya’da bulunan sivil toplum örgütlerine reaksiyon göstermeleri için çağrıda bulunduk. Düden Şelalesi korunması öncelikli yerler arasında yer alıyor. Burada yaşanan sorun sadece çevre sorunu değil; hem toplum sağlığını etkiliyor hem de gelecek nesillere bırakacağımız bir kültürel mirasa zarar veriyor.”
İşletmeler ifşa edilsin
Dereyi kirleten kurumların özellikle açıklanmadığını söyleyen Ege, “Kirliliğe neden olduğu için faaliyetleri durdurulan işletmelerin açıklanmasını istiyoruz. Nasıl Tarım Bakanlığı ayıplı malları ifşa ediyorsa, çevreye ve topluma zarar veren bu işletmeler de ifşa edilsin, kalıcı önlemler alınsın” talebini dile getiriyor.
Sağlıklı yaşam hakkı ihlal ediliyor
HDP İzmir milletvekili Murat Çepni de Düden Şelalesi ve Çayı’nda yaşanan sorunlara ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un yanıtlaması istemiyle bir soru önergesi verdi.
“Halkın Anayasa’da belirtilen sağlıklı ve dengeli çevrede yaşama hakkı ihlal edilmektedir” diyen Çepni: “Balık ölümlerine sebep olan kirli su denize ulaşmakta ve ekosisteme telafisi imkânsız zararlar vermektedir. Kimyasal maddelerden kaynaklı kokunun da insan sağlığına zarar vereceği endişesi mevcuttur. Çevrenin ve su varlıklarının korunması Hükümetin öncelikli politikası olmalıdır.”
Çepni’nin Kurum’a soruları
1- Düden Çayı’nda gerçekleşen kirliliğin ve balık ölümlerinin nedeni Bakanlığınız tarafından da detaylı olarak saptanmış mıdır? Bu konuda sivil toplum kuruluşları ve meslek odaları ile iş birliği yapılmakta mıdır? Sonuç kamuoyu ile paylaşılacak mıdır?
2- Valilik, bölgedeki birçok işletmenin atık suyunu kontrolsüz bir şekilde toprağa ve yeraltına deşarj ettiğinin tespit edildiğini, 13 işletmeye idari para cezası uygulandığını ve 11 tesisin faaliyetinin durdurulduğu açıklamıştır. Düden Şelalesi ve Çayı’nın kirletmesine neden olan işletmelere para cezası verilmesi çözüm üretecek midir?
3- Kirliliğe neden olduğu için faaliyetleri durdurulan işletmeler tekrar faaliyetlerine başlayacak mıdır? Bu bölgedeki işletmeler faaliyete geçmeden önce çevreye verecekleri zararlar dikkate alınmamış mıdır? Hangi koşullarda bu işletmelere ruhsat verilmiştir?
4- Düden Çayı’nı kirleten firmaların denetimi, hangi sıklıkta yapılmaktadır? Daha önce yapılan denetimlerde olumsuzluklar tespit edilen firmalar mevcut mudur? Tespit edilen olumsuzluklar için ne gibi tedbirler alınmıştır?
5- Doğal sit-nitelikli doğal koruma alanı olarak tescil edilmiş Düden Şelalesi ve Çayı’nın korunması için gerekli önlemleri almayan kamu görevlileri için inceleme başlatacak mısınız?
6- Çevrenin, doğanın ve su varlıklarının korunması, kirlenmenin önüne geçmek için kalıcı çözümler üretecek misiniz? Var olan yasa ve yönetmeliklerle çevrenin, doğanın, su varlıklarının korunmadığı açıktır. Yasa ve yönetmeliklerde düzenleme yapacak mısınız?
7- Kirliliğin yaşam alanlarına, tarım alanlarına verdiği zararların tespiti yapılmış mıdır? Bu konuda ilgili Bakanlıklar kurum ve kuruluşlarla iş birliği yapılmakta mıdır?
*Kirliliğe ilişkin bilgi almak için görüştüğümüz Antalya Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanlığı, konunun kendileri ile ilgili olmadığını, Antalya Çevre İl Müdürlüğü ile görüşmemizi önerdiler. Çevre İl Müdürlüğü’nden ise konuya dair bilgilendirme yapabilecek yetkili bir kişiye ulaşamadık. (YK)