Dünya Sosyal Formunu bianet'e değerlendiren Kamu Emekçileri Sendikası (KESK) Genel Başkanı Sami Evren ve Ortadoğu Teknik Üniversitesi İktisat Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Tonak forumun bir çok sorunun teşhis edilmesi envanterinin çıkarılması bakımından çok olumlu olduğunu ve küreselleşme karşıtları ve antikapitalist çevrelerin iletişiminin güçlenmesine katkı sağladığını söylediler.
Dünyadaki ve Türkiye'deki sendikaların Dünya Sosyal Formu'ndaki tartışmalardan uzak durduğunu söyleyen Sami Evren, bunun nedenin sendikal aristokrasi ve bürokratik ilişkilerin küreselleşme karşıtı bağı zayıflatması olduğunu ifade etti.
"Dünya sosyal forumlarından sosyalizm yanlıları olarak beklediklerimiz konusunda ölçülü olmak durumundayız" diyen Ahmet Tonak, "Forum yapısı gereği toparlayıcı iktidar ekseninde kapitalizmi aşan bir siyasi mücadelenin ana hatlarını belirlemeye imkan vermemektedir" dedi.
Davos'un gündemi kendi yarattığı küresel terör olacak
Kamu Emekçileri Sendikası (KESK) Genel Başkanı Sami Evren bugün Davos'ta yapılan Dünya Ekonomik Sosyal Formuna karşı Porto Alegre'de yapılan emekten yana özgürlükten yana demokrasiden dünyadaki gelir dağılımındaki adaletsizliğe karşı yapılan Dünya Sosyal Forumunun çok anlamlı olduğunu belirtti.
Davos'ta başlayan Dünya Ekonomik Sosyal Forumuna katılanların küresel güçlerini kapitalizmin yeniden yapılandırılması boyutunda kullanacaklarını belirten Evren şunları kaydetti:
"Davos'ta toplananlar bütün dünyayı tehdit eden yoksullaşma sürecini gözden kaçıracaklar ve ana gündemlerine kendi yarattıkları terör olgusunu öne çıkaracaklardır. Kapitalizmin yeniden yapılanma süreci ekolojik dengeyi tarımsal alanların daha fazla kimyasal maddelerle buluşmasını doğanın tahribatını ucuz iş gücünün belirli bölgelerde yeniden tespit edilmesini ve sermayenin o bölgelere doğru yönelmesini yeniden masa yatıracaklar ve dizayn etmeye çalışacaklardır."
Dünyanın iki kutuplu sürece yeniden evrilmesi gerektiğini söyleyen Evren, "Yeni oluşacak iki kutuptan birisini çok uluslu şirketlerin yönettiği azınlıkta olan kesim diğeri ise milyonlarca yoksullun oluşturması gerekiyor. Başka bir dünyayı isteyen kutubun oluşmasında Dünya Sosyal Forumu önemli bir misyon üstleniyor" diye konuştu.
Mücadele yerelden başlamalı
Kendi hükümetine karşı mücadele edemeyenlerin neoliberalizme karşı mücadelede başarı olamayacağını ifade eden Evren, "Dünya Sosyal Formundaki yoksulların ortaya koyduğu demokratik tepkilerin hızla dünyaya yayılması ve öncelikle de tartışılan liberal politikaları kendi ülkelerinde uygulayacak olan hükümetlere karşı eyleme geçmeleri gerekiyor.Türkiye'de de IMF ile yapılan stanby analaşmaları çerçevesinde siz karar alın biz uyarız diyen AKP burada alınacak karalardan etkilenecektir" değerlendirmesinde bulundu.
Sendikalar forumdaki tartışmalardan uzak
Dünyada emek eksenli emeğin küreselleşmesini savunan bir eylemlilik ve tartışma süreci olarak Dünya Sosyal Formunu çok önemsediklerin söyleyen Evren, "Formdan çıkacak kararlar tüm ezilen ve yoksul kesimleri ilgilendiriyor. Forum daha disiplinli, örgütlerin iletişimlerinin daha çok geliştiği bir sürece evrilmeli" diye konuştu.
Dünyadaki ve Türkiye'deki sendikaların Dünya Sosyal Formu'ndaki tartışmalardan uzak durduğunu söyleyen Evren, bunun nedenin sendikal aristokrasi ve bürokratik ilişkilerin küreselleşme karşıtı bağı zayıflatması olduğunu söyledi.
Türkiye'de katılımların daha çok bireysel ve sosyal gruplarla sınırlı olması formda alınan karaların kitlelere yeterince yansımamasına neden olduğunu da dikkat çeken Evren emekçilerin katılımını sağlayacak yeni yapılanmaların gündeme getirilmesi ve tartışılması gerektiğini belirtti.
Forum sorunun teşhisi ve envanter çıkarılması açısından önemli
Ortadoğu Teknik Üniversitesi İktisat Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Tonak "çok renkli ve çok sesli hatta eğlencesi bol bu 4-5 günlük forumun bir çok sorunun teşhis edilmesi envanterinin çıkarılması bakımından çok olumlu bir imkan sağladığını" söyledi.
2003 yılında gerçekleşen Dünya Sosyal Formunda katılıcı olarak yer alan Tonak, forumdaki toplantılara yüzlerce ülkeden binlerce grubun katıldığına dikkat çekerek, "Bunların ortak paydası neoliberal politikalara karşı çıkmak. Bu karşı çıkış değişik ülkelerdeki bir çok grubun genellikle tekil sorunları çözmeye yönelik girişimleri şeklinde gerçekleşiyor. Bu durum sosyal forumdan ne bekleyebileceğimizi ve de zaafını ortaya koyuyor" diye konuştu.
Forum mücadelenin ana hatlarını çizmeye imkan vermiyor
Formun yapısı gereği toparlayıcı iktidar ekseninde kapitalizmi aşan bir siyasi mücadelenin ana hatlarını belirlemeye imkan vermediğini ifade eden Tonak, "İlkin toptan bir kapitalizme karşı çıkış olmadığı gibi ayrıca bu tekil sorunları bir yanlış politika sonucu olarak görmeyip kapitalizmin işleyişinin beklenen sonuçları şeklinde toparlayıcı bir çözümleme yapma imkanını da vermiyor" değerlendirmesinde bulundu.
"Dünya sosyal forumlarından sosyalizm yanlıları olarak beklediklerimiz konusunda ölçülü olmak durumundayız" diyen Tonak şöyle devam etti:
"Küresel kapitalizme karşı mücadele her ülkenin kendi yerelinde iktidarı hedefleyen tekil sorunların doğurduğu sosyal hareketleri de kucaklayan bir mücadeleyle başarılı olabilir.
Bu toplantılardan alternatif bir geçiş programı ya da bir sosyalist yapılanma programı beklemek doğru olmaz. Olsa olsa bu yönde atılan adımlar böylesi geçiş programlarının ipuçları ve farklı deneyimleri paylaşılabilir. Bir örnek vermek gerekirse bu yılki toplantılarda Venezüella'dan gelen iktisatçılar en son Venezülla ve Küba işbirliği ile başlatılan ALBA adındaki ABD'nin dayattığı FTAA'ya alternatif Latin Amerika ülkelerini kapsayan bölgesel ticaret bloku girişimlerini anlatacaklar. Bundan diğer güney ülkeleri gibi bizimde yaralanabileceğimiz ve bölgemizde sadece Avrupa Birliği'ni tahayyül edebilen bir çerçevenin dışına çıkarken dikkate almamız gereken bir gelişme olduğunu düşünüyorum."