AİHM, bugün (27 Haziran) duyurduğu kararlarında "ifade özgürlüğü, örgütlenme ve adil yargılanma haklarını ihlal" ettiği gerekçesiyle Türkiye'nin başvuruculara toplam 26 bin avro (57 bin 200 YTL) ödemesine karar verdi.
Sivas Katliamını kınayanlara ceza AİHM'den döndü
Demokrasi Platformu'nun 2 Temmuz 1999'da İzmir'de düzenlediği "Demokrasi, Laiklik ve Barış" başlıklı bir konferansa İnsan Hakları Derneği'nin (İHD) İzmir Şube yöneticisi olarak katılan Suat Çetinkaya, kendisi ve konferansı düzenleyen kurulun altı üyesine "açık hava toplantısına katılmak" iddiasıyla ceza davası açıldı.
Polisin tuttuğu tutanakla konferansı "açık hava toplantısı" olarak nitelendirmesiyle açılan dava, 2 Temmuz 1993'te Sivas'ta yaşanan "Madımak" katliamda yetkililerin kayıtsızlığını kınayan bir bildirinin yayımlanmasından sonra açıldı.
2 Kasım'da, 6 ay hapis cezasına çarptırılan Çetinkaya'nın cezası paraya çevrildi. Başvuruyu sadece "örgütlenme özgürlüğü" açısından değerlendiren AİHM, Çetinkaya'nın bir dernek yöneticisi sıfatıyla mahkum edildiğini hatırlattı. AİHM, şiddet içermeyen veya terör örgütüne destek niteliğinde olmayan bir basın toplantısına katılımın cezalandırılmasını eleştirdi.
AİHM, toplantı ve ifade özgürlüğünün bu türden radikal önlemlerle kısıtlanmasının demokrasiye zarar verdiğini ve onu tehdit ettiğini bildirdi.
Oybirliğiyle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 11. maddesinin ihlal edildiğine hükmeden AİHM, Çetinkaya'ya 2 bin avro tazminat ve mahkeme gideri karşılığında da bin 500 avro ödenmesine karar verdi.
Özgür Bakış'a OHAL yasağı "orantısız"
AİHM, "Özgür Bakış" gazetesinin 1 Haziran 1999 tarihli sayısında yazar Fikret Başkaya'a ait bir yazıdan cezalandırılan gazetenin sorumlu yazı işleri müdürü Hasan Deniz'in de ifade özgürlüğü hakkının kısıtlandığına karar verdi.
AİHM, başvuruda bu yönde bir talep belirtilmediği için tazminat ödenmesine gerek olmadığını bildirdi.
Kürt Sorunu ve Abdullah Öcalan davasını konu alan yazı nedeniyle gazete aynı gün toplatılmış, Deniz hakkında da "bölücülük propagandası" iddiasıyla dava açılmıştı.
13 Haziran 2000'de İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi, Deniz'i 6 ay hapis ile para cezasına mahkum etti; ardından da hapis cezasını paraya çevirdi. DGM, gazetenin yayınını da üç gün süreyle durdurdu. Cezalar Yargıtay'ca onandı.
Yazının Türkiye devletinin yürüttüğü politikaları sert şekilde eleştirip şiddeti savunmadığını bildiren AİHM, mahkumiyeti hükümetin meşru amacı yönünde "orantısız" buldu ve cezanın "demokratik bir toplum için gereksizliğine" işaret etti. AİHM, Başsavcılığının görüşünün Deniz'e tebliğ edilmemesini de "adil yargılanma hakkının kısıtlanması" olarak yorumladı.
OHAL Yasa ve kararnamesi yargı denetiminde değildi
AİHM, 4 Ocak 1999'da "Yeni Evrensel" gazetesinin OHAL Valiliği'nce Olağanüstü hal yasalarıyla yönetilen bölgeye sokulması ve dağıtılmasıyla ilgili Türkiye'yi gazete yetkilileri Fevzi Saygılı ve Tuncay Seyman'a 6 bin 500 avro ödemeye mahkum etti.
Gazete sahibi Saygılı ve sorumlu müdür Seyman'ın Diyarbakır İdare Mahkemesi'ne yasağa kaynaklık eden 430 Sayılı Olağanüstü Hal Kanun Hükmünde Kararnamesi ve 2935 Sayılı Yasanın 11/e maddesinin yürürlüğünün durdurulması için yaptıkları başvuru reddedilmişti.
Yasağın başvuru sahiplerinin ifade özgürlüğüne bir müdahale olduğuna hükmeden AİHM, "kamu düzeni" ve ulusal güvenlik" gerekçeleriyle yasalarla öngörülen bu müdahalenin ve idari yasağın yasalarla denetlenebilir olmamasını eleştirdi.
"Başvurucular, dernek yöneticileri olarak ceza aldı"
Son olarak AİHM, Tunceli Kültür ve Dayanışma Derneği'nin başkanı Selman Yeşilgöz ile dernek komite üyesi Ali Firik'in başvurusunda Türkiye'yi, 16 bin avro tazminata mahkum etti.
17 Kasım 1996'da derneğin genel kurulu sırasında konuşmalar yapan başvurucular, devletin Tunceli bölgesinde yürüttüğü politikaları eleştirmişlerdi.
Derneğin amaçları dışında, siyasi konuşmalara izin verdikleri iddiasıyla yargılanan dernek yöneticileri ve başvurular, Fatih Asliye Ceza Mahkemesi'nce bir yıl hapis ve para cezasına çarptırılmışlardı. 18 Kasım 1998'de mahkeme, derneğin kapatılmasına da karar vermişti. 28 Nisan 2000'de Yargıtay, başvuru sahiplerine verilen cezaları onarken diğer dernek yöneticilerini aklamıştı.
18 Aralık 2000'de tutuklanan Yeşilgöz, bir hafta sonra 4616 Sayılı Şartlı Af Yasası uyarınca cezaevinden tahliye edildi.
Konuşmaların kin ve düşmanlığa tahrik etmediğini bildiren AİHM, bu başvuru sahibinin konuşmaları nedeniyle değil kültürel amaçlı derneğin yöneticileri olarak cezalandırıldıklarını belirtti.
Konuşmalara açılan esas davanın beraatle sonuçlandığını hatırlatan AİHM, 10. maddenin ihlal edildiğinin bildirdi. AİHM, adil yargılama yapılmadığına da hükmetti. (EÖ)