İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi, Diyarbakır Barosu, MAZLUMDER ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), 26 Haziran İşkenceye Karşı Mücadele ve İşkence Görenlerle Dayanışma Günü nedeniyle, Diyarbakır'daki İnsan Hakları Anıtı önünde basın açıklaması yaptı.
Ortak açıklamayı okuyan İHD Diyarbakır Şube Yöneticisi Ercan Dönmez, AKP'nin "işkenceye sıfır tolerans" beyanına rağmen Türkiye'de ve özellikle bölgede işkence ve kötü muamelenin devam ettiğini söyledi.
"Kolluk kuvvetleri neredeyse her etkinlik ve toplantıya müdahale etmekte ve orantısız güç kullanmaktadır. Toplumsal olaylardan sonra yoğun işkence ve kötü muameleler kameralar önünde devam etmektedir. Son olarak kentimiz Diyarbakır'da bir yurttaş, hem gözaltına alındığı sırada, hem de götürüldüğü karakolda işkenceye maruz kalmıştır. Yine İstanbul'da bir vatandaşın sokak ortasında yedi-sekiz polis tarafından öldüresiye işkenceye maruz bırakılması, kamuoyuna yansıyan işkence vakaları arasında yer aldı."
'İşkenceciler cezalandırılmayınca işkenceler sürüyor'
Dönmez, cezasızlığın işkencenin artmasındaki en önemli etkenlerden olduğunu ifade etti.
"İşkence ve kötü muamele uygulayan kamu görevlileri hakkında gerekli ve etkin soruşturma işlemlerinin yapılmaması, fiillerinin cezasız kalması işkencecileri cesaretlendirmektedir. Özellikle sokak işkencesine dönüşen toplumsal olaylara müdahale ve burada yapılan işkencenin faillerinin tespit edilememesi ve sorumlular hakkında açılan davaların zaman aşımına uğraması, bu uygulamaların devam etmesi ve artış göstermesindeki en büyük etkenlerden biridir."
Dönmez, TBMM'de kurulması planlanan Türkiye İnsan Hakları Kurumu'na ilişkin ise şunları söyledi:
"Her ne kadar BM İşkenceyi Önleme Sözleşmesi Ek Protokolü'nün onay süreci 27 Eylül 2011 tarihinde tamamlandıysa da bu Protokol gereğince çok önemli ve etkin 'önleme mekanizması' olan Türkiye İnsan Hakları Kurumu, bağımsız kuruluşlarca oluşturulacağına TBMM'nin bir alt kurumu olarak örgütlenmesi amaçlanmaktadır. Türkiye İnsan Hakları Kurumu, hükümete bağlı basit bir araç/kuruluş halinde tasarlandığı için söz konusu yasa tasarısına başta insan hakları kuruluşları, üniversiteler, barolar ve uluslararası uzmanlar olmak üzere konuyla ilgili tüm kişi ve kuruluşlar karşı çıkmaktadır. İşkencenin önlenmesi gerçekten isteniyorsa Seçmeli Protokol'e göre oluşturulacak 'önleme mekanizması' mutlak olarak bağımsız ve ayrı bir örgütlenmeye sahip olmalıdır."
Dört ayda 281 kişiye işkence ve kötü muamele
İHD Diyarbakır Şubesi'nin verilerine göre bölgede 2010 yılında 741 işkence ve kötü muamele vakası yaşanırken, 2011 yılında bu sayı 1555'e yükseldi.
2012 yılının ilk dört ayında ise 281 kişi işkence ve kötü muameleye maruz kaldı.
Dönmez, işkence vakalarının son bulması için öncelikle işkenceye maruz kalan kişilerin buna sessiz kalmaması gerektiğini belirterek, yetkili tüm kurumları ve hükümeti duyarlı olmaya ve sorumluluklarını yerine getirmeye çağırdı. (ÇT)