KDV olarak, akaryakıt tüketim vergisi olarak, sigara, içki tüketicisi olarak, telefon kullanan uygar insanlar olarak parça parça cebimizden Maliye'ye akıtılan dolaylı vergiler, toplam vergilerin yüzde 76'sına, yani vergilerin dörtte üçünün de üstüne çıkmış.
Dolaylı vergi, eşitsizlik unsuru
Varlıklı sınıfın ödediği gelir vergisi (ki bunun da yarısından fazlasını ücretliler öder), kurumlar ve servet vergisi, toplam vergide dördün biri kalmış!...
Dolaylı vergi, gelir uçurumu olan ülkelerde ikinci bir eşitsizlik unsurudur. Özellikle Türkiye'de...
"Ücretliler kayıt dışına itiliyor"
Ücretliler, milli gelirin beşte birini almazken, gelir vergisinin yarısından fazlasını öderler, dahası SSK primi öderler. Bundan dolayı da işverene külfet gelir, kayıt dışı çalışmaya zorlanırlar.
Tasarruf imkanları sınırlı olduğu için gelirlerinin hemen hemen tamamını tüketime ayıran düşük ve orta gelirli ücretliler için dolaylı vergiler ya da tüketim vergileri ağır bir yüktür ve bölüşüm ilişkilerini daha da adaletsizleştirmektedir.
"Hükümet bölüşümü kulak arkası ediyor"
Bölüşümü iyice kulak arkası eden hükümet , IMF'ye verilen faiz dışı fazla hedefini yakalamak için bir yandan sosyal devlet olarak eğitimden, sağlıktan, barınmadan keserken bir yandan da borçları ödeyecek faiz dışı fazlayı yaratmak için vergi mahkumlarına daha beter abanmaktan, bunu da tüketim, dolaylı vergilerle yapmaktan geri kalmıyor.
Cumhuriyet tarihinin hiç bir döneminde dolaylı verginin yüzde 76'ya çıktığı iddia edilemez. Bu nasıl bir vurdum duymazlık, ya da adalet duygusundan yoksunluktur! İnsanların boyun eğmişliklerini bu kadar istismara cüret etmek doğru mudur? (FA)