Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Sözcüsü Ayşegül Doğan, parti genel merkezinde düzenlenen toplantıda gündeme ilişkin değerlendirmede bulundu.
Doğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin PKK lideri Abdullah Öcalan ile ilgili açıklaması, TUSAŞ saldırısı ve DEM Parti Milletvekili Ömer Öcalan’ın Abdullah Öcalan ile görüşmesine değindi.
“TUSAŞ saldırısını saldırıyı kınıyoruz” diyen Doğan, Merkez Yürütme Kurulu’nun açıklamasını hatırlattı ve yaşamını yitirenlere başsağlığı diledi.
Doğan’ın açıklamasından satırbaşları özetle şöyle:
Çağrımızı yineliyoruz: Gelin yolu hep beraber açalım
“Çözümün konuşulduğu ve diyalog ortamının belirdiği bu ortamda iktidardan muhalefete, toplumsal muhalefetten siyasal muhalefet Türkiye’de yurttaş olan herkes ciddi bir sorumlulukla karşı karşıya.
Büyük bir itina ile son derece titiz bir biçimde tüm gelişmeleri sizlerle paylaşıyoruz. Bunun dışında yapılan açıklamalar yorumlar ya da bize mal edilerek, DEM Partiye mal edilerek yapılan değerlendirmeler partimiz açısından bağlayıcı değildir.
Yıllardır bu yollardan geçiyoruz, ağır can kayıpları ve ekonomik maliyetlerle. Bunu durdurmak mümkün. Bunu tersine çevirmek mümkün, yeni bir yol açmak mümkün. Biz DEM Parti olarak tekrar çağrımızı yineliyoruz. Gelin bu yeni yolu hep beraber açalım. Yıllardır yok sayılan, inkar edilen, görmezden gelinen bir güvenlik sorunu olarak ele alınan taktiklerle, çöktürme planlarıyla çözülebileceği sanılan Kürt sorunu adeta bir insanlık sorunu olarak karşımızda duruyor.
"Milyonlar, 'Öcalan irademdir' diyor"
Sorunun çözümünde Sayın Öcalan neden önemli bir aktör? Çünkü ömrünü Kürt meselesinin demokratik çözümüne adamış birinden bahsediyoruz. 25 yıldır bir ada hapishanesinde tutuluyor.
44 aydır ağır tecrit altında yani mutlak bir iletişimsizlikte tutuluyor. Milyonlar kendisi ile ilgili ‘irademdir’ diyor. Yani milyonların ‘iradem’ dediği bir liderden bahsediyoruz.
Kaldı ki bu destek sadece Türkiye ve Kürtlerle de sınırlı değil. Coğrafyaları ve sınırları aşan bir destekten bahsediyoruz. Kürt sorunun çözümü için esas muhatap olduğu gibi ülkenin ağır sorunlarının çözümüne ateş çemberine alınan Ortadoğu barışına da ciddi katkıları olacak bir aktörden bahsediyoruz.
"Çağrıların asıl muhatabı tecritte"
Çağrıların asıl muhatabı olan kişi tecritte. Bu bir paradoks. Bunu artık ortadan kaldırmak gerekir. Bu tartışmalara katılacak koşulların sağlanması gerekiyor. Aksi taktirde buradan nasıl bir yol alınabilir, nasıl ilerlenebilir? Var sayalım ki her şey hazır demokratik çözüm için ama ana muhatap konuşamıyor hiç bir görüşme gerçekleştiremiyor. Koşullarına dair hiç bir fikrimiz yok. Ağır bir tecritte mutlak iletişimsizlikte tutuluyor. Bunu böyle sürdürmek imkansız. Bir görüşme sağlanmış. O halde tecrit ortadan kalktı diyebilir miyiz? Diyemeceğimizi kendisi söylüyor.
"Söz söylendi bir kere hayata geçirme zamanı"
Sayın Öcalan çözüm için rol almaya hazır olduğunu ifade ediyor. Peki devlet hazır mı? Buradan DEM Parti olarak soruyoruz. Tecridi ortadan kaldırmaya Kürt meselesini demokratik çözümü için hukuki ve siyasi zeminini oluşturmaya devlet hazır mı? Sıra bu çağrıyı yapan ve çağrıyı destekleyenlerde. Söz söylendi bir kere artık bu sözü hayata geçirme zamanı. Ötelenemez, ertelenemez, geciktirilemez bir söz söylendi. Söylenen sözün kritik olduğunu, önemli olduğunu biliyoruz, görüyoruz ve duyuyoruz. Ama gereklerini de yerine getirmek konusunda tarihsel sorumluluğumuz gereği tekrar bir çağrıda bulunuyoruz."
(RT)