Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu ve Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ arasında günlerdir devam eden görüşmeler 7 maddelik protokol metninin imzalanmasıyla sonuçlandı.
Taraflar arasında “Anayasanın ilk 4 maddesi ve 66. maddenin tanımı ve içeriğinin korunması", "milli-üniter-laik devletten asla taviz verilmemesi", "sığınmacıların en geç 1 yıl içinde ülkelerine dönmeleri", "terörle bağlantısı hukuki kanıtlarla sabit olan mahalli idare yöneticileri yerine devlet görevlileri ataması", "terör örgütleriyle etkin ve kararlı mücadele", "yolsuzluklar ile hukuk çerçevesinde mücadele" başlıkları çerçevesinde mutabakat sağlandı.
Ancak metinde en çok tartışılan başlık, “terörle bağlantısı hukuki kanıtlarla sabit olan mahalli idare yöneticileri yerine devlet görevlileri ataması” şeklinde çerçeveye alınan kayyum atamalarının devamı niteliğindeki 4. madde oldu.
Maddeye göre; “yargı kararı kesinleşmeden görevden almanın” yolu kapatılıyor fakat görevden alınan kişinin yerine Belediyeler Kanununda yer aldığı şekliyle seçimle değil atamayla görevlendirme yapılacak.
Söz konusu madde ne anlama geliyor, hukuk açısından ne ifade ediyor? Millet İttifak’ının hak, hukuk, adalet söylemleriyle ne derece örtüşüyor?
Anayasa Hukukçusu Doç. Dr. Didem Yılmaz, Özdağ ve Kılıçdaroğlu arasında imzalanan protokolün 4. Maddesini bianet'e yorumladı.
"Hukuk devleti belirsizliği kaldırmaz"
“Hukuk devleti belirsizliği kaldırmaz” diyen Doç. Dr. Yılmaz, "Mutabakat metninde her ne kadar 'kesinleşmiş yargı kararı' ifadesi olsa dahi bunun hukuki olduğunu söyleyemeyiz. Tek adam rejiminin sonlandırılması amaçlanıyorsa böyle bir düzenleme olmamalıydı. Seçim üzerinden birtakım anlaşmalar yapılır elbette ama o anlaşmalar yapılırken de geriye gitmemek ya da en azından var olanı devam ettirmemek gerekirdi" dedi.
"Belediye meclisi seçim yapar"
Doç. Dr. Yılmaz, "belediye başkanının ceza alması halinde belediye meclisinin seçim yapacağını" ancak merkezi otoritenin müdahalesinin “kayyum” anlamına geldiğini belirtti: “‘Başkandan boşalan koltuk için belediye meclisi seçim yapacaktır’ denseydi bir problem olmayacaktı fakat bu haliyle ‘kayyum’ oluyor. Yani 4. madde kayyum uygulamasını kesin bir dille reddetmeye imkan vermiyor.”
"Yasal olduğu anlamını taşımıyor"
Kayyum atamalarını yargı zırhına kavuşturan 674 Sayılı OHAL KHK’sını hatırlatan Doç. Dr. Yılmaz, muhalefetin esas olarak bu düzenlemenin Anayasa’ya aykırı olduğunu vurgulaması gerektiğini söyledi:
“Şayet Cumhuriyet Halk Partisi, o düzenlemeyi Anayasa Mahkemesi’ne götürseydi, mahkeme çok yüksek ihtimalle iptal edecekti. Anayasaya aykırılık barındıran bir düzenlemeyi yeniden formüle ederek sürdürmek yasal olduğu anlamını taşımıyor. Muhalefet ‘hak hukuk, adalet’ diyorsa savunması gereken şey merkezi iradenin yerel yönetime müdahalesi olmamalı.”
(RT)