Uluslararası Af Örgütü (UAÖ) de, Adalet Bakanlığı'na yazdığı mektupta, hükümeti, Diyarbakır'daki tüm insan hakları ihlalleriyle ilgili iddiaları araştırmaya çağırdı.
Hak örgütleri: İşkence ve kötü muamele iddiaları soruşturulmalı
İki gün boyunca Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir, Vali Efkan Ala ve Genişletilmiş Demokrasi Platformu üyesi kurum temsilcileriyle görüşen hak örgütleri temsilcileri, dün (12 Nisan) ortak bir açıklama yaptı.
İHD Genel Başkanı Yusuf Alataş, TİHV Genel Başkanı Yavuz Önen ve MAZLUMDER Genel Başkan Yardımcısı Şehmus Ülek'in imzalarının olduğu açıklamadaki saptama ve talepler şöyle:
* Güvenlik güçleri aşırı, orantısız güç kullandı. Hedef gözeterek ateş edilmesi sonucu yedi sivilin yaşam hakkı ihlal edildi. Yaralama ve ölümlerle ilgili zaman geçirmeden etkili soruşturma başlatılmalı; sorumlular yargı önüne çıkarılmalı.
* Çok sayıda keyfi gözaltı var. Çocuklarla yetişkinler arasında ayrım yapılmadı. İşkence ve kötü muamele iddiaları, etkili bir şekilde soruşturulmalı.
* Hak örgütleri ve sivil toplum örgütleri devre dışı bırakıldı, hedef gösterildi. Üç sendika yöneticisi tutuklandı.
* Gerilimi artıracak, yeni olayları tahrik edecek açıklama ve tutumlardan kaçınılmalı.
* Ülke sorunlarının çözümünde şiddete kesinlikle başvurulmamalı. Demokratik tepkiler de şiddete başvurulmadan ifade edilmeli.
* Çok ciddi sosyal ve psikolojik travmalar yaşayan çocuklar, toplumsal gösteri ortamlarına sokulmamalı.
UAÖ: BM ilkelerine ve sözleşmelerine uyulmasını sağlayın
UAÖ, Adalet Bakanı'na yazdığı mektupta, şiddet içeren gösterileri denetim altında tutmaya çalışan kolluk kuvvetlerinin karşılaştığı zorlukların farkında olduğunu, göstericilerin gerçekleştirdiği, sivillerin ve kolluk kuvvetlerinin ciddi yaralanmalarıyla sonuçlanan hak ihlallerini koşulsuz kınadığını dile getirdi.
Ancak, bütün hak ihlalleriyle ilgili araştırma ve soruşturmaların yapılmasını da istedi. UAÖ'nün saptamaları şöyle:
* Kolluk kuvvetlerinin ölümle sonuçlanan aşırı güç kullandığına dair tüm iddialar, yetkililerce soruşturulmalı; iddiaların doğruluğunun ortaya çıkması halinde faillerin yargılanmalı.
* Şiddet içersin veya içermesin, tüm gösterilerde BM Kolluk Kuvvetlerinin Davranış Kuralları ile BM Kolluk Kuvvetlerinin Kuvvet ve Ateşli Silahlar Kullanımına Dair Temel İlkeler'de yer alan koşullara uyulmasının sağlanması gerek.
* Gözaltına alınanlara dayak, öldürme tehdidi, çırılçıplak soyma ve soğuk su sıkma gibi işkence ve kötü muamele uygulandığı iddiaları var. Gözaltı usullerinin usule aykırı olduğu ve kolluk kuvvetlerince avukatların gözaltındakilerle görüşmelerinin engellendiği -bir vakada fiziki güç kullanarak- yolunda bilgiler de bulunuyor.
* Tüm benzeri şikayetlerle ilgili zaman geçirmeksizin tarafsız ve kapsamlı soruşturmalar yürütülmeli; şüpheliler yargı önüne çıkarılmalı. Bunlar, Türkiye'nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ile BM İşkence ve Diğer Zalimane, İnsanlıkdışı ya da Onur Kırıcı Muamele ya da Cezaya Karşı Sözleşme'ye taraf olarak üstlendiği uluslararası yasal yükümlülüklerdir.
"Çocukların müebbet hapis cezası almasını engelleyin"
UAÖ, halen hapiste tutulan 57 çocukla ilgili kaygılarını da şöyle dile getirdi:
* Çocukların gözaltında işkence veya kötü muamele gördüğü iddiaları var. Avukatları gözaltı uygulamalarının usulsüz olduğunu dile getiriyor.
* Çocuklar, Türk Ceza Yasası'nın, Terörle Mücadele Yasası kapsamına giren bazı maddelerinde yer alan suçlarla suçlanma riskiyle karşı karşıya.Bu durumda verilmesi olası cezalardan biri, müebbet hapis..
* Türkiye'nin taraf olduğu BM Çocuk Hakları Sözleşmesi'nde çocuklara tanınan ayrıcalıklı korunma hakkının hapishanede tutulan tüm çocuklara sağlanması gerek.
* Gözaltında işkence ve kötü muamele gördüklerine dair iddialar zaman geçirmeden, kapsamlı ve tarafsız olarak soruşturulmalı.
* Uzayan gözaltılarla ilgili tatmin edici gerekçeler olmaması durumunda, çocuklar en kısa sürede serbest bırakılmalı.
* 18 yaşından küçük hiç kimsenin, şartlı tahliye olanağı olmadan müebbet hapis cezası almamasına özen gösterilmeli. (TK)