* Fotoğraf: İnşaat Mühendisleri Odası Diyarbakır / Twitter
TMMOB Diyarbakır İl Koordinasyon Kurulu, Sur ilçesindeki yapılaşma ve restorasyona ilişkin Dağkapı Meydanında basın açıklaması gerçekleştirdi.
Kurul, sokağa çıkma yasakları dönemindeki çatışmalı süreç gerekçe gösterilerek 2015’ten beri bölgenin insansızlaştırıldığını ve tarihi dokunun değiştirildiğini söyledi.
TIKLAYIN - Diyarbakır Suriçi'nde Yerinden Edilenler Bugün Nasıl Yaşıyor?
5 yıldır Sur’da yaşanan sürecin ayrıntılarına yer verilen açıklamada, Diyarbakır valisinin gündeme getirdiği ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un da 19 Ekim’de Diyarbakır’da duyurduğu “yıktırılan sur duvarının yeniden inşa edileceği” meselesi “Akıllara durgunluk veren bilimden uzak talihsiz bir açıklama” olarak değerlendirildi:
“2015’te UNESCO Dünya Mirası listesine kaydedilen ‘Diyarbakır Kalesi ve Kültürel Peyzaj Alanı’ insanlığın ortak mirasıdır. Geçmişten günümüze gelen bu miras, üzerindeki izlerle korunarak geleceğe aktarılabilmelidir. Bu sebeple valilerin hayali projelerine değil Surları olduğu gibi koruyacak ve geleceğe aktaracak projelere ihtiyacımız vardır. Diyarbakır surları ortak hafızamız, ortak mirasımızdır. Surlarımıza çakılacak her çivinin takipçisi olacağımızı buradan tekrar kamuoyuna duyuruyoruz.”
Sur’da ne oldu?
TMMOB, Kentsel Sit Alanı olan Suriçi bölgesinde yaşanan süreci şöyle anlattı:
* 2015’te yılında bölgedeki çatışma ortamı gerekçe gösterilerek Suriçi Bölgesi insansızlaştırıldı, tarihi dokusu değiştirildi ve tabiri yerindeyse ucube yapılar yapıldı.
* Koruma Amaçlı İmar Planı (KAİP) 2016 revize planı ile Dicle Vadi projesi gibi miras alanı ve tampon bölgelerinin bütünlüğünü bozan plan ve projelerin koruma kurulundan ve UNESCO Dünya Miras Merkezi`nden gerekli onaylar alınmadan uygulamaya sokuldu.
TIKLAYIN - Tanrıkulu: Sur'daki 49 Tescilli Yapı Nerede?
* 2016’da dönemin başbakanı sur ilçesini "Toledo" yapmaktan bahsetti. Tarihi Sur kentinin büyük bölümü çatışmalı ortamın sona ermesi sonrasında yerle bir edildi, ağır iş makineleriyle bir dünya kültürel miras alanı yok edilmek istendi. Yer üstünde görünen tarihi, tescilli yapılar kadar yer altındaki tarihi suyolları ve kanalizasyonlar da geri dönüşü olmayacak şekilde yok edildi.
* 2018’de Diyarbakır valisi ve kayyumu “millet bahçesi” adı altında Hevsel Bahçelerine müdahalenin yolunu açtı. Surların Dicle Vadisine bakan çevresi araç trafiğine açıldı, tarihi yeni kapının açıldığı merdivenler kesme bazalt plaklarla kaplandı ve sur duvarlarına ucube ahşap balkon çıkmalar çakıldı.
“Valinin beyanı endişe yarattı”
Açıklamada yıktırılan sur duvarlarının yeniden inşa edilmesi meselesine ilişkin şunlar söylendi:
“Diyarbakır Kalesi’nin 1930’da yine bir vali eliyle bilimden ve gerçeklikten uzak yaklaşımlarla yıktırılmış olması iktidar ve gücün kullanılma biçiminin ifadesidir. Ve şimdilerde tarihi kentin geçiş noktası olan Dağkapı Meydanından geçtiği bilinen kalıntısı dahi kalmamış olan sur duvarlarının yeniden inşa edileceği açıklanmıştır.
“1930’da yıkımla gerçekleşen durum tarihi yapıya ne kadar zarar vermiş ise bugün aynı yerin yeniden inşa edileceği mantığı ikinci kez bu tarihi yapıya aynı derecede zararı verecektir diyoruz. Bu sebepledir ki sur duvarlarının yeniden inşa edileceği beyanın olabilirliği bizlerde ciddi endişeler yaratmıştır.
“Dünyanın özgün ortak mirası”
“Var olanı en sade ve doğru biçimiyle korumak asıl hedef olmalıdır. Bu yeniden inşa çalışmaları süresince Dünya Mirası olan Diyarbakır Surlarının tahrip edilmeden yapılabilmesinin mümkün olmadığını biliyoruz.
“Diyarbakır Surları dünyanın özgün ortak mirasıdır, Surların özgünlüğü valilerin kişisel tatminleri uğruna zarar verilemeyecek kadar önem arz etmektedir. Yapılacak herhangi bir yanlış uygulama surların tarihi ve evrensel değerine zarar verecektir diye tekrar üstüne basa basa ifade ediyoruz.
“Restorasyon şeffaf ve denetlenebilir olmalı”
“Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nin 6 Temmuz 2020’de ihale ettiği ve 10 Ağustos 2020’de yer teslimi yaptığı restorasyon projesi şu anda Diyarbakır surlarında uygulanmaktadır. Surların hala ayakta kalan kısımlarında ciddi restorasyon çalışmalarına ihtiyaç duyulduğu kuşkusuzdur.
“Ancak tarihi varlıkların rölöve, restitüsyon ve restorasyon, çalışmalarının bilimsel temellere dayandırılması ve kültür varlığına olumsuz etkilerine mahal vermemek adına; aceleci bir yaklaşımla, eksiklikleri olan, sürekli ve yeterli denetim yapılmayan uygulamaların yürütülmemesi açısından yapılacak restorasyon uygulamaları şeffaf, denetlenebilir olmalıdır diyoruz.” (TP)