DİSK Başkanı Süleyman Çelebi'nin dünkü (5 Temmuz) basın toplantısında açıkladığı bilgilere göre, DİSK'in ana saptamaları şöyle.
Sermaye partilerine oy yok: "ABD emperyalizminin savaşçı politikalarını, IMF ve Dünya Bankası'nın, ulusal ve uluslararası sermayenin istemleri doğrultusunda ekonomi politikalarını Türkiye'de uygulayan sermaye partilerine oy verilmemesi."
CHP-DSP işbirliğine "eksikliklere rağmen" destek: "Milletvekili aday listelerinde sol ve sosyal demokrasinin evrensel ilkelerine uymayan adaylar olmasına, seçim bildirgelerindeki kimi eksiklikleri ve doğru bulmadığımız politikaları tespit etmemize karşın, Türkiye'nin içinde bulunduğu koşullar gözetilerek, cumhuriyetin temel ilkeleri temelinde seçime birlikte giren CHP-DSP işbirliğinin işçi ve emekçi halkın kimi ekonomik, demokratik ve siyasi taleplerine programında yer vermesi de dikkate alınarak desteklenmesi."
Bağımsızlara da destek: "'Bağımsız aday' gerçeğinin Siyasal Partiler Yasası, Seçim Yasası yasakları ve barajların bir sonucu olduğu gerçekliğiyle, seçim çalışmasının 'Seçim Barajlarına Hayır' kampanyasının bir parçası olarak sürdürülmesine ve bağımsız sol adayların TBMM'de temsilinin, siyasal yaşamımızda önemli bir ivme kazandıracağı."
DİSK Yönetim Kurulu, bütün alt birimlerini "bu temel politikalara uygun nitelikteki seçim çalışmalarına, yerel koşulları da gözeterek aktif destek vermeye" çağırdı.
Baykal "Piyasa ekonomisinin kurallarına uyacağız" demişti
CHP lideri Deniz Baykal 18 Mayıs'ta Hürriyet'te yayınlanan Erdal Sağlam imzalı haberde, "Piyasa ekonomisinin kurallarına uyacağız" demiş, Auschwitz toplama kampının girişindeki sözü tekrar edip "Çalışmak özgürleştirir" diyen yeni Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'ye hak verdiğini de eklemişti.
Sönmez: Baykal'ın sözleri IMF'yle uyum demek
İktisatçı Mustafa Sönmez'se 17 Mayıs'ta bianet'te yayınlanan yazısında şöyle diyordu:
"Nitekim şimdiden TÜSİAD'a güvenceler verilmeye başlanmıştır, Baykal'ın sözlerini hatırlayın: Piyasacı kalarak ekonomiyi düzenlemek. Ne demektir bu? Bu, 2008'e kadar geçerli olan ve iktidara gelecek olana hemen uygulatılacak bir acı reçeteli IMF ile yine uyum demektir. Bu, TÜSİAD'ın dayatması ile AB flörtüne devam, çıpayı koparmamaya çalışmak, gümrük birliği aldatmacasına devam demektir. Olacağı budur." (TK)