Emek ve meslek örgütleri adına ortak bir açıklama yapan DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, Türkiye'de 2000'den bu yana F Tipi cezaevlerinde uygulanan tecrite dayalı infaz rejiminin bir insanlık ayıbı olarak kanayan yara olmaya devam ettiğini ve bunun ağır bir insan hakları ihlali olduğunu söyledi.
Çelebi: Çözüm için diyalog kanallarının açılmalı
Daha fazla ölümlerin, sakatlıkların gerçekleşmemesi ve F tipi cezaevlerindeki tecrit uygulamasının son bulması için hükümete ve Adalet Bakanlığı'na çağrı yapan Çelebi, taleplerini şöyle sıraladı:
* Başta baroların sorunun çözümü konusunda Adalet Bakanlığı nezdinde başlattıkları girişimlerin acil olarak çözüme ulaştırılmalı,
* İnsani sorumluluk içinde davranılmalı ve tecrit kaldırılmalı,
* Avukat Behiç Aşcı'nın sağlıklı günlük yaşamına dönebilmesi ve çözüm için diyalog kanallarının açılmalı.
Tecridin telafisi imkansız hasarları konusunda STK'ler ve hak savunucuları hemfikir
2000 yılından buyana F Tipi cezaevlerine ve tecride karşı yaptıkları eylemlerde 122 kişinin öldüğünü 600'ün üzerinde insanda da sakat kaldığını hatırlatan Çelebi, F Tipi Cezaevlerinde uygulanan tecridin tutukluların ve hükümlülerin fiziksel sağlıklarında, ruhsal bütünlüklerinde telafisi imkansız hasarlar bıraktığı konusunda bu konularda araştırma yapan, raporlar hazırlayan sivil toplum örgütleri, meslek kuruluşları ve insan hakları savunucularının fikir birliği içinde olduğunu belirtti.
Bugün gelinen noktada sorun, Anayasa'nın yaşam hakkını ve insan onurunu güvence altına alan hükümlerine, uluslararası hukuk normlarına, insan hakları sözleşmelerine aykırı bir sorunlar yumağına dönüştüğünü belirten Çelebi, Hükümet ve Adalet Bakanlığı'nın Türkiye Barolar Birliğinin, çeşitli baroların, insan hakları örgütlerinin, aydınların yazarların yaptığı sayısız çağrıya ısrarla cevap vermemesini ve diyalog kanallarını açmamasını eleştirdi.
Aşçı'nın yanı sıra cezaevlerinde ve dışarıda bir çok yerde ölüm orucu eylemlerinin devam ettiğine dikkat çeken Çelebi şöyle devam etti:
"İnsanca ve onurlu bir yaşam için, yaşama hakkını bile riske eden, ortadan kaldıran 'ölüm orucu' eylemlerini olumlamamakla birlikte, bu insanların sağlıklarından ve yaşamlarından endişe duymayı, bu insanların insanca ve onurlu yaşama haklarına sahip çıkmayı bir demokrasi ve insan hakları ödevi olarak görmekteyiz."
Aşçı'nın eylemi 178. günüde
Avukat Behiç Aşçı'nın 5 Nisan Dünya Avukatlar Günü'nde,"Hapishanelerdeki tecridin kalkması için ölüm orucuna başlıyorum. Hukukun ve adaletin yok edildiği bir ülkede yaşam hakkı için ölüm orucundayım" sözleriyle başlattığı eylemi bugün 178. gününde.
Şişli'deki evinde eylemini sürdüren Aşçı, şimdilik ayakta ancak sağlık problemleri yaşamaya başlamış. Zayıf ve bitkin görünen Aşçı, günlük aktivitelerini gerçekleştiremiyor. (KÖ)