Devrimci İşçi Sendikaları Konfererasyonu (DİSK) Genişletilmiş Başkanlar Kurulu ekonomik krize karşı emeğin haklarının korunması gündemiyle İstanbul’da toplandı. Ekonomik krizin yanında izlenecek siyasal politikalarında konuşulduğu toplantının ardından kurulun aldığı kararlar ve değerlendirmeler kamuoyu ile paylaşıldı.
Yayınlanan sonuç bildirgesinde Türkiye’nin AKP döneminde kapitalist merkezlerden gelen ucuz sıcak paraya dayalı bir ekonomik büyüme modeline mahkum edildiği belirtilerek hükümetin krizden çıkış için gerçekçi bir politikası olmadığı ifade edildi.
Dış borçlanmaya dayalı modeli yeniden işler hale getirmeye yönelik politikaların, çözüme değil sorunun daha derinleşmesine hizmet ettiği vurgulanan bildirgede "Türkiye'yi sermaye için daha cazip bir ülke yapmak adına işçi sınıfının en temel hakları gasp edilmiştir" denildi ve şöyle devam edildi:
"Özel sektörün borç yükü kamunun sırtına yükleniyor"
“Dış borçlanmaya dayalı modelin tıkanmasıyla, neoliberal kapitalizmin yıkımı son bir yıl içerisinde daha fazla görünür hale gelmiştir.
“Türkiye'nin, üçte ikisi özel sektöre ait olan toplam dış borcu 453 milyar dolara, yani milli gelirin yüzde 61'i düzeyine ulaşmıştır. Bu düzey 2001 krizinin düzeyidir. Bu borcu döndürmek için aranılan tek yol ise yeniden borçlanmaktır.
“Özel sektör borçları devletin yani 81 milyonun borcu haline getirilmekte, bu ağır borç yükü kamunun sırtına yüklendikçe başta dolaylı vergiler olmak üzere emekçiler üzerindeki vergi yükü daha da ağırlaştırılmaktadır.
"İşsizlik kronik bir toplumsal sorun haline geldi"
"Kriz ile beraber, zam yağmuru altında tüm ücretler erimiş ve toplumun yüzde 99'unun alım gücü düşmüştür. AKP öncesi yıllarda ortalama yüzde 8 düzeyinde olan, AKP'li yıllarda ise ortalama yüzde 11'lere çıkan işsizlik, bugün kronik bir toplumsal sorun haline gelmiştir.
“Siyasal iktidar krizle mücadele adı altında en bilinen yolu denemekte halk için maliye ve gelirler politikalarını sıkılaştırmaktadır. Diğer bir ifadeyle kemerleri sıkmaktadır.”
Emeğin hakkını savunmak
Asgari ücret ve özel sektördeki toplu pazarlıkların önümüzdeki dönem Türkiye’sinde önemli bir role sahip olacağı vurgulanan bildirgede adalet, barış ve demokrasinin sermayeye karşı emeğin hakkını savunmada şart olduğu ifade edildi.
DİSK Genişletilmiş Başkanlar Kurulu’nun özetle şu kararları aldığı belirtildi:
- DİSK Genişletilmiş Başkanlar Kurulu, en büyük toplu pazarlık süreci olarak 2020 asgari ücretinin belirlenme sürecine, "insanca yaşanacak bir ücret” talebiyle ve üyesi olan olmayan tüm işçilerin mücadelesiyle aktif biçimde müdahale etmeyi kararlaştırmıştır.
- Kurul, insanca yaşanacak ücret ve özgür toplu pazarlık-grev hakkı mücadelesinin bir parçası olarak karşılanması gerektiği konusunda görüş birliği içerisindedir.
- Dünyanın en adaletsiz vergi sistemlerinden birine sahip olan, vergilerin dörtte üçünün ücretliler ve tüketiciler tarafından ödendiği ülkemizde DİSK Genişletilmiş Başkanlar Kurulu vergi adaleti için, verginin tavana yayılması için, yani asıl olarak kar ve faiz gelirlerinin servetin vergilendirilmesi için mücadele gerekliliğinin altını çizer.
- İşsizlik Cumhuriyet tarihinin rekorlarını kırarken, İşsizlik Sigortası Fonu'nun "işverenlere destek fonu”na dönüşmüştür. Fonu'nun kamuya ucuz kaynak olarak değil, bankalar ve işverenler için değil, işsiz işçiler için kullanılması ve Fon'dan yararlanma koşullarının ve süresinin iyileştirilmesi mücadelesini yükseltme kararlılığını vurgularız.
- Kıdem tazminatının fona devredilmesinin DİSK açısından kapanmış bir tartışma olduğunun altını bir kez daha çizen Genişletilmiş Başkanlar Kurulumuz, Bireysel Emeklilik Sistemi ile entegre kıdem tazminatının fonu planının müzakere edilemeyeceğini; bu plana karşı en geniş ve etkili mücadeleyi örgütleme kararlılığını; emeklilik konusunda yapılması gereken en acil reformun emeklilikte yaşa takılanların mağduriyetlerinin giderilmesi olduğunu bir kez daha ilan eder.
(HA)