Çelebi, açıklamasında özetle şu görüşlere yer verdi:
* Türkiye'de yaşanan büyük sarsıntılar, hemen her kurumda bozulma yaratmıştır. Anayasanın ve yasaların kenara itildiği bir ortamda her türlü çarpıklığın olması da kaçınılmazdır .
* Yaşadığımız gelişmeler hukuk sistemini yürütenlerin yanlışlarının tehlike sinyalleri verecek noktaya geldiğini gösteriyor.
* Bu durum, yüksek yargı organları başkan ve üyelerince de dile getirilmiştir. Ancak buna rağmen, bazı Yargıtay kararlarının, mahkemelerin işkence, maksadı aşan öldürme vs. gibi nedenlerle mahkumiyet kararlarını bozması, adalete güveni sarsmaktadır.
* Sema Pişkinsüt hakkında yapılan işlem gerçekten çok ilginçtir.
* Suç işledikleri iddia edilenler hakkında işlem yapılmazken, yapılan yanlışlıkları ortaya koyanlar suçlu ilan edilmek isteniyor.
* Bu da, savcılık işlemi ile siyaset arasında bir bağ kurulmasına neden oluyor. Bir tür cezalandırma mantığının işlediği izlenimi doğuyor. Benzeri bir olay, kısa bir süre önce partilerinden istifa eden iki belediye başkanının da başına gelmiş,daha önce haklarında beraat kararı verilen iddialarla yeniden davalar açılmıştır.
* Hiç kimsenin hukuka olan güveni sarsmaya, mevkiini, yetkilerini, hukuku kişisel düşünce, inanç ve çıkarlarına alet etmeye hakkı yoktur.
(BB)