Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK)/Genel-İş Sendikası "Türkiye’de Çocuk İşçi Olmak” başlıklı bir rapor yayınladı.
Rapora göre, çalışma hayatında 2 milyona yakın bulunuyor ve çocuk işçilerin yaklaşık yüzde 80’i kayıtdışı çalıştırılıyor.
Türkiye’de çocukların çalışma yaşının 4857 sayılı İş Kanunu’nun 71. maddesine göre 15 olduğunun belirtildiği raporda, Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) çocuk işgücü ile ilgili temel sözleşmelerinden biri olan 138 sayılı sözleşmesine göre asgari yaş sınırının da 15 olduğu ifade edildi.
“Ancak, Türkiye’de on dört yaşını doldurmuş ve zorunlu ilköğretim çağını tamamlamış olan çocuklar; bedensel, zihinsel, sosyal ve ahlaki gelişmelerine ve eğitime devam edenlerin okullarına devamına engel olmayacak hafif işlerde çalıştırılabilmektedir.”
Veri sorunu
Raporda, çalışan çocukların genel olarak “Çocuk işçi, çıraklık, zorunlu olarak sokakta çalıştırılan çocuklar” olarak sınıflandırıldığı, ancak bu ayrımın temelinin çocukların kayıtlı (sosyal güvenceli) ya da kayıtsız çalışmasına ve eğitim hayatına devam edip etmemesine dayandığı vurgulandı.
“Çocuk işçi statüsünde çalışma 18 yaş altı tüm çocukları kapsarken, ‘sokakta çalışan çocuklar’ küçük işletmelerde ya da sokakta kayıtsız ve güvencesiz olarak çalışan çocukları ifade etmektedir.
“Çıraklık ise bir meslek ve sanatı öğrenmek için hem teorik hem de pratik bilgiyi kapsayan bir eğitim sisteminin içinde olan çocukları kapsar. Ancak bir meslek edindirmek amacıyla hayata geçirilen çıraklık uygulaması, bugün yaşanan ekonomik süreçte çırakların da bir işçi olarak çalıştırılmasına yol açmıştır.”
Raporda Türkiye’de çocuk işçiliğine dair güncel verilerin15-17 yaş grubunda olan çocuk işçiler için olduğu da belirtildi.
“15 yaş altı ve tarımsal alanlarda mevsimlik olarak çalışan çocuklara ilişkin veriler bulunmamaktadır. Ayrıca mesleki eğitim alan özellikle turizm sektöründe uzun saatler çalıştırılan stajyerler, yani ‘çocuk işçiler’ ve çocuk işçiliği sayılabilecek uygulamalar ile çıraklık eğitimi alanlar resmi olarak çocuk işçi sayılmamaktadırlar.
“Buna karşın 2012 yılından itibaren çocuk işçi sayısı ülkemizde artmıştır. 2012 yılında 601 bin olan 15-17 yaş arası çocuk işçi sayısı, 2016 yılına gelindiğinde 709 bin olmuştur.”
TIKLAYIN - DEVLET ÇOCUK İŞÇİLİĞİNİ HASIRALTI EDİYOR
“Çıraklık çocuk işçiliğine dönüşüyor” |
“Çıraklık, bir mesleği öğrenmek ve devamında bu meslekte uzmanlaşmayı ifade eden bir çalışma biçimi iken, günümüzde emek yoğun üretimin yerini teknoloji yoğun çalışma düzeninin alması ile birlikte çıraklar basit teknolojik aletleri kullanan “vasıfsız ve ucuz işgücüne” dönüşmektedir. Durum böyle olunca da çocuklar ister kayıtlı ister kayıtsız, ister çırak ister sokakta çalışsın küçük yaşlarda korumasız, geleceksiz ve güvencesiz bir şekilde çalışmak zorunda kalmaktadır. İşverenler, çıraklığı ucuz işgücü olarak görmektedir. “2015 yılında 17 yaşına kadar çalıştırılan çırak sayısı ise 401 bin 464 olarak açıklanmıştır. SGK’nın yayınlamış olduğu verilerde ise çırak işçi sayısı oldukça yüksektir. Aralık 2016 verilerine göre çırak işçi sayısı 1 milyon 170 bin’dir. Bu verilere dayanarak çırak ya da çocuk işçi ayrımı yapmadan genel olarak ülkemizde çalışan çocuk sayısının yaklaşık 2 milyona yaklaştığını söyleyebiliriz. Bu durum çocuk emeği sömürüsünün geldiği noktayı açık bir şekilde ortaya koymaktadır.” |
Yoksulluk, göç, iş cinayetleri
Raporda yer alan veriler anahatlarıyla şöyle..
*15-17 yaş arası çalışan çocukların yüzde 80’e yakını kayıtdışı çalıştırılıyor.
“Çocuk işgücü kır ve kent ayrımında farklı biçimlerde istihdam edilse de çocuklar kentlerde de kırlarda da kayıtdışı çalıştırılmaktadır. Kentlerde çalışan çocuklar, küçük işletmelerde çoğunlukla kayıtdışı çalışmaktadırlar. Kentlerde küçük işletmelerde yoğunlaşan kayıt dışı ekonomi, kırsal kesimlerde ise tarım sektöründe yoğunlaşmaktadır.”
*Suriyeli çocuklar ile çocuk emeği sömürüsü derinleşti.
“Suriye’deki savaş tehdidi nedeniyle ülkemize göç etmek zorunda kalan göçmen çocukların sayısı da gün geçtikçe artmaktadır. 30 Mart 2017 tarihinde yayınlanan resmi rakamlara göre Türkiye’de geçici koruma kapsamında 2 milyon 969 bin 669 Suriyeli bulunmaktadır. Bunların 1 milyon 358 bin 904’ü yani yüzde 45,75’i 18 yaşın altındadır.
"Suriyeli çocukların 709 bin 526’sı (yüzde 52,22’i) erkek, 649 bin 378’i (yüzde 47,78’i) kız çocuğudur. Bu çocukların yarıya yakını da eğitim olanaklarından yararlanamadığı için kayıtdışı sektörlerde çalışmaktadır.”
*Türkiye Avrupa ülkeleri içerisinde çocuk yoksulluğunda en kötü ülke.
“Çocuklarda yoksulluk en temel beslenme, sağlık, eğitim ve barınma imkanlarına sahip olamamayı kapsar. Bu durum yoksul çocukların maddi, manevi ve duygusal açıdan yoksun kalarak gelişimlerini olumsuz etkilemektedir. Bu nedenle çocuklarda yoksulluk; çocukların yaşama, zihinsel ve bedensel gelişme açısından ihtiyaçlarını karşılayamamalarının yanısıra çocukların erken yaşlarda çalışma hayatına katılarak işçi olmalarına neden olmaktadır.”
*2016 yılında 56 çocuk işçi hayatını kaybetti
“Özellikle kayıt dışı fason üretimin yaygın olduğu küçük işyerlerinde ve tarımda ücretsiz aile işçisi olarak çalışan çocuklar, sağlık açısından ağır ve tehlikeli işlerde çalıştırılmaktadır. Ancak bu çocukların karşılaştıkları meslek hastalıkları ve iş kazalarına ilişkin veriler bulunmamaktadır.
“İşçi Sağlığı İş Güvenliği Meclisi’nin raporuna göre, 2012 yılında 32 çocuk, iş cinayetlerinde hayatını kaybetmişken, 2016 yılına gelindiğinde 56 çocuk iş cinayetleri sonucu hayatını kaybetmiştir.”
TIKLAYIN - ÇOCUKLAR İŞÇİ OLMAMALI
TIKLAYIN - OKULA GİTMEYEN ÇOCUKLARIN HAFTALIK ÇALIŞMA SÜRESİ 54 SAAT
Önleyici tedbirler ve denetim
Raporda Türkiye’de çocuk işçiliğinin önüne geçmek için getirilen önerilerin bazıları şöyle...
*Öncelikle çocukların temel sağlık, eğitim, gelişim ve barınma ihtiyaçları kamusal olarak karşılanmalı, sosyal politikalar kapsamında gelir dağılımı, istihdam, ücretler, sosyal güvenlik gibi sosyal ve ekonomik alanlarda iyileştirmeler yapılmalı ve çocuk yoksulluğuna karşı önlemler alınmalıdır. Türkiye imzaladığı uluslararası sözleşmelere uymalı, sözleşmelerin uygulanması için gerekli düzenlemeleri yapmalı ve denetimleri sağlamalıdır.
*Özellikle çocuk işçiliğini önlemeye ilişkin ILO’nun 138 No’lu “Asgari Yaş Sözleşmesi” ve 182 No’lu “En Kötü Biçimlerdeki Çocuk İşçiliğinin Yasaklanması ve Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Acil Eylem Sözleşmesi” hükümlerine uyulmalıdır.
*Ailelerin ekonomik durumunu yükseltecek ve işsiz aile bireylerine istihdam sağlayacak ekonomi politikaları oluşturulmalıdır.
*4+4+4 eğitim sistemi çocuk işçiliğinin önünü açmaktadır. 2012 yılında yasalaşan 4+4+4 eğitim sisteminde zorunlu ilköğretim yaşı düşmüş ve çocuk işçiliği yaşı fiilen 13 yaşa düşürülmüştür. Bu nedenle eğitim sisteminde kesintisiz eğitim esas alınmalı ve denetimleri arttırılmalıdır.
*Çocuk işçiliğini önlemek için denetim yetersizlikleri ortadan kaldırılmalı, denetimler ve ceza yaptırımları arttırılmalıdır.
*Özellikle tarımda çalışan çocuklar için acil önlem alınmalı, eğitim ve sosyal hayattan kopmamaları için politikalar geliştirilmelidir.
*Bir meslek öğrenme amacıyla yürütülen çıraklık eğitimi, işyerlerinde amacına uygun bir şekilde yürütülmeli ve gerekli denetimler yapılmalıdır. Ayrıca uygulamada çocuk işçiliğine dönüşen çırak işçilerin çalışma ve yaşam koşullarını iyileştirecek yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
*Yasal olarak sosyal güvenlik kurumuna kayıt yaptırılabilecek çocuk işgücü için kayıtdışı çalıştırmaya karşı denetimler sıklaştırılmalı, ceza yaptırımları arttırılmalıdır. (YY)