Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, resmi temaslar için Ukrayna'nın başkenti Kiev'e giderken uçakta geçtiğimiz günlerde "Bi' Ermeni Var: Hrant Dink Operasyonunun Şifreleri" adlı kitabı çıkan Bugün gazetesi Ankara temsilcisi Adem Yavuz Arslan ile sohbet etti.
Erdoğan, kitabını kendisine hediye eden Arslan'a, önce "Cinayetin neresini yazdın? Trabzon mu, Şişli mi?" diye sordu. Arslan'ın yanıtı, "Tüm boyutlarına bakmaya çalıştım. Ankara, İstanbul ve Trabzon. Daha çok cinayetin öncesini ve Türkiye'nin cinayete nasıl hazırlandığını anlattım" oldu.
Başbakan sohbette, "tetikçi zanlısı Ogün Samast ve etrafındakilerin yakalanması" ile görevlerini yaptıkları, şimdiyse görevin yargıda olduğunu söylüyor. Sohbet şöyle gelişti:
Başbakan: Tetikçiler belli ama kumanda merkezi hâlâ netleşmedi. Kumanda merkezinde kim var?
Arslan: Bulgular ve deliller bir yerleri işaret ediyor. Cinayetler belli bir psikolojik atmosferin sonucu işlenmiş gözüküyor. Santoro'yu vuran 15 yaşındaki çocuk da, Malatya Zirve cinayetini işleyen tetikçiler de "Din elden gidiyor, gençler Hıristiyan oluyor" tepkisiyle bu cinayetleri işlediklerini söylüyorlar. Dink cinayetinde de belli bir kurgu var gibi. Trabzon'da TAYAD olayları birtakım tuhaf olaylar dikkat çekici.
Soru: Bu konuda hükümetin yetersiz kaldığı gerekli desteği vermediği yönünde eleştiriler var.
Başbakan: Biz 36 saatte tetikçiyi ve etrafındakileri yakaladık adalete teslim ettik. Bundan sonrası adaletin işi. Ama onlar 4 yılda duruşmaları bitiremediler. Son olarak da tetikçi, çocuk mahkemesine gitti. Bizden ne talep edilirse hepsini sağladık. Yargının talep etmesi lazım.
Ayrıca Başbakan Erdoğan, Ukrayna ziyareti sırasında iç gündeme ilişkin açıklamalar da yaptı.
Erdoğan, yüzde 10 olan seçim barajının düşürülmesine ekonomiye zarar verebileceğini, PKK örgütüyle Ergenekon örgütü arasında bağ olduğunu da ileri sürdü.
"Seçimlere kısa süre kala popülizm ekonomik dengeleri bozar. Koalisyon dönemlerinde ağır bedeller ödendi ve bazıları barajı aşağıya çekme gayreti içinde. Bu durumda, ekonominin yapısı tehdit altına girebilir. Koalisyonları kimse savunmamalı ve Batı da bu kültürden kaçıyor.
"İç politikayı dizayn etme gayretleri seçim öncesi harekete geçti. Bunun ciddi işaretlerini alıyoruz. Terör örgütü ile çetelerin işbirliği yaptığına dair emaraler var. 'AK Parti yönetimden uzaklaşsın da Türkiye'ye ne olursa olsun anlayışı' içindeler." (EÖ)