11 zanlının tutuklanmasının ardından tıkanan soruşturmada son olarak, cinayetten aylar önce muhbirlikten atıldığı belirtilen azmettirici Erhan Tuncel'in saldırı gününde dahi bir polis memuruyla görüştüğü ileri sürüldü. "Radikal" gazetesine göre, yalanlanmayan bu iddiayla Tuncel'in Emniyet'le bağlantısını hiç kesmediği kuşkusu arttı.
Bu arada arkadaşı Tuncay Uzundal'ın, cinayet öncesinde Tuncel'e gönderdiği mesajların da İstihbarat Daire Başkanlığı'nca İstanbul'a eksik iletildiği ortaya çıktı. Dink'in ailesi ve avukatları, polisin cinayetle sonuçlanan ihmalleri ve suikast sonrasında delil kararttığına ilişkin verilerle, ceza soruşturmasının resmi görevlileri de kapsamasını talep ediyor.
'7.65 mermiler' kayboldu
Polisin Hrant Dink'i ölüme götüren ihmaller zincirinin son halkaları yeni ortaya çıktı. İlk olarak "Hürriyet" gazetesi muhabiri Toygun Atilla'nın önceki gün (24 Mart) dile getirdiği ve yalanlanmayan yeni iddialar, Dink suikastında azmettirici rolü nedeniyle tutuklanan emniyet muhbiri Erhan Tuncel'in, cinayetten aylar önce Emniyet'le ilişiğinin kesildiği yönündeki açıklamaları çürüttü.
Çünkü yeni ortaya çıkan verilere göre Tuncel, cinayet günü bile şimdi Bartın'da görevli olan istihbaratçı bir polis memuruyla görüşmüştü. Trabzon Emniyet Müdürlüğü'nden altı ay önce Bartın'a tayin edilen İstihbarat Şube Müdürlüğü'nde göre M.Z.'nin Tuncel ile Dink'in öldürüldüğü 19 Ocak'ta yaptıkları konuşmada, "Cinayeti sizinkiler mi işledi? O.. hani teslim olacaktı. Bana anlattığınız gibi mi oldu her şey? Yasin mi yaptı?" şeklinde sorular sorduğu, ikilinin bu konuşma dışında da 24 kez görüştüğü ileri sürüldü.
Bu iddia Tuncel'in cinayet gününe kadar aktif görevde olduğu görüşünü güçlendirirken, tutuklu sanık, Tuncel'in oda arkadaşı Tuncay Uzundal'ın ifadesinde yer alan bazı bilgilerin de İstihbarat Daire Başkanlığı'nca İstanbul'a eksik iletildiği belirlendi. Uzundal, Emniyet'teki ifadesinde, cinayetten dört gün önce Tuncel'e bir mesaj çekerek "7.65 mermileri geldi mi?" diye sorduğunu söylemiş, Tuncel'in bu mesaj üzerine kendisine kızdığını ve telefonların izlendiğini belirterek uyardığını anlatmıştı.
Ancak Trabzon polisi ile Ankara İstihbarat Daire Başkanlığı'ndan iletilen bilgilerde ise bu mesaj "Mermiler geldi mi" şeklindeydi. Bilgilerdeki çelişki üzerine Telekomünikasyon İzleme Başkanlığı'ndan konuşma metinleri istendi. İnceleme sonucu elde edilen bilgi Uzundal'ın ifadesini doğrularken, Trabzon ve Ankara'dan gelen bilgilerde delil karartıldığını da ortaya koyuyordu.
İhmaller zinciri
Cinayetten yaklaşık iki yıl öncesine kadar giden, Dink'in ölümüne ardından da soruşturmanın tıkanmasına neden olan ihmaller zinciri arasında şu ana kadar kamuoyuna yansıyanlar şöyle:
McDonalds bağlantısı göz ardı edildi: İhmaller zinciri 2004 yılında Trabzon'da McDonald'ın bombalanmasıyla başladı. Eylemin planlayıcısı ve patlayıcıyı hazırladığı öne sürülen Erhan Tuncel, Karadeniz Teknik Üniversitesi'nden bir öğretim üyesi aracılığıyla, dönemin Trabzon Emniyet Müdürü Ramazan Akyürek tarafından istihbarat elemanı olarak görevlendirildi. Tuncel'in adı soruşturma dosyasına alınmadı. Tuncel istihbarat elamanı yapılırken, bu tip görevlilerin suça karışmaması ilkesini görmezden gelindi.
İhbar iletilmedi: Bir yandan muhbirlik yapan Tuncel, kendisine 'reis' diyen Yasin Hayal ve arkadaşlarıyla da Dink cinayetini planladı. Tuncel'in azmettirici kimliği, cinayet sonrasında arkadaşlarının ifadeleriyle ortaya çıktı. 2006 Nisan ayına kadar Trabzon Emniyeti'ne 17 ihbarda bulunan Tuncel'in verdiği bilgilerden biri dışındakiler İstanbul'a iletilmedi.
İstanbul'un zafiyeti: Trabzon istihbaratının bu bilgiyi 17 Şubat 2006'da İstanbul'a bildirdi. Ancak Hrant Dink'in korumaya alınmadı.
Jandarma da biliyordu: Yasin Hayal'in eniştesi Coşkun İğci polise verdiği ifadede, Jandarma İstihbaratı'nı cinayet hazırlığı konusunda uyardığını söyledi.
'Örgüt işi değil' açıklaması: Cinayetin tetikçisi 17 yaşındaki O.S. kısa sürede yakalandı. Emniyet yetkilileri cinayeti 'örgüt işi' saymadı, 'milliyetçi duygularla işlenmiş cinayet' olarak gördü.
Tetikçi-polis omuz omuza: Cinayetin tetikçisi O.S.'nin yakalandığı Samsun'da polis ve jandarmalarla birlikte çekilen görüntüleri basına yansıdı.
Sim kart bilmecesi: O.S. 20 Ocak'ta Samsun'da yakalandığında üzerinden bir YTL ve bir sim kart çıktı. Görgü tanıklarının, otobüste yol boyunca telefonla konuştuğunu iddia etmesine karşın O.S.'nin üzerinde cep telefonu bulunmadı. Jandarmanın üst araması sırasında yere düştüğünü fark ederek, tutanaklara geçirdiği 0544'lü hatta ait sim karta karşın, O.S. sorgusunda 0538'li bir numarayı kullandığını söyledi. Yapılan araştırmada 0544'lü kartın Trabzon'da yaşayan bir kişiye ait olduğu belirlendi.
Kart cezaevinde bulundu: 24 Ocak'ta Bayrampaşa Cezaevi ana kapısından girdikten sonra aranan O.S.'nin kot montunun iç astarında iki sim kart bulundu. Kartlar O.S.'nin kendisine ait olduğunu söylediği hatlara ait çıktı.
Ceza soruşturması talebi
Dink ailesi de yaklaşık iki hafta önce soruşturmada ilerleme sağlanamadığı gerekçesiyle savcılığa başvurarak bazı konuların araştırılmasını talep etti. Aile, Tuncel, Hayal ve O.S.'nin pasaportlarının, yurtdışına giriş çıkışlarının ve Azerbaycan bağlantılarının da araştırılmasını istedi. Aileye göre dikkat çeken bir başka noktaysa Akbank ATM kamerasında cinayetten bir gün önceki ve cinayet günü öğleden sonraki kayıtlar olduğu halde cinayet sabahı kaydının bulunmamasıydı.
Dink ailesi ayrıca Dink'in öldürüleceğinin Trabzon, İstanbul emniyetleri ve Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı'nca bilindiği, bu konuda 17 ihbar yapıldığını anımsatarak, İstanbul'daki kamu görevlileriyle ilgili ceza soruşturması açılmasını istedi.
Patriği 2. Mesrob: "Azmettiriciler iyi korunuyor"
Hatay'ın Samandağ ilçesindeki törenin ardından konuşan Türkiye Ermenileri Patriği 2. Mesrob, Hrant Dink "Cinayetin muhakkak bir azmettiricisi vardır. Cinayet üzerinden bunca zaman geçmesine rağmen azmettirici henüz bulunamadı ve durum karmaşık hal aldı. Bu da azmettiricinin iyi korunmasından kaynaklanıyor. Bu yüzden de ortaya çıkarılamıyor. Bulunmaları için dua ediyoruz" dedi. (EÖ/TK)