22 akademisyen, aydın ve uzman, tartışmalar sonucunda din eğitiminin isteğe bağlı olması ve devlet tarafından finanse edilmemesi, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersininse inanç çeşitliliğini kapsayacak biçimde uzmanlar tarafından yeniden yapılandırılmasını önerdi.
Çalışma sonuçlarını önceki gün açıklayan Girişim, 1982 Anayasası sonrasında geliştirilen ve zorunlu olan Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi müfredatının çocuklara dua ezberletmeyi; namaz kılmayı öğretmeyi öngördüğünü hatırlatarak, dersin bir dinin ya da mezhebin benimsetilmesine yönelik olamayacağını vurguladı.
Uluslararası sözleşmeler ve ilkeler doğrultusunda din ve eğitim konusunda bir reform yapılması gerektiğini vurgulayan Girişim, dersin tüm din ve inançlara eşit uzaklıkta durarak değiştirilmesini, ahlak, felsefe ve sanat ağırlıklı konuların konmasını istedi.
"Devlet 'din eğitimini' finanse etmemeli"
Öneriler şöyle:
* Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı tarafından sürdürülen öğretim programları yenileme çalışmaları kapsamında Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretim programı ülkemizdeki inanç çeşitliliğini yansıtan katılımcı bir süreç içerisinde uzmanlar tarafından hazırlanmalıdır.
* Hazırlanacak olan Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretim programlarını uygulayacak öğretmenlerin tümüne hizmet-içi eğitim verilerek kendilerine yeni öğretim programını yetkinlikle uygulayabilmeleri için gerekli tutum ve beceriler kazandırılmalıdır.
* Hazırlanacak yeni Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretim programlarının pratikte uygulamaya geçirilmesini sağlamak için gerekli destek ve izleme mekanizmaları oluşturulmalıdır.
* Din eğitimi isteğe bağlı olmalı; zorunlu ve seçmeli ders olarak okutulmamalı.
* İsteğe bağlı din eğitimi örgün eğitim çerçevesinde planlanmalı. Eğitimin içeriği Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin içerik ve felsefe boyutuyla çelişmeyecek şekilde tasarlanmalı ve uygulanmalı.
* İsteğe bağlı din eğitimi üniversite mezunu ve pedagojik formasyon almış öğretmenlerce verilmeli.
* İsteğe bağlı din eğitimi veren öğretmenlerin maaşları için devlet bütçesinden pay ayrılmamalı.
* İsteğe bağlı din eğitiminin uygulanması için örgün eğitim kurumları, Halk Eğitim merkezleri, ibadethaneler gibi yerler önerildi fakat kesin bir karara varılmadı. Bu konuda tartışma yürütülmesi gerekli.
Çelik: "Tartışmalar gereksiz"
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik ise dün katıldığı bir sempozyumda zorunlu din dersi tartışmalarının "gereksiz" olduğunu söyledi.
Çelik, din kültürü ve ahlak bilgisi dersinin, öğrencileri belli bir kültüre kavuşturmak için konulduğunu, nüfusun çoğu Müslüman olduğu için derste Müslümanlığın öğretildiğini, diğer dinlerle ilgili de bilgiler verildiğini söyledi.
MEB Din Öğretimi Genel Müdürü Prof. Dr. İrfan Aycan da, dinin siyasallaşmasını önlemek için, din eğitimi talebinin devlet eliyle karşılanması gerektiğini; "ortaöğretim okullarına Kuran ve Türkçe meali, Hz. Peygamber'in hayatı gibi bazı seçmeli dersler konulursa, İmam Hatip Liseleri'ne olan talebin azalacağını" belirtti.(EÜ)
İmza atanlar
Önerilerin hazırlanmasına katılan ve destek veren kişi ve kurumlar şöyle:
Ayla Göksel Göçer (Anne Çocuk Eğitim Vakfı), Batuhan Aydagül (Eğitim Reformu Girişimi), Prof. Binnaz Toprak (Boğaziçi Üniversitesi), Prof. Burhan Şenatalar (Bilgi Üniversitesi), Celal Dinçer (Cem Vakfı), Prof. Çiğdem Kağıtçıbaşı (Koç Üniversitesi), Doğan Bermek (Cem Vakfı), Prof. Ersin Kalaycıoğlu (Işık Üniversitesi), Etyen Mahçupyan (TESEV), Fulya Sarı (HEV Okulları), Gülsün Özakın (ÇYDD), Prof. Halis Ayhan (MÜ İlahiyat Fakültesi), Hrant Dink (Agos), İrfan Bozan (TESEV), İzzet Irmak (Koç Özel Lisesi), Prof. Mustafa Çağrıcı (İstanbul Müftülüğü), Neyyir Berktay (Eğitim Reformu Girişimi;), Nuri Çolakoğlu (TÜSİAD), Doç. Recep Kaymakcan (Sakarya Üniversitesi), Prof. Tosun Terzioğlu (Sabancı Üniversitesi), Prof. Türkan Saylan (ÇYDD), Prof. Üstün Ergüder (İstanbul Politikalar Merkezi)