Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Başkanı Prof. Dr. Fatma Gök hümanist, bilimsel ve laik eğitime aykırı olması nedeniyle din derslerinin zorunlu olmasına karşı çıkıyor.
Gök, "12 Eylül cuntasının daha önce seçmeli olarak okutulan din derslerini zorunlu hale getirdiğini" söylüyor.
Eğitim ve Bilim Emekçileri (Eğitim-Sen) 7 No.lu şube yönetim kurulu üyesi, öğretmen Şaziye Köse, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerinde evrenin yaratılışı ve toplumsal cinsiyet rollerine ilişkin, bilimsel ve doğru olmayan bilgiler öğretildiğini söylüyor.
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni ve ilköğretim okulu müdürü Fevzi Uçar*, derslerin kişilik gelişimi ve ahlak açısından önemli olduğunu, dersin içeriğinin ise tüm dinleri kapsayacak şekilde değiştirilmesi gerektiğini belirtiyor.
İlköğretim okulu öğretmeni Bülent Koşar* ise laikliğin sadece iktidarın karar alma süreçlerinde değil, eğitimde de uygulanması gerektiğini, din eğitiminin, konusunda uzmanlaşmış ve denetlenen kuruluşlarca, okullardan ayrı olarak verilmesi gerektiğini söylüyor.
Gök: Dinler, tarih ve kültürüyle öğretilmeli
Boğaziçi Üniversitesi'nden Fatma Gök, ilköğretim ve lisede haftada bir ya da iki saat yapılan din derslerinin 1980 öncesinde seçmeli olduğuna değinerek, din eğitiminin okul dışında yapılmasının sorun yaratmayacağını değiniyor.
* Tek bir mezhebin öne çıkarılması ve benimsetilmesine yönelik bir din eğitiminin, hümanist ve laik olması gereken eğitim sisteminde yeri yoktur.
* Dinler ancak belli bir kültür ve tarih bağlamında, daha kapsayıcı ders içerikleriyle öğretilmelidir. Dinin kurallarına yönelik bir eğitim okul dışında olmalı.
* Avrupa ülkelerinde din eğitimi zorunlu değildir. Türkiye'de ise 12 Eylül cuntasının hazırladığı Anayasayla din eğitimi zorunlu hale gelmiştir. Türkiye çok kültürlü ve dinli bir toplum. Geçtiğimiz yıllarda Alevi dernekleri din derslerinin farklı mezhepleri kapsaması için dilekçe vermişti ama dikkate alınmadı.
* Hiçbir eğitim sisteminde kamunun finanse ettiği ve dine bu kadar fazla ağırlık veren okullar yoktur. Eğitimin demokratikleşmesi için, farklı ses ve kültürlere yer verilmesi gerekiyor. Ancak din dersleri kesinlikle müfredattan çıkarılmalıdır.
"Din derslerinin içeriği müfredata aykırı"
Eğitim-Sen'den Köse dinin kültür ve tarih dersleri içinde öğretilebileceğini söylüyor, seçmeli din derslerinin tüm okulları imam-hatipleştireceğini öne sürüyor:
* 1982 Anayasası öncesinde din kültürü dersleri seçmeliydi. Ancak bu da derslere girmeyen öğrencilerin dışlanmasına neden olabiliyordu. Bu nedenle okullarda zorunlu ya da seçmeli din dersleri verilmesi yerine bu eğitimin cemaatlere devredilmesi gerekiyor.
* Şu anki uygulamada İlahiyat Fakültesi mezunu olan ve kısa bir formasyon alarak Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni olan bir çok kişi, öğrencilere derste abdest aldırıyor, namaz kıldırıyor ya da belli cemaatlerin filmlerini derslerde izlettiriliyor. Kız öğrencilerin eve kapanması, az konuşması gibi öğütler verilerek cinsiyet ayrımcılığı pekiştiriliyor. Bu tip uygulamaları engellemeye çalışıyoruz.
* Sosyal bilgiler ya da fen bilgisi derslerinde evrim teorisi ve dünyanın oluşumunu bilimsel verilere dayanarak anlatıyoruz. Kadınların iş yaşamına katılması ve eşit haklara sahip olduğu, ev işlerinin paylaşımının ortak olduğunu da belirtiyoruz. Benim dersimden sonra ise Din Kültürü dersinde bunların tam aksi yönündeki bilgiler öğrencilere veriliyor. Çocuklar çelişkiye düşüyor. Bu derslerde dolaylı olarak kadının eve ait bir varlık olduğu öne çıkartılarak cinsiyet ayrımcılığı yapılıyor.
Din eğitimi devlet denetiminden çıkarsa
Din Kültürü öğretmeni Fevzi Uçar, çocukların ilköğretimden başlayarak din ve ahlak eğitimi almalarını savunuyor.
* Dinlerin tarih ve kültür dersleri içinde anlatılması öğrencilerin kişilik gelişimine katkı sağlamaz.
* Milli Eğitim Bakanlığı'nın önerisiyle benim de aralarında bulunduğum eğitimciler ile farklı din ve cemaatlerin temsilcileri, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi kitabı hazırladık. Dinler arası diyalog ve hoşgörüyü esas aldık ve iki yıl çalıştık. Ancak bu önerilerimiz şu an hayata geçirilmedi. Din dersleri kitaplarında her dine yer vermeye çalıştık. Din dersleri ezbere yönelik verilemez. Öğrencilere ibadet için birkaç sureyi öğrenmeleri dışında zorlama yapılamaz.
* Din derslerine halkın istekleri doğrultusunda bir yeni bir açılım kazandırılabilir. Liselerde din eğitimi daha ayrıntılı olarak seçmeli olarak da verilebilir. İbadetle ilgili eğitim devletin denetiminden ve elinden çıkarsa, dinin aşırı ve yanlış yorumları yayılacaktır.
Gönüllülük esasına bağlı din eğitimi
Öğretmen Bülent Koşar, laikliğin, devletin yurttaşların inançlarına müdahale etmemesi olarak anlaşılması gerektiğini vurguluyor.
* Bireyin inançlarına devletin zorunlu din eğitimi vererek karışması laiklik tanımına aykırıdır.
* Din eğitimi ailelere ve cemaatlere bırakılması dışında, bu konuda verilecek kursların sivil kuruluşlar ve eğitimciler tarafından denetlenmesi gerektiğini düşünüyorum.
* Devlet memuru oldukları için açık isimleriyle görüşlerini belirtmek istemeyen iki öğretmen, haberde Fevzi Uçar ve Bülent Koşar adlarıyla anılmıştır. Öğretmenlerin gerçek isimleri bianet yazı işlerinde saklıdır. (ÖG/YS)