Cumartesi Anneleri/İnsanları Galatasaray’daki 689. Oturmalarında 12 Eylül darbesinin ardından 24 yaşındayken idam edilen Veysel Güney’in ailesine teslim edilmeyen bedeninin akıbetini sordu; Veysel Güney’in kemiklerine ulaşamadan hayatını kaybeden annesi Zeynep Güney anıldı.
“Devleti yönetenleri 12 Eylül’ün suçlarını ve suçlularını korumaktan vazgeçmeye çağırıyoruz. Devleti yönetmeye talip olanları hukuktan, adaletten ve barıştan yana açık tavır almaya çağırıyoruz” diyen Cumartesi İnsanları, Tahir Elçi’nin öldürülmesinin üzerinden 131 hafta geçtiğini de hatırlattı.
Oturmada, 12 Eylül döneminde kaybedilen Cemil Kırbayır’ın ağabeyi Mikail Kırbayır, aynı dönemde öldürülen Süleyman Cihan’ın kardeşi Ahmet Cihan ve Veysel Güney’in yeğeni Doğan Güney konuşma yaptı.
Veysel Güney’e ne oldu?
İkbal Eren’in okuduğu basın açıklamasında Veysel Güney’in gözaltına alınmasından, bedeninin kaybedilmesine giden süreç şöyle anlatıldı:
“24 yaşındaki Veysel Güney, 28 Aralık 1980’de Antep’te bir ev baskınında yaralı olarak gözaltına alındı.
“Adana Bölgesi Sıkıyönetim Komutanlığı 2 No’lu Askeri Mahkemesi’nde yargılandı. İlk duruşması 6 Şubat 1981’de yapıldı. 17 Şubat 1981’de yapılan ikinci duruşmasında, kendisini suçlayacak deliller olmaksızın idama mahkûm edildi. Avukat talebi reddedildi ve savunma hakkı yok sayıldı. Meclis kararı olmadan, özel kanun çıkartılarak 10 Haziran 1981’de Gaziantep E Tipi Cezaevi’nde idam edildi.
“İdam sonrasında Veysel'in üzerinde bulunan kalemi, sigarası ve çakmağı tutanakla baba Ali Güney’e teslim edildi. Ancak 10.06.1981 tarih ve 266 sayılı tutanakla babasına verilmek üzere Yüzbaşı Burhan Erdem’e teslim edilen cansız bedeni kaybedildi. Veysel’in cenazesini almak isteyen ailesine ‘Onun mezara ihtiyacı yok! Belki köpeklerin önüne atarız!’ denildi. Güney Ailesi’nin cenazelerini teslim alma, istediği şekilde ve istediği yere defnetme hakkı ellerinden alındı.
“Veysel’in idamından 25 yıl sonra onun ilk ifadesini alan ve idamında hazır bulunan savcı Mete Göktürk ‘Adaleti Gördünüz mü?’ isimli kitabında Veysel Güney’i suçlayacak delillerinin olmadığını açıkladı.
“Ailesi ve arkadaşları yıllarca Veysel’in mezarını bulmak için mücadele etti. Bütün mercilere başvurular yapıldı; kampanyalar yürütüldü; hukuk mücadelesi verildi. Milletvekilleri soru önergeleri ile konuyu defalarca meclisin gündemine taşıdı. Bu girişimlerin tümü sonuçsuz kaldı. Savcılıklara yapılan başvurular takipsizlikle sonuçlandı. Devlet her ay emekli maaşı ödediği Yüzbaşı Burhan Erdem’i bulamadığını iddia etti.
“Toplumsal hafızamızda yer etsin diye bir kez saha tekrarlıyoruz:
“Veysel’i hukuki bir delile dayanmadan ikinci duruşmasında idama mahkûm eden sıkıyönetim mahkeme heyeti başkanı Albay Ahmet Arısüt, Üyeler Yarbay Ayhan Ulusoy ve Üsteğmen Güney Sert ile Veysel'i idama götüren iddianameyi hazırlayan Savcı Caner Ersu taammüden cinayet işlediler.
“Veysel’in idamından ve kaybedilmesinden başta Kenan Evren olmak üzere; 12 Eylül’ün tüm asker ve sivil unsurları, Gaziantep Sıkıyönetim Komutanı General “Şahabettin Balkan, Veysel’in bedenini tutanakla teslim alan Yüzbaşı Burhan Erdem sorumludur.
“Veysel Güney’in idamı ve bedeninin kaybedilmesi insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur ve zamanaşımına tabi değildir.” (ÇT)