Yargıtay Birinci Başkanı Ali Alkan adli yıl açılış konuşmasında ifade özgürlüğüne dair ihlallerden yargı bağımsızlığına, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ndeki (AİHM) Türkiye aleyhine başvurulardan, aile içi şiddete ve yeni anayasa yazımı sürecine dair pek çok konuya değindi.
Alkan 1 Temmuz itibariyle Yargıtay'a 150 bin dosya geldiğini, hukuk dairelerinde bekleyen 150 bin dosyanın yarısının iş ve sosyal güvenlik uyuşmazlıklarına dair olduğunu ve son iki yıla kadar yılda 550 bin karar verilirken, 2012 yılında bu rakamın 930.000'e ulaştığını aktardı.
Alkan Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru, Adalet Bakanlığı İnsan Hakları Tazminat Komisyonu Başkanlığına başvuru, Adalet Bakanlığı bünyesinde İnsan Hakları Daire Başkanlığının kurulması gibi uygulamaların ve yeni yasal düzenlemelerin AİHM'deki dava sayısını düşüreceğini ümit ettiklerini söyledi.
Alkan'ın konuşması özetle şöyle:
İfade özgürlüğü
* Hiçbir durumda devlet, izlemek, imkân sağlamak ya da uygulamak zorunda olduğu düşünce karşısında beğenmemek biçiminde bile olsa tavır almamalıdır.
* İfadenin açıklanma biçimi, en az içeriği kadar önemlidir. Başka düşünce ve kanaate tahammülü olmayan, düşmanca ifade yöntemleri ifade özgürlüğü talebiyle çelişmektedir.
* İfade özgürlüğüne yönelik bu somut şiddet ve nefret tehlikesine karşı kamu otoriteleri, siyasi ve sosyal liderler ile sivil toplum birlikte adım atmalıdır. Her türlü düşüncenin açıklanması ve siyasi partiler aracılığıyla hayata geçirilmesi, Anayasada da ifade edildiği
gibi, demokratik siyasi hayatın vazgeçilmez bir unsurudur.
* Demokratik toplum için gerçek tehdit, benimsenmeyen fikirlerin varlığı değil, benimsenmeyen fikirlerin temsilinin yadsınmasıdır.
Aile içi şiddet
*Aile içinde gerek fiziki, gerekse ekonomik, psikolojik veya cinsel şiddet yaygın biçimde kullanılmaktadır.
* Olumlu gelişmelere karşılık, sorunun kamuoyunu tatmin edecek ölçüde çözüme kavuşturulduğu söylenemez. Yargıtay da bu konuda hassas davranmakta, aile içi şiddetle
ilgili sorunların çözümüne ciddi anlamda katkıda bulunacak içtihatlar oluşturmaktadır.
Bağımsız Yargı
* Yargılama faaliyetinin hukuk devleti gereklerine uygun biçimde gerçekleştirilmesini sağlayan, ulusal ve uluslararası alanda örnek, güvenilir ve saygın bir yargı sistemine ihtiyacımız vardır.
* Zaman zaman bazı kişi ve kurumlarca yargısal faaliyetleri ilgilendiren konularda gereksiz sözler söylenmekte, eylemlerde bulunulmaktadır.
* Yargısal faaliyetleri etkilemeye yönelik davranışların asıl sonucu, hâkim ve savcıların bunlardan etkilenerek karar vermeleri değil, verilen kararın kamuoyunda itibarsızlaştırılmaya çalışılması ve bu yolla yargıya, dolaylı olarak da devlete olan güvenin yitirilmesidir.
Yargılama süreleri
* Bazı hukuksal uyuşmazlıkların beklemeye tahammülü olmadığını biliyoruz. Yargıtay'ımızın olağanüstü çabası da bunun içindir.
* Toplumda oluşan her uyuşmazlığın yargı yoluyla çözümlenmesi yerine, öncelikle uyuşmazlığın çıkmasını engelleyici tedbirler alınmalı, buna rağmen uyuşmazlık çıkması
halinde ise gelişen "onarıcı adalet" anlayışı doğrultusunda çözüm yolları geliştirilmelidir.
* Ceza davaları açısından ise; suçu doğuran nedenleri ortadan kaldırma konusunda ciddi ve kapsamlı çalışmalar yapılmalı, bu çalışmalar kamuoyu ile paylaşılmalı ve ilgili tüm kurum ve kuruluşlar tarafından öncelikle suçu önleyici tedbirler alınmalıdır.
Yeni Anayasa
* Yeni bir anayasa yapma konusunda topluma karşı yükümlü olan Meclis'teki tüm siyasi partiler, hangi gerekçe ile olursa olsun belli konularda anlaşıp sadece bu değişiklikleri
gerçekleştirmeleri, yeni anayasa yapma konusundaki topluma karşı olan yükümlülüklerini ortadan kaldırmaz.
*Anayasalar, anlık olaylara verilen tepkisel yaklaşımlarla değil evrensel normlar doğrultusunda hazırlanmalı, sadece temel ilkeleri içeren kısa bir metinden oluşmalı ve ayrıntılı düzenlemeler içermemelidir.
* Devlet, kişilerin suç mağduru olmasını engelleyemediği durumlarda bu mağduriyetin giderilmesi için gerekli tedbirleri almalı ve bunu sağlamak üzere Anayasada "devletin suç mağduru olan kişilere karşı objektif yükümlülüğü" esası benimsenmelidir.
* Esas itibarıyla bir ceza mahkemesi olan Yüce Divan, ceza yargılamasının temel ilkeleri ile soruşturma ve kovuşturma güvencesi açısından, ceza muhakemesi konusunda uzmanlaşmış yüksek hâkimlerden oluşmalı ve Yargıtay bünyesine dahil edilmelidir. Ayrıca daha fonksiyonel hale getirilmeli ve Yüce Divan kararlarına karşı etkin yasa yolu ihdas edilmelidir.
Yargıtay Birinci Başkanı Ali Alkan'ın konuşmasının tam metnini buradan okuyabilirsiniz. (EA)