Kadın - erkek eşitliğinin sağlanması için kadını erkeğin arkasında gören sosyo-kültürel düşünce yapısının kırılması gerektiğini savunan Sezer, "türban sorununun istismar edildiğini, din sömürüsüne izin verilemeyeceğini" söyledi.
"Her demokratik ülke gibi Türkiye de, yasaları uygulamak ve rejime yönelik girişimleri önlemek durumundadır. Bu bağlamda, kimi insan hakları raporlarında Türkiye'ye yöneltilen eleştiriler tamamen haksızdır" diyen Sezer, mesajında şu ifadeleri kullandı:
* Türkiye'nin önüne çeşitli dönemlerde getirilmeye çalışılan türban sorunu, demokrasiye sığınılarak, demokratik atılımların gölgelenmesinden başka bir anlam taşımamaktadır. Çünkü, yurttaşlarımız özel yaşamlarında inançlarının gereklerini hiçbir baskıya uğramaksızın özgür biçimde yerine getirmektedir.
* Dinsel simgelerin, siyasal düşüncelerin aracı olarak kullanılmasına ve kutsal din duygularının kötüye kullanılmasına hoşgörüyle bakılamaz. Böyle bir durum, laik demokratik yapının özüne, gerçek inanç özgürlüğüne, eşitlik ilkesine olduğu kadar, ulusal birlik ilkesine de aykırı düşer.
* Belirli siyasal düşüncelerin, din ve vicdan özgürlüğü ile insan haklarını gerekçe göstererek inançları kullanmasına, demokrasinin korunması ve toplumsal barış adına izin verilemez. Din ve vicdan özgürlüğünün gerçek güvencesi laiklik ilkesidir.
* Bugün Türk toplumu, kadını ve erkeğiyle, Cumhuriyetin getirdiği çağdaş toplum düzeninde, geleceğe güvenle bakabilmekte, barış içinde aydınlık yarınlara hazırlanmaktadır.
"Kadınların üretici ve yaratıcı gücü engelleniyor"
* Kadınların, toplumsal ve siyasal yaşama etkin katılımı, gelişmişliğin ve çağdaşlığın önemli göstergesidir. Uzun yıllar boyunca kadınların, kamusal yaşama erkeklerle eşit biçimde katılmasının çeşitli nedenlerle engellenmesi, dünyamızı kadınların üretici ve yaratıcı gücünden yoksun bırakmıştır.
* Türkiye'yi çağdaş ülkeler düzeyine çıkarmak isteyen Atatürk, kadın-erkek ayrımcılığına son verecek yasal düzenlemeleri yaşama geçirmiş, bu yolda büyük devrimler gerçekleştirmiştir.
* Tüm bu gelişmelere karşın günümüzde, kadın-erkek eşitliğinin tam anlamıyla sağlanabilmiş olduğunu söylemek olanaklı değildir. Hak ve özgürlüklerini kullanamayan birçok kadınımız, aile içi şiddete, ayrımcılığa ve başta dinsel kökenli olmak üzere çeşitli baskılara uğramakta, ekonomik ve toplumsal kaygılar nedeniyle suskun kalmaktadır.
Kadınlar siyasette daha etkin rol üstlenmeli
* Kadınlarımız, ekonomik ve sosyal yaşamın ayrılmaz parçaları, üretimin etkin ögeleridir. Ülkemizde, her alanda başarılı çalışmalar yapan kadınlarımızın sayısının artması, övünç kaynağımızdır.
* Kadınlarımızın siyasette ve diğer alanlarda daha fazla temsil edilmeleri ve etkin rol üstlenmeleri, demokratikleşme sürecimizi de hızlandıracaktır.
* Devletimizin ve sivil toplum örgütlerinin güç durumdaki kadınlarımıza sahip çıkmaları, onların topluma kazandırılması için gerekli çalışmaların yapılması önem taşımaktadır.
* Kadınlarımızın sorunlarına sahip çıkarak demokratik platformlarda çözüm aramaları, kadın hakları konusunda önemli gelişmelerin yaşanmasını sağlamaktadır. Kadın-erkek eşitliğinin gerçekleşmesi için gösterilen çabaları destekliyor, tüm yurttaşlarımızı bu konuda üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmeye çağırıyorum.
* Cinsiyet ayrımının olmadığı bir dünyada, insanların eşit, kardeşçe ve barış içinde yaşayabilmeleri umuduyla, tüm kadınlarımızın Dünya Kadınlar Günü'nü kutluyor, yurttaşlarımıza esenlikler diliyorum. (BB)