Haberin İngilizcesi için tıklayın
DEVA Partisi Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Mustafa Yeneroğlu, “Barış İçin Akademisyenler” imzasıyla yayınladıkları bildiri nedeniyle KHK’larla ihraç edilen akademisyenlerin işe iade başvurusunu reddeden OHAL Komisyonu’na tepki gösterdi.
“AYM kararı yok sayılamaz”
Yeneroğlu şu ifadeleri kullandı:
“Anayasa Mahkemesi, akademisyenlerin bildiri nedeniyle cezalandırılmalarını ifade özgürlüğünün ihlali olarak değerlendirdi. Bununla yetinmedi; söz konusu açıklamaları akademik özgürlüklerle ilişkilendirdi. Bununla da yetinmedi; akademisyenlerin kamu yararına yönelik tartışmalara önemli katkılarının olduğunun altını çizdi.
"Güçlü nedenler olmadan idari veya hukuki yönden cezalandırılamayacaklarını söyledi. Tüm bunlar ortadayken, akademisyenlerin göreve iade başvurularının reddedilmesi, AYM kararının yok sayılmasıdır.”
‘Sivil ölüm haline gelen uygulamalar ortadan kaldırılmalıdır’
“Eleştirel düşünce ve farklı seslere saygı demokrasinin özüdür; gelişimin anahtarıdır. Çoğulcu toplum yapısı şiddeti ve nefreti teşvik etmeyen her fikrin korkusuzca ifade edilebildiği, kimsenin başkası gibi düşünmek zorunda kalmadığı, düşüncelerin serbestçe çarpıştığı ortamda sağlanabilir.
"‘Barış İçin Akademisyenler’ metnini imzalayan akademisyenlerin yaşadığı hukuksuzluğun ve uzun bir süredir devam eden ‘sivil ölüm’ haline gelen uygulamalar derhal ortadan kaldırılmalıdır. İfade özgürlüğüne yönelik demokratik toplumun gerekleriyle bağdaşmayan uygulamalara son verilmelidir.”
‘Kenetlenmiş dişlerle özgürlük türküleri söylenemez’
“Üniversitelerin amacı bilimsel araştırmalar yapmak ve toplumsal gelişmeye katkı sağlamaktır. Bu amacın gerçekleştirilebilmesi ancak ifade özgürlüğü sınırlarında kalan eleştirel düşüncenin korkusuzca ifade edilebilmesiyle mümkündür. Nitekim bildirinin altında imzası olan akademisyenlerin üniversitelerden ihraç edilmesi ağır mağduriyetlere yol açmanın yanı sıra, akademik özgürlüklere ve üniversitelerin bilimsel özerkliğine ciddi biçimde zarar vermiş, akademide büyük bir korku atmosferi yaratmıştır.
"Bu korku atmosferi nedeniyle akademisyenlerin yaptırım korkusuyla otosansür uygulaması ya da konuşmaktan imtina eder hale gelmesi eğitim sistemimizi, bilimsel gelişmemizi ve demokratik toplumun değerlerini çok ciddi şekilde sarsmaktadır. Kenetlenmiş dişlerle özgürlük türküleri söylenemez.”
TİHV Raporu da gündemde
Yeneroğlu ayrıca Türkiye İnsan Hakları Vakfı’nın imzacı akademisyenlerle ilgili yayınladığı rapor hakkında bilgi verdi. İhraç edilen her yedi barış akademisyeninden birinin gelir getirici bir işe, her on akademisyenden birinin de sağlık güvencesi bulunmadığını belirten Yeneroğlu, “Barış Akademisyenlerinin yaklaşık yarısı ekonomik desteğe ihtiyaç duyuyor. Eğitim ve araştırma olanakları kısıtlanan insanların akademik çalışmaları olumsuz etkileniyor” dedi.
TIKLAYIN - Raporun tamamını okuyun
Akademisyen yargılamaları hakkında10 Ocak 2016'da "Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi"nin (BAK) "Bu Suça Ortak Olmayacağız" bildirisi 1128 akademisyenin imzası ile yayınladı. Sonraki katılımlarla imza sayısı 2212 oldu. Akademisyenler hakkında Savcı İsmet Bozkurt’un hazırladığı iddianame ile 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) “örgüt propogandası” fiilini düzenleyen 7/2 maddesinden dava açıldı. 6 Eylül 2019 itibariyle 5 Aralık 2017'den bu yana mahkemeye çıkan akademisyen sayısı 648 oldu. 146 akademisyen 1’er yıl 3’er ay; 18 akademisyen 1'er yıl 10'ar ay 15'er gün; 8 akademisyen 1'er yıl 6'şar ay; 2 akademisyen 1'er yıl 6'şar ay 22'şer gün; 17 akademisyen 2 yıl 3 ay; 7 akademisyen 2 yıl 6 ay; 5 akademisyene 2 yıl 1 ay; 1 akademisyen 3 yıl olmak üzere davası sonuçlanan toplam 204 akademisyenin tamamı hapis cezasına mahkum oldu. 36 kişinin cezası ertelenmedi204 kişi içerisinden 29 kişinin hapis cezası 2 yılın üstünde kaldığı için (CMK md. 286), 7 kişi ise hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul etmediği için toplamda 36 kişinin mahkumiyet kararı ertelenmedi. İtiraz yoluyla İstinaf Mahkemesi’ne giden mahkumiyet kararlarından cezası onanan Prof. Dr. Füsun Üstel iki buçuk ay cezaevinde kaldıktan sonra tahliye oldu. TIKLAYIN - Akademisyen yargılamalarında cezalar AYM "hak ihlali" dediAYM Genel Kurul, 26 Temmuz 2019'da 10 akademisyenin bireysel başvurularıyla görüştüğü dosya üzerinden “hak ihlali” kararı verdi. AYM, başvuruculara 9 bin lira tazminat ödenmesine, ihlalin ortadan kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılması için karar örneğinin yerel mahkemelere gönderilmesine de hükmetti. Barış akademisyenleri 10 Mart 2016’da “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisi nedeniyle yaşadıklarını basın toplantısında paylaştılar. Toplantıda açıklamaları yapan Yrd. Doç. Dr. Esra Mungan, Yrd. Doç. Dr. Muzaffer Kaya ve Doç. Dr. Kıvanç Ersoy (15 Mart 2016) ile Yrd. Doç. Dr. Meral Camcı (31 Mart 2016) TMK 7/2'de düzenlenen “örgüt propagandası” suçlamasıyla tutuklandılar, 22 Nisan 2016’da serbest bırakıldılar. Savcının talebi üzerine Adalet Bakanlığı “Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin kurum ve organlarını aşağılama"yı düzenleyen TCK 301. maddeden yargılanma izni verdi. Dava TMK 7/2'den sürüyor. Akademisyen yargılamaları haberlerinin tamamına buradan ulaşabilirsiniz. Barış Akademisyenleri’nin beyanlarının tam metinlerine buradan ulaşabilirsiniz. |
TIKLAYIN - "Barış Akademisyenlerinin yüzde 39'unun tam zamanlı bir işi yok"
TIKLAYIN - İmzacı Üç Akademisyene Konferans Engeli
(EMK)