"Bu seçim ittifakı, merkez solda birliktelik, demokratik solda sosyal liberallerin toplanması türündeki çabalarımın temelinde bu sorunlara çare bulmaya siyasetten çok ekonominin gereksinimlerinden kaynaklanan bir arayış."
"Bunun önemine bugün de aynen inanıyorum. Bu mutlaka olmalıdır. Bu olmazsa Kasım ya da Aralık'ta yine çok zor günler bekliyor bizi."
Eski Hazineden Sorumlu Devlet Bakanı Kemal Derviş'in Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş)Genel Merkezi'ndeki basın açıklaması 50 dakika sürdü. Derviş'i en dikkatle dinleyen adresin CHP Genel Merkezi olduğu bildiriliyor.
"Fakat mutlaka 4 Kasım'da mecliste güçlü bir sosyal demokrat, demokratik sol hareketin temsil edilmesi ve oyların mümkün olduğunca boşa gitmemesi Türk demokrasisinin Türkiye'deki emeğin de sanayicinin de çiftçinin de esnafın da yararına olacaktır."
Kemal Derviş'in açıklamasından satır başları:
Ekonomi üzerine
Geçen yıl şubat sonu Mart başında geldiğimizde, Kasım 2000 ve Şubat 2001 krizleriyle Türkiye'nin ekonomisi çökmüştü. Çok ağır iki darbe sonucu memleketin ekonomisi görülmemiş biçimde zedelenmişti.
Faizler yüzde 4 bin beş bin gibi inanılmaz rakamlara çıkmıştı. Devlet, maaşları ödeyemeyecek duruma gelmişti. Martta yeniden kaynak bulmaya geldiğimizde zor durumdaydık.
Hem kaynak kullanarak daha uygun, daha uzun vadeli, maliyeti düşük kaynağı sağlayarak hem de içeride temel birtakım yapısal reformları gerçekleştirerek zor da olsa makro ekonomik dengeyi sağlayabildik.
Akut krizden Türkiye hepimizin çabasıyla; sanayicinin, işçi hareketinin desteğiyle daha dengeli ama henüz iyi olmayan, istihdamı, büyümeyi sağlamayan bir düzeye geldik ama uçuruma düşmedik.
Türkiye olarak uçuruma düşmekten kurtulduk. Dengeleri sağladık. Bugün dahi bütün bu siyasal tartışmalara rağmen Türkiye çok sarsılmıyor.
Eşgüdüm olmadan
Hükümette çalışırken, şunu gördüm ki; gerçek bir eşgüdüm olmadan, fikir ve gönül birliğine dayanmayan bir birliktelikle devleti etkin kılmak, yönetimi düzeltmek, hızlı ve doğru karar verebilen, bir biçime sokmak son derece zor hatta olanaksız.
Türkiye'yi bu son yıllarda idare eden koalisyonlar genelde ayrı dünya görüşlerini birleştiren, fikir ve gönül birliği içinde olmayan partilerin bir araya gelmesiyle oluştu.
Maalesef bu geçen yıl yaşadığımız kriz neden oluştu niye oldu, niye bu noktaya geldik diye düşündüğümüzde ki ben bunu hükümette çalışırken daha iyi gördüm.
Aslında bunun temel nedeni parasal mali nedenlerden çok bu parçalanmış siyasal yapıdan kaynaklanıyordu.
Mesele Meclis's girmek değil
Bugün merkez soldaki birliktelik gönlümde olan,insanların desteklediği, aradığı bir şey. Önemli olan meclise girmek, milletvekili olarak seçilip mecliste yer almak değil.
Önemli olan bundan sonra o meclisten çıkacak olan çoğunluk ve yapıdır. Elbette koalisyonlar olabilir. seçimden sonra da olabilir. ama bu koalisyonların mümkün olduğunca gerçek bir fikir ve gönül birliğine dayanması gerekir.
Koalisyonların seçimden önce açıklanması çok daha iyi olur. Bakanlar kurulunun bir kısmı seçimden önce açıklansa o da iyi olur. Birçok Avrupa ülkesinde öyle oluyor. Vatandaş hangi bakanlar kuruluna oy verdiğini görür ,sadece partiye ve dilere değil kadroya oy verdiğini görebiliyor hükümet.
YT'nin ittifak bizi ilgilendirmiyor demesi
Kararsızlık mı var diye eleştirenler oldu.Bence kararsızlık değil. Ben bunu aylardır söylüyorum. Dolayısıyla bunda biraz inat etmek bence kararsızlık değil. Ben onu daha ziyade kararlılık olarak algılıyorum. Ama tabii bir noktaya kadar. Bu noktadan sonra bazı şeyler olmuyorsa, insan istemese de bunları kabul etmek zorunda kalır.
Son 48 saat içinde biraz üzücü, biraz sevindirici önemli bir noktaya geldik. Beni biraz üzen "Yeni Türkiye Partisi' nin (YTP) ittifak bizi ilgilendirmiyor demesi, bu çabanın yanlış olduğunu düşünmesi ve bir şekilde buna katılmayacaklarını ifade" etmesiydi
Ben merkez solda sosyal demokratları bir araya getirebilecek çabanın sürmesi gerekir diyorum. YTP yöneticileri de biz bu tür bir birliktelik içinde değiliz, çaba göstermeyeceğiz dediler.
Onların Demokratik Türkiye Partisi (DTP) ile ittifakları var. İttifak bizi ilgilendirmiyor diyorlar ama soldaki bir ittifak çabasını gereksiz gördüklerini açıkladılar dün. Bu durumda, artık aynı görüşte değiliz ve bu çabanın içinde olmayan bir partiye girmem kendimle çelişkiye sokar beni.
YTP, merkez sağdaki toparlanmanın
Benim için mutlaka bu dostluğun sürmesi gerekir. Ben kendilerine çok büyük başarılar dilerim ve seçim öncesi bir koalisyon oluşamaz ise, belki seçimden sonra bir birliktelik olabilir.
YTP, Özellikle merkezde merkez sağdaki bir toparlanmanın da belki bir bakıma yardımcısı olacaklardır. Bu da yararlıdır. Fakat benim çabam her zaman sosyal demokrat kesimde olmuştur. Bütün hayatım boyunca sosyal demokrat oldum.
17 yaşındaki görüşlerimle bugünkü görüşlerim aynı değil. Hepimiz belli bir evrim geçirdik. Şunu anladık, ekonomik açıdan piyasa ekonomisi en etkin araçtır. Piyasa ekonomisine karşı bir anlayış refah getirmiyor, demokrasi getirmiyor ve sonunda insanlara iş, üretim, güzel gelecek sağlayamıyor.
Piyasa ekonomisini bugün çağdaş sosyal demokrasi benimsemiştir. Ama bunun yanında eşit dağılım sağlayan, piyasayı düzenleyen bir devletin olması ve etkin olması gerekir. Bir rant kavgası alanı değil.
Baykal'ın çağrısı çok önemli
Çağdaş dünyamızda sivil toplum olgusu çok önemlidir. Sanırım 21. asırda göreceğiz hem ulusal hem de uluslararası düzeyde sivil toplumların önemi artacaktır.
Deniz Baykal'ın çağrısı bence çok önemlidir. Çok öneli karşıladım. Bu çağrı, merkez soldaki sosyal demokratların ve demokratik solda duran insanların çağdaş biçimde bir araya gelmelerine bence kapıyı açmıştır. Tabii iş bitmiş değil. Bu konuda mutlaka çabanın sürmesi gerekir. (BB/NK/NM)