"İŞSİZİZ, AÇIZ"
İSTANBUL (Nilgün Mete/Özgür Radyo)- Marmara depreminin ardından bölgedeki
insanların işsiz ve aç olduklarını ifade eden Gölcük Mağdurlarla Dayanışma
Derneği Başkanı İnci Bayındır, depremzedelerin psikolojilerinin bozulduğunu
ve intihar vakalarının görüldüğünü bildirdi. Depremzedelerin barınma sorunun
çözülmesi gerektiğini belirten Bayındır, özellikle 400 ailenin durumunun çok
kötü olduğunu, bunlara acil olarak konut verilmesi gerektiğini kaydetti.
17 Ağustos Marmara depreminin üzerinden 3 yıl geçmesine rağmen henüz
yaraların sarılmamasına depremzedelerin tepkisi sürüyor.
Özgür Radyo'nun sorularını yanıtlayan Gölcük Mağdurlarla Dayanışma Derneği
Başkanı İnci Bayındır, 3 yıldan bu yana depremzedelerin yaşadığı sorunları
dile getirdi. İnci Bayındır, Marmara depreminin üzerinden 3 yıl geçmesine
rağmen hiç kimsenin, hiç bir kurumun, depremzedeler için yapmış olduğu somut
bir şeyin olmadığını belirterek, kanayan yaralarının hala sarılmadığını
bildirdi.
"En önemli sorun imar planı"
17 Ağustos 1999 tarihinde 7.4 büyüklüğünde meydana gelen Marmara depreminin
ardından, depremden zarar gören depremzedelerin, barınma, sağlık ve
psikolojik sorunlarının devam ettiğini söyleyen Gölcük Mağdurlarla Dayanışma
Derneği Başkanı İnci Bayındır, bölgede şu an en önemli sorunun "imar planı
problemi" olduğunu belirtti. Fay hattının yanındaki 8 katlı binaların
onarılmasının ve bu binaların yanlarına da iki katlı ev yapmaları için
depremzedelere ruhsat verilmesinin kendileri için bir sorun oluşturduğunu
ifade eden Gölcük Mağdurlarla Dayanışma Derneği Başkanı İnci Bayındır, Orta
hasarlı binalara insanların güvenmediğini ve oralarda yaşamak
istemediklerini kaydetti. Bayındır, "Ama ısrarla, belediye bu insanları orta
hasarlı binalarda yaşamaya zorluyor. Özellikle prefabrikte oturanlar
kiracılar. Hak sahipleri gitti bölgeden. Bir kısmı kendi kalıcı konutlarına
yerleşti. Yerleşmeyen kısım da prefabrikte yaşıyor zaten. Şimdi onlar
ısrarla prefabrikleri boşaltın ve gidin orta hasarlı binada yaşayın
diyorlar" diye konuştu.
"Barınma sorunumuz hiç çözülmedi"
Depremin ardından barınma sorunun çözülmediğini ve bölgede yıkılan 13 bin
195 tane konuttan sadece 5 bin 254 tanesinin yapıldığını söyleyen Gölcük
Mağdurlarla Dayanışma Derneği Başkanı İnci Bayındır, "Ama bizim
idarecilerimiz 'biz bölgede yıkılmış konutun iki katını yaptık' diye iddiada
bulunuyorlar. Ankara'ya gittik en son. Ankara'da da yetkililer aynı şeyleri
söylediler. Oysa henüz İhsaliye kalıcı konutlarından hak sahibi olmuş 1254
insanın evinin daha temeli bile atılmadı. Bu insanlar kışı da muhtemelen
prefabrikelerde kötü yaşam alanında geçirecekler" dedi.
"İnsanca yaşamak istiyoruz, barınma sorunumuz çözülsün"
Prefabrik evlerde yaşayan insanların barınma sorunun bir an önce çözülmesini
ve insanca yaşamak istediklerini belirten İnci Bayındır, "çözüm bulmak
sosyal devletin görevidir. Ya sosyal olduklarını iddia etmeyecekler ya da
gereğini yerine getirecekler. Bu insanların barınma sorununu çözmeleri
gerekiyor. Çünkü insana yakışmayan bir yaşam biçimi sürdürüyorlar 3 yıldan
beri prefabriklerde. Çok mutlu oldukları için değil mecbur oldukları için
yaşıyorlar o alanlarda. Gölcük'te mağduriyetinden çok emin olduğumuz 400
aile var. Bu 400 ailenin barınma sorununun ivedilikle çözülmesi gerekiyor"
dedi.
"İşsizlik ve açlık psikolojimizi bozdu"
Bölgedeki insanların işsiz ve aç olduklarını ifade eden Gölcük Mağdurlarla
Dayanışma Derneği Başkanı İnci Bayındır, bu durumda depremzedelerin
psikolojilerinin düzelmesinin mümkün olmadığına vurgu yaptı.
Bayındır şunları söyledi: "Depremzedeye iş olanağı sağlamadan ev olanağı
sağlanmaya çalışıldı. İş olanağı sağlanmış olsaydı belki kendi olanaklarıyla
evlerini yaparlardı. Böyle bir olanak varken toplanan paraları önce
prefabriklerde heba ettiler. Daha sonra kimlerin, nasıl, hangi şartlarda
yaptığı bilinmeyen bir sürü konut yaptılar. 5 bin konuttan bin tanesinin
çatısı akıyor. Bin tanesini su basıyor. Bin tanesinin başka bir sorunu var.
Depremzedeye hibe edilmedi bu konutlar. Sonuçta depremzede bunun parasını
ödeyecek. Ne kadar ödeyeceğini de bilmiyor depremzede. TMMOB diyorki 16
milyar liraya maloluyor bu binaların ihale fiyatı. Ama 20-30 milyar
ödeneceği söyleniyor. Hala çıkıp bunun açıklamasını yapmadılar
depremzedelere".
"İşsizlik intihar ettiriyor"
Bölgede kol gezen işsizliğe de çözüm bulunmasını isteyen Bayındır, "İş
olanakları istiyoruz. Sosyal devleti görmek istiyoruz. Hepsi bu aslında.
Sosyal, barınma, eğitim, sağlık gibi ihtiyaçlarımız karşılansın istiyoruz.
Devletimiz karşılasın istiyoruz. Bu insanlar vergilerini ödüyorlar.
Depremden önce bu insanlar onurlarıyla, namuslarıyla şu tarihe kadar
yaşamışlar sonra deprem olmuş. Onları yok sayıyorlar. Bölgedeki insanlar
psikolojik travma geçiriyorlar. Buna bir çözüm bulunması gerekiyor. Buradaki
insanlar işsizlik ve sorunlarından dolayı intihar ediyorlar artık." şeklinde
konuştu.
"Toplanan 8.5 katrilyon lira nerede?"
Deprem sonrası iç ve dış yardımlarla toplanan 8.5 katrilyonun hesabınının
hala verilmediğini söyleyen Gölcük Mağdurlarla Dayanışma Derneği Başkanı
İnci Bayındır, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e bu paranın nerede
kullanıldığını sorduklarını, ancak cumhurbaşkanının da kendilerine
'Başbakanlık bir yanıt vermiyor' şeklinde konuştuğunu ifade etti. İnci
Bayındır, depremden etkilenen bölgelerin belediye başkanları ve
milletvekilleri hakkında imar aflarını çıkarttıkları gerekçesiyle 15 tane
örnek dava açtıklarını kaydetti.
"Depremzedeler denek olarak kullanıldı"
Bölgedeki depremzedelerin sağlık sorunları olduğuna dikkat çeken Gölcük
Mağdurlarla Dayanışma Derneği Başkanı İnci Bayındır, Sağlık Bakanlığı'nın,
sağlığa yönelik, psikolojik travmaya yönelik bir çalışmasının olmadığını,
bir takım sivil toplum örgütlerine mensup kişilerin psikolojilerini daha da
bozduğunu kaydetti. Bayındır, sivil toplum örgütlerinden gelen kişilerle
ilgili şu değerlendirmeyi yaptı:" Onlar zaten daha yoğunluklu olarak tez
yapmak isteyen , master yapmak isteyen vs. biraz denek depremzedeyi denek
gibi kullanan gönüllü kuruluşuların çalışanlarıydı. Dolayısıyla
depremzedenin psikolojisini biraz daha bozduklarını düşünüyorum. Bir gün
gidiyorsunuz, bir bakıyorsunuz bir genç 19-20 yaşlarında bir psikolog
karşınızda. Çok garip. Küçük küçük kızlar, delikanlılar gibi görünen
çocuklar sizin psikolojinizi çözmeye çalışıyorlar. Ertesi gün gidiyorsunuz
başka birisini görüyorsunuz. Dolayısıyla gitmedi depremzede bu gönüllü
kuruluşlara. Çünkü güven ortamını oluşturamadılar. Psikolojide güven çok
önemli. Gölcük'te böyle bir süreç yaşanıyor".
Sağlık Bakanlığı'nın 'biz depremzedelere her şeyi verdik, her şeyi yaptık'
iddiasının doğru olmadığını belirten Bayındır, "aslında böyle bir şey yok.
Hastaneye gidiyorsunuz. Yeşil kart çıkartmak bir beladır. Yeşil kartla
tedavi olmak daha büyük bir beladır. Çünkü sadece doktor sizi muayene eder.
İlaçlarınızı alamazsınız. Bir kere ilaç aldığınız taktirde ikinci kez,
ölümcül bile olsanız ilacınızı alma şansına sahip değilsiniz"
dedi.(16/08/2002-17.01)