Hazır giyim sektöründeki işçi sendikaları ve sivil toplum kuruluşlarının oluşturduğu en büyük küresel emek ittifakı Temiz Giysiler Kampanyası'nın raporu, 6 Şubat'tan bir yıl sonra deprem bölgesindeki büyük tekstil ve hazır giyim sanayisinde çalışan işçilerin yaygın hak ihlalleri karşısında savunmasız bırakıldığını belirledi.
Raporu haberleştiren Equal Times'dan Jennifer Hattam'ın aktardığına göre, Temiz Giysi Kampanyası Türkiye tarafından yayımlanan ve tekstil ve hazır giyim firmalarında çalışanlarla gerçekleştirilen 130 anonim görüşmeye dayanan "Ocak 2024 Depremin Tekstil ve Konfeksiyon İşçileri Üzerindeki Etkisi" raporu kapsamında konuşan bir işçi durumu tek cümleyle özetliyor: "Kimin canının değerli, kimin canının değersiz olduğunu depremde öğrendim. Bizim gibi işçilerin hayatları çok değersiz.”
Temiz Giysiler Kampanyası
1989'da Hollanda'da kurulan hazır giyim ve spor giyim sektörlerindeki çalışma koşullarının iyileştirilmesine odaklı Temiz Giysiler Kampanyası (CCC) 15 Avrupa ülkesinde ve dünya çapında 250'den fazla kuruluştan oluşan bir ortak ağ içinde etkinlik gösteriyor. Avusturya, Belçika (Kuzey ve Güney), Danimarka, Finlandiya, Fransa, Almanya, İtalya, İrlanda, Hollanda, Norveç, Polonya, İspanya, İsveç, İsviçre ve Birleşik Krallık'ta kampanya merkezlerine sahip olan CCC, hazır giyim sektöründeki işçi sendikaları ve sivil toplum kuruluşlarının en büyük küresel ittifakını oluşturuyor.
"Markaların işçilere
verebilecekleri hiçbir şey yok"
Raporun yazarı Ankara Orta Doğu Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü öğretim üyesi Derya Göçer'e göre, bulgular aynı zamanda tanınmış uluslararası markaların afet ve kriz durumlarında küresel tedarik zincirlerini desteklemekteki başarısızlıklarını da gösteriyor.
Göçer, "Afet sonrası bağlamda bu, işçilerin gerektiği gibi denetlenmeyen binalara geri dönmesi ve artçı sarsıntılar veya akıl sağlığı krizleri ile uğraşması anlamına geliyor." diyor.
6 Şubat 2023 depremlerinde Türkiye'nin 11 ilinde 53 bini aşkın insan can verdi ve 3 milyonu aşkın insan yerinden oldu. Komşu Suriye'de de son tahminler aynı depremlerde ölü sayısının 5 bin ile 8 bin 500 arasında olduğunu, on binlerce kişinin de yerlerinden edidiğini gösteriyor. Göçer'in ekibinin görüştüğü tekstil ve hazır giyim işçilerinin yarısından çoğu, evlerinin hasar gördüğünü söyledi.
Felaket işçileri ailelerine barınak bulma ve temel ihtiyaçlarını karşılama konusunda büyük güçlüklerle karşı karşıya bıraksa da ankete katılan işçilerin yüzde 50'sinden fazlası yalnızca iki ila dört hafta izin alabildiklerini söyledi. İşçilerin dörtte üçünün araştırmacılara izindeyken tam aylıklarının altında bir ücret aldıklarını, üçte birinden fazlasınınsa hiç ücret almadıklarını söylemeleri işe bir an önce dönmeleri için yoğun mali baskı altında kaldıklarını gösteriyor.
Bir işçi araştırmacılara, "Depremin ardından ailemi güvenli bir yere yerleştirip Malatya'ya döndüm" dedi. “Bir ay boyunca şirket arazisinde kaldım... Rahatça duş alıp uyuyabileceğim bir yer yoktu.”
Göçer'e göre felaketten bir yıl sonra bile birçok işçi ailelerinden ayrı yaşıyor: “Karşı karşıya oldukları tüm ruhsal ve bedensel sağlık sorunlarına rağmen [deprem bölgesindeki] işçiler kalacak yer bulamadılar; ailelerini Anadolu'nun çeşitli il ve köylerine göndermek zorunda kaldılar.” diyor ve ekliyor "Gördüğümüz kadarıyla markaların temel barınma ihtiyacını olsun destekleyecek hiçbir şeyi yok."
Türkiye: İşçi hakları açısından dünyanın en kötü ülkelerinden biri
Temiz Giysiler Kampanyası raporunda adı geçen Ticaret Bakanlığı raporuna göre, çoğunlukla Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği ülkelerine yönelik ihracatta Türkiye, 2021'de 16,2 milyar ABD doları tutarında ihracatla hazır giyim ve tekstil üretiminde dünyanın en iyi ülkelerinden biriydi. Depremin vurduğu illerdeki tedarikçiler, Benetton, H&M, Primark ve Zara gibi önde gelen küresel alıcıların yanı sıra LC Waikiki gibi büyük yerli markalara da üretim yaparak sektörde önemli bir rol oynamışlardı.
Depremden etkilenen iller, felaketten önce yaklaşık 2 bin 900 şirkette yaklaşık 350 bin çalışanın bulunduğu Türkiye hazır giyim ve tekstil sektörünün yüzde 15'ini oluşturuyordu.
Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği'nin (TGSD) 2023 depremlerinin yıl dönümü dolayısıyla Equal Times'a gönderdiği basın açıklamasına göre, depremden bu yana geçen yılda hazır giyim sektöründe istihdam yüzde 40, üretim ise yüzde 50 azaldı. TGSD Başkanı Ramazan Kaya, bölgede "nitelikli istihdam kaybı", finansman ve krediye erişimde yaşanan zorluklar nedeniyle toparlanmanın sekteye uğradığını söyledi.
Felaketten kısa süre sonra Türk hükümeti felaketin yaşandığı bölgede geçici işten çıkarma yasağı getirdiyse de Göçer, "Fakat şunu gördük ki," diyor, "tedarikçiler yeterince korkmazlarsa, cezalar caydırıcı ölçüde yüksek değilse, işçileri işten çıkarmanın başka yollarını buluyorlar."
Temiz Giysiler Kampanyası'nın raporuna göre, hem örgütlenme özgürlüğünün hem grev hakkının kısıtlanmış olduğu Türkiye'de deprem bölgesindeki tekstil ve hazır giyim sanayisinde çalışan işçilerin yüzde 89'u -hatta sendikalı olanlar bile- toplu iş sözleşmesine sahip değiller. Bu ortamda, işten çıkarma yasağı dolayısıyla resmen işten çıkarıldıklarında alacakları kıdem tazminatlarından da mahrum bırakılmış olmaları dolayısıyla işçilerin bir bölümünün maddi durumlarının daha da kötüleşmiş olması muhtemel.
Türkiye, Uluslararası Sendikalar Konfederasyonunun Küresel Haklar Endeksi'nde işçi hakları açısından her zaman dünyanın en kötü on ülkesi arasında yer alıyor; ihlaller arasında grevlerin bastırılması ve sistematik sendika çökertmeler de başta geliyor.
Türkiye tekstil işçilerinin sendikası DİSK Tekstil sözcüsü Haluk Deniz Medet, "Depremlerden bir yıl sonra bölgede istihdamın henüz toparlanmadığını görüyoruz" diyor. “İhracatta ciddi daralma var ve en önemli müşterilerimiz olan Avrupalı markalar siparişlerini Asya ülkelerine kaydırıyor.”
İşçi hakları pahasına tedarik zinciri esnekliği
Londra'da yerleşik İş ve İnsan Hakları Kaynak Merkezi'nden (BHRRC) araştırmacı Mayisha Begum'a göre, bu tür fırsatçılık küresel hazır giyim ve tekstil endüstrisinde çok yaygın. Begüm, "Covid-19 salgını ve diğer krizlerde markaların satın alma uygulamalarını kendilerine fayda sağladığında çok hızlı değiştirebildiklerini görüyoruz." diyor.
BHRRC'nin işçi hakları program yöneticisi Natalie Swan, dünya genelinde hazır giyim üreten pek çok bölgenin iklim acil durumunun yanı sıra siyasi ve ekonomik krizlerinden etkilenmeye çok açık olduğunu ekliyor.
Göçer'in bir meslektaşıyla Haziran 2023'te bölgesel tedarikçiler arasında gerçekleştirdiği ayrı bir ankete göre, Türkiye'nin güneydoğusundaki tekstil ve hazır giyim tedarikçilerinin yalnızca yüzde 4'ü depremlerden sonra üretimi eskisi gibi sürdürebildi. Tedarik ettikleri markalar onlara felaket sonrasında her türlü desteği sundu. Ankete katılanların yüzde 69'uysa alıcılar veya markalarla hiçbir şekilde iletişim kuramadıklarını söyledi.
BHRRC, Şubat 2023'te felaketin ardından satın alma uygulamalarına ilişkin bilgi almak üzere bölgede iş yapan 11 uluslararası hazır giyim şirketine ulaştı. Yalnızca altı marka, tedarikçi fabrikalardaki işçileri korumaya yönelik adımlar attığını söylerken, yalnızca bir marka, depremde ölen işçilerin ailelerine mali yardım sağladığını söyledi. Ama firmaların hiçbiri bu eylemlerle ilgili ayrıntılı bilgi vermedi.
Göçer, H&M Group ve Inditex'in (Zara'nın ana şirketi) Save the Children, Türk Kızılayı ve Türkiye'nin afet yönetim kurumu AFAD için taahhüt ettiği yardım bağışlarının "aslında işçilere gitmediğini" söylüyor.
"Bu şirketler kendi tedarik zincirlerine yardımcı olacak eylemler yerine halkla ilişkiler kampanyaları peşinde" diye ekliyor. "Markaların yaptıklarını kamuya açıkladıkları şeyler ve sahada olup bitenler arasında büyük bir fark var."
(AEK)