Türkiye'den üç Cumhuriyet savcısı, Almanya'da iki yılı aşkın süre önce açılan ve üç Türkiyeli sanığın hapisle cezalandırılmasına neden olan Deniz Feneri e.V. Derneği yolsuzluk dosyasında Türkiye bağlantılarını soruşturmak için bu ülkeye gidiyor.
Almanya'daki Deniz Feneri e.V. derneği yetkilileri, derneğe yapılan 41 milyon avroluk (yaklaşık 85 milyon TL) bağıştan 18 milyonluk kısmının amaç dışı kullanıldığı gerekçesiyle yargılanmış ve mahkum olmuşlardı. Amaç dışı kullanımın paralanın Türkiye'deki bağlantılı şirketlere gönderilmesiyle ilgili olduğu savunuluyor.
3 Ocak'ta Almanya'ya hareket etmeleri beklenen savcıların, bu ülkede yürütülen yargılamadan mahkum edilen Mehmet Gürhan, Mehmet Taşkan ve Firdevsi Ermiş'i Alman savcılar nezaretinde çapraz sorguya alacakları ifade ediliyor.
Milliyet gazetesi, Türkiye'deki şirketlere usulsüz şekilde para aktarılması konusunda çok önemli bilgilere sahip olduğu iddia edilen Firdevsi Ermiş'in, 8 Ocak'ta savcılara ifade vereceğini bildirdi.
Deniz Feneri derneğinin arka arkaya başkanlığını yapmış olan Kanal 7 Int'in Genel Müdürü Mehmet Gürhan, Deniz Feneri davasında 5 yıl 10 ay hapis cezasına çarptırılmış, Yargıç Johann Müller davaya konu olayların "Almanya tarihinin en büyük dolandırıcılığı" olduğunu söylemişti. Almanya'daki dosya, Şubat 2009'da Türkiye'ye gönderilmişti.
Almanya'daki ilk Deniz Feneri davasında Karaman ve Akman, "asıl failler" olarak nitelendirilmiş ancak haklarında işlem yapılabilmesi için Türkiye'den dosyaları bekleniyordu.
Türkiye'de kayda değer bir gelişme yaşanmazken ikinci önemli işlem yine Almanya'dan geldi: Üç kişinin hapis cezalarına mahkum edilmesinden sonra aynı dosyaya bakan Frankfurt Mahkemesi'nin, Kanal 7 eski sahibi Zekeriya Karaman ve başta Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) olmak üzere birçok çevrenin istifasını istediği halde Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) başkanlığı görevini görev süresi bitine kadar sürdüren ve halen RTÜK üyesi olan Zahit Akman'a, haklarında dava açıldığını 22 Ekim'de gündeme gelmişti. (EÖ)