ÇGD, basın kanunu taslağıyla ilgili önerilerini açıklarken, hükümetin hazırladığı taslağı da olumlu bulduğunu belirtiyor.
"Bu taslakla 12 Eylül Hukuku'ndan arta kalan ek ve geçici maddeler kaldırılmakta, süreli yayınların kapatılması, dağıtımının engellenmesi, matbaa makinalarına suç aleti olarak el konulması dönemi kapanmaktadır. "
ÇGD, ayrıca, taslağın hazırlanma sürecinde, Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü ve basından sorumlu Devlet Bakanlığı'nın basın meslek örgütleri ile ilişkiye geçmesi onların görüşlerinin de yeni yasal düzenlemelerde dikkate alınacağının ifade edilmesini olumlu bir yaklaşım olarak değerlendiriyor.
"Basın özgürdür" maddesiyle ilgili görüşler
Taslağın birinci maddesinde "Basın özgürdür. Bu özgürlük, bilgi edinme-yayma, eleştirme ve eser yaratma haklarını içerir," deniyor.
Özgürlüğün kullanılması, "başkalarının şöhret ve haklarının, toplum sağlığının ve ahlakının, milli güvenlik, kamu düzeni, kamu güvenliği ve toprak bütünlüğünün korunması, devlet sırlarının açıklanmasının veya suç işlenmesinin önlenmesi, adaletin tarafsızlığının sağlanması amacıyla kanunla sınırlanabilir," şeklinde açıklanıyor.
ÇGD, "milli güvenlik", "kamu düzeni", "devlet sırrı" gibi kavramların yorumlanmasında kaygı duyuyor.
ÇGD, "halkın bilgi alma hakkı" çerçevesinde kamu görevlilerinin ellerindeki bilgileri "özel mülk" gibi gördüğü değerlendirmesi yapıyor; bunun yasada belirtilmesini talep ediyor.
Tekelleşme ve ticarileşme
ÇGD, bugün Türkiye basını ve demokrasisi açısından en önemli sorunun medya ortamının aşırı ticarileşmesi ve tekelleşme olduğu görüşünde.
Aşırı ticarileşme ve tekelleşme koşullarında medya sahipliği karşısında iyiden iyiye güçsüz bırakılan gazeteciler doğru bilgiye ulaşma ve bunu kamuoyuna ulaştırma konusunda doğrudan sahiplik yapısından kaynaklanan engellerle karşılaşıyor.
ÇGD'ye göre; gazeteciler bağımsız, güçlü ve özgür olamayınca basın da özgür olamıyor. O nedenle de, gazetecilerin devlet ve sahiplik yapısı karşısında bağımsızlığının ve özgürlüğünün yasalarla güvence altına alınması basın özgürlüğünün başlıca garantisi olacaktır.
BU çerçevede; ÇGD'nine önerdiği 1. madde şöyle:
"Basın Özgürdür. Basın Özgürlüğü kamu makamlarının müdahalesi olmaksızın bilgilenme hakkının kullanılması kapsamında haber edinme, yorumlama ve yayma hakkını içerir."
Bu özgürlüğün kullanılması, ancak insan onuruna saygının, milli güvenliğin, kamu düzeninin, genel ahlakın, yasalarla tanımlanmış Devlet sırrının veya yargılama görevinin gerektirdiği hallerde sınırlanabilir.
Yayının sahibi, sorumlu yazı işleri müdürü ve gazeteciler haber kaynağını açıklamaya ve tanıklık yapmaya zorlanamaz. Basın özgürlüğünün tam anlamıyla yaşama geçirilebilmesi açısından gazetecilerin siyasal iktidarlar ve sahiplik yapıları karşısında bağımsızlık ve özgürlüklerinin güvence altına alınması zorunludur.
Kamu görevlileri devlet sırrı kapsamı dışında kalan bilgileri basın çalışanları ile paylaşmakla yükümlüdür."
Matbaacılar
ÇGD, Madde 2'deki "Basılmış eserlerin basımı ve yayımı, bu Kanun hükümlerine tabidir," düzenlemesinin matbaacı esnafını altından kalkamayacakları para cezaları ile yüz yüze bırakacağından endişe duyduğu için değişiklik öneriyor:
"Madde 2- Basılmış eserlerin basımı 5681 sayılı Matbaalar Yasasına, yayımı bu yasa hükümlerine tabidir."
ÇGD taslağına göre; aynı nedenle Madde 12'deki "Basımcı, bastığı her türlü yayının..." diye başlayan ilk ve "Basımcıya bu yükümlülüğü..." diye başlayan son cümlelerdeki "basımcı" sözcüğünün de "Yayımcı" olarak değiştirilmesi uygun olacaktır. Yine, Madde 21'deki "basımcı" sözcüğü de aynı nedenle "yayımcı" olarak değiştirilmelidir.
Para cezaları
ÇGD, taslağın 18, 19, 20, 21, 23, 24, 25. maddelerinde belirtilen para cezalarını holding dışı medya kuruluşları için hala öldürücü nitelikte buluyor; para cezalarının varlıkları demokrasimiz açısından yaşamsal öneme sahip holding dışı medya kuruluşlarıyla, mesleki yayın ve sanat-kültür dergilerini yok etmeyecek seviyelere çekmek gerektiğine inanıyor.
"Hazırlık soruşturması" h
ÇGD, madde 23'deki "Hazırlık soruşturmasının başlamasından takipsizlik kararı verilmesine veya kamu davasının açılmasına kadar geçen süre içerisinde, soruşturmacı, Cumhuriyet savcısı, hakim veya mahkeme işlemlerinin ve diğer belgelerin içeriğini yayımlayan kimse..." şeklindeki ifadenin, polis-adliye haberlerini hiç yapılamaz hale getirebileceğini düşünüyor.
ÇGD önerisi şöyle: "Hazırlık soruşturmasının başlamasından takipsizlik kararı verilmesine veya kamu davasının açılmasına kadar geçen süre içerisinde, soruşturmacı, Cumhuriyet savcısı, hakim veya mahkeme işlemlerinin ve diğer belgelerin içeriğini haber vermenin sınırlarını aşan nitelikte yayımlayan kimse..."
Dağıtım
Taslaktaki Madde 27 şöyle: "Süreli yayınların dağıtımını yapan kişiler, kendilerinden dağıtılması istenen yayınları, dağıtımını yaptıkları diğer yayınlar için aldıkları, satış fiyatı ile tiraja göre belirlenen dağıtım ücretini aşmayacak bir bedel karşılığında, dağıtmakla yükümlüdürler. Bu yükümlülüğe aykırı davrananlar, dağıtımından kaçındıkları yayının toplam bedelinin yarısı oranında ağır para cezası ile cezalandırılırlar."
ÇGD, basın özgürlüğü ve halkın haber alma hakkını tam anlamıyla kullanabilmesi açısından önemsediği bu maddenin, damping yaparak küçük yayın kuruluşlarını zor durumda bırakmaya yönelebilecek yayıncılara fırsat tanımamasını diliyor.
ÇGD, dağıtım ücretinin belirlenmesinde satış fiyatı ve tiraj yanında sayfa sayısının da dikkate alınması gereğinden hareketle; maddenin "... diğer yayınlar için aldıkları, satış fiyatı ile tiraja ve sayfa sayısına göre belirlenen dağıtım ücretini aşmayacak bir bedel karşılığında,..." şeklinde düzenlenmesini öneriyor.
Dava açma süresi azalsın
Madde 30'da, "Basılmış eserler yoluyla işlenen veya bu Kanunda öngörülen diğer suçlarla ilgili ceza davalarının günlük süreli yayınlar yönünden altı ay, diğer basılmış eserler yönünden bir yıl içinde açılması zorunludur. Bu süreler basılmış eserlerin Cumhuriyet Başsavcılığına teslim edildiği tarihten başlar,"
deniyor.
(6 ay-1 yıl) sürelerini uzun bulan ÇGD'nin önerisi şöyle: "Basılmış eserler yoluyla işlenen veya bu Kanunda öngörülen diğer suçlarla ilgili ceza davalarının günlük süreli yayınlar yönünden üç ay, diğer basılmış eserler yönünden altı ay içinde açılması zorunludur. Bu süreler basılmış eserlerin Cumhuriyet Başsavcılığına teslim edildiği tarihten başlar."
Sorumlu müdürün yasal ikametgahı
Madde 33'deki "süreli yayının idare merkezi, tebligat işlemleri yönünden, yayın sahibinin ve temsilcisinin, sorumlu müdürün ve yardımcısının kanuni ikametgahı sayılır," düzenlemesiyle ilgili öneriyse şöyle:
"Süreli yayının idare merkezi, tebligat işlemleri yönünden, yayın sahibinin ve temsilcisinin, görevli oldukları süre içinde sorumlu müdürün ve yardımcısının kanuni ikametgahı sayılır." (NM)