Fotoğraf: Gazete Duvar
Haberin İngilizcesi için tıklayın
Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) 15 Haziran'da başlattığı "Darbeye Karşı Demokrasi Yürüyüşü" bugün (20 Haziran) Ankara'da sona erdi. Yürüyüşün sonunda eş genel başkanlar ortak açıklama yaptı.
HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan, Mithat Sancar, Halkların Demokratik Kongresi (HDK), Demokratik Toplum Kongresi (DTK) yöneticileri ve milletvekillerinin katıldığı açıklama öncesi Ankara Meclis Parkı'nın çevresi polis tarafından kapatıldı.
HDP Eş Genel Başkanları Buldan ve Sancar parkta “irademiz ve mücadele kararlılığımız büyüdü” başlıklı ortak bir açıklama yaptı.
Açıklamada özetle şu ifadelere yer verildi:
"Artık yeter demek istedik"
"1 Haziran’dan 1 Eylül’e kadar sürecek olan üç aylık bir Demokratik Mücadele Programı hazırladık. Bu programın esası, darbeci zihniyete karşı demokrasiyi, hak ve hukuku, adaleti ve özgürlükleri savunmaktır. Bu amaçla 1 Haziran’da 9 maddelik asgari demokrasi zeminini tanımlayan bir deklarasyon açıkladık ve gidişattan rahatsız olan herkese ortak mücadele çağrısında bulunduk.
Bu kapsamda 15 Haziran’da Türkiye’nin iki ucundan, Edirne ve Hakkari’den Ankara’ya doğru “Darbeye Karşı Demokrasi Yürüyüşü” başlattık. Bu yürüyüşle toplumu nefessiz bırakan, kendisi gibi düşünmeyen herkesi susturmaya çalışan iktidara karşı toplumun yükselen itirazını sokağa taşırmak, artık yeter demek istedik!
“Algı operasyonları yapıldı”
Bu kervan yola çıkmasın, yürüyüş gerçekleşmesin diye harekete geçenlerin, algı operasyonları ve karalama kampanyaları yapanların, her türlü yol ve yöntemi mubah görenlerin heveslerini kursaklarında bıraktık. Büyük bir demokratik olgunlukla ve sorumlulukla bu yürüyüşü gerçekleştirdik. Toplum, bütün halklarımız, HDP’nin bu tutumunu, demokratik siyasetteki kararlı ve taviz vermez duruşunu, neyin ne olduğunu gördü.
"Darbe dönemi görüntüsü oluşturuldu"
Böylelikle halkımızın kararlılığı, iradesi ve umudu daha da büyüdü. Bizler bunları bilerek yola çıktık ve haklı olduğumuzu bir kez daha gördük. Bizler haklılığımıza, toplumsal ve siyasal meşruiyetimize, halkımızın desteğine dayanarak kararlı ve inançlı bir şekilde bu yürüyüşü başlattık. Önümüze çıkarılan engellemeler bizleri durduramadı.
Bizleri engellemek için yürüyüş güzergahımızda bulunan 16 kente giriş çıkışlar Anayasa ve hukuk çiğnenerek yasaklandı. Yürüyüş güzergahımızda yapılan yığınaklarla bir darbe dönemi görüntüsü oluşturuldu. Milletvekillerimiz ve seçilmişlerimiz üzerine zaman zaman suç işleyerek, yasa ve anayasa çiğneyerek saygısızca saldırılar yapıldı. “
“Ülkenin iki yakasından Ankara’ya ulaştık”
Ama bütün bu engelleri aşa aşa Edirne ve Hakkari’den, ülkenin iki yakasından Ankara’ya ulaştık. 10 il ve onlarca ilçede iradesi gasp edilen halkımızla bir araya geldik. Hakkari yürüyüş kolu Hakkari, Van, Başkale, Bitlis, Tatvan, Kozluk, Bekirhan, Batman, Bismil, Diyarbakır, Ergani, Siverek, Urfa, Antep ve Adana’dan geçerek; Edirne yürüyüş kolu Edirne, Silivri, İstanbul-Esenyurt, Kadıköy, Beşiktaş, Sultanbeyli ve Kocaeli Kandıra’dan geçerek Ankara’ya ulaştı.
"Yan yana olmaktan başka çaremiz yok"
Buradan bir kez daha çağrımızı yineliyoruz: Bu ülkenin, bu toprakların bir halklar bahçesi olması için omuz omuza, yan yana, kol kola olmaktan başka çaremiz yok. Durmayacağız. Demokrasi Yürüyüşü ile umudunu büyüttüğümüz demokrasi ittifakını gerçekleştireceğiz.
Toplumun en temel talebi ve hayati ihtiyacı olan şiddetin son bulması, toplumsal barışın gerçekleşmesi için her türlü sorumluluğu almaya hazırız. Çatışma kısır döngüsüne son verilmesi ve sorunların diyalog yoluyla çözülmesi çağrısında bulunuyoruz.
"Savaş politikaları toplumu çürütüyor"
Türkiye’de huzur ortamının tesis edilmesi isteniyorsa, bunun yolu demokratik siyasetten ve müzakereden geçmektedir. Bunu sağlayacak bütün adımların atılması için herkes üzerine düşeni yapmalıdır.
Bu çerçevede sayın Öcalan’ın büyük katkı sunacağına inanıyoruz. İmralı’daki tecridin sona erdirilmesi bu nedenle çok önemlidir. Savaş politikaları toplumu çürütüyor, vicdanları köreltiyor. Bunu ancak hep birlikte durdurabiliriz.
"İş, aş, doğa ve kadın özgürlüğü için yürüdük"
HDP özgürlükler için, demokrasi için, barış için, adalet için, eşitlik için, iş ve aş için, doğa için, kadın özgürlüğü için yürüdü. Bizim tek derdimiz halkımızın hak ve hukuk temelinde, özgürce bir yaşam sürmesidir. Buradayız! Burada olacağız.
Selahattin Demirtaş olarak, Figen Yüksekdağ olarak; cezaevlerindeki tüm üyelerimiz, yöneticilerimiz, milletvekillerimiz, belediye eşbaşkanlarımız ve seçilmişlerimizle birlikte buradayız ve daha güçlüyüz. Yolumuz açık olsun. Mutlaka kazanacağız." (RT)