Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Diyarbakır’da gündeme ilişkin yaptığı değerlendirmelerde yerel seçimlerde İstanbul’da Halkların Demokratik Partisi (HDP) ile Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) arasında ittifak olup olmayacağına dair soruya “İlkeli ittifaklara açığız” dedi.
Radikal’de yer alan habere göre, Demirtaş Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesut Barzani’nin Diyarbakır temaslarıyla ilgili olarak Barzani’nin halkta heyecan yaratmadığını belirtirken, Gülen Cemaati ile Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) iktidarı arasındaki dershane tartışmalarıyla ilgili olarak, “Biz iki anlayışı da kabul etmiyoruz. Özel okulda bilgi satmak kapitalist sistemin argümanıdır. Devlet her yerde bilimsel, anadilde ve parasız eğitim vermek zorundadır” dedi.
“İttifak ihtimal dahilinde”
“HDP'nin seçimlere gireceği yerlerde HDP yönetimi tümüyle bu ittifak çalışmalarında, seçim çalışmalarında yetkilidir. Dolayısıyla BDP olarak bizim doğrudan söz söylememiz işleyişimize aramızdaki ilişkiye de aykırı olur.
“Özellikle Türkiye’nin metropol kentlerinde HDP iyi bir örgütlenme ve çalışmayla büyük bir oy potansiyelini ortaya çıkarabilir. Bu kazanımın başarıya dönüşebilmesi için bazı illerde ve ilçelerde ilkeli ittifaklara açık olması gerektiğini düşünüyoruz.
“Ancak bu saate kadar HDP ile CHP ya da başka bir parti arasında resmi ya da gayri resmi bir ittifak görüşmesi olduğunu söyleyemeyiz. Tartışmalar oluyor biz de izliyoruz.
“HDP zaten eş başkanları aracılığıyla ilkeli, şeffaf ve açık ittifak ve işbirliğine kapalı olmadıklarını belirttiler. Dolayısıyla bu tür görüşmeler önümüzdeki günlerde olabilir, ihtimal dahilindedir. Bu böyle gizli kapalı kapılar ardında yapılacak işler değil. Olacaksa ilkeler düzeyinde belirlemeler yapılır. Halkın kamuoyunun karşısında çıkılarak, hangi temelde nereler için ittifak yapıldığı halkla paylaşılır.”
“Başbakan’ın mesajları sürecin önünü açmaz”
“Diyarbakır’da dağlar ve cezaevleri boşalacak denildi, sonra bunun da Başbakan'ın bir hayalinden ibaret olduğu ifade edildi.
“Barzani’nin ziyareti bölgesel gelişmelerdeki sıkışmışlığı Türkiye'nin dış politikasındaki handikapları aşmak üzere gerçekleşmiş bir ziyarete benziyor. Özellikle Rojava'ya karşı Türkiye'nin takındığı sert tutum, anlaşılmaz ve buradaki kazanımları boğmaya dönük tutum Diyarbakır ziyaretinde bir kez daha perçinlendirilmiş oldu.
“Kürt halkına sıcak mesajlar verilmiş olabilir ama biz bunun gerçekten de kalıcı olarak barışa hizmet edebilmesi için, güven verici, somut, pratik adımları görmek istiyoruz.
“Diyarbakır ve Kürt halkı bütün bu olup bitenleri izliyor. Kimsede büyük bir heyecan, coşku yok. Başbakan'ın burada verdiği mesajlarda sürecin önünü açabilecek düzeyde ve yeterlilikte görünmüyor.”
“Parayla satılan eğitime karşıyız”
“Devlet her yerde bilimsel, anadilde ve parasız eğitim vermek zorundadır. Dershaneler ve özel okullarla ayrımcılık yapmak yerine bütün okulların bu standartlara kavuşturulması gerekir. Hükümet bunu yapmak zorundadır.
“Bu yüzden insanlardan vergi alıyorlar. Eğer vatandaşlardan vergi almayacaklarsa her tarafa dershane, özel okul açabilirler. Biz bu tartışmada taraf olmak zorunda değiliz. Parayla satılan eğitime karşıyız. Eğitimin ticarileştirilmesini doğru bulmuyoruz.” (EKN)